.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 509
Hüküm no: 450
Orijinal metin no: [147a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Çakırağa mahallesinde oturan Ayşe Hatun bt. Sinan’ın para vakfı şartları

Vakfiye-i Sefer Ağa

Hamd-i mevfûr ve senâ-i nâ-mahsûr ol vâkıf- ahvâl-i ins ü cân ve hâlik-i halk-ı her dû-cihân mâlikü’l-mülk ve’l-melekût zi’l-izzeti ve’l-ceberût cellet hikmetühû ve azzet kelimetühû hazretlerinin dergâh-ı azamet-penâhlarına ref‘ olunur ki, nüsha-i insânı ketm-i ademden ahsen-i takvîm üzere ibdâ‘ ve imlâ ve ibdâ‘ üslûb-ı kavîm üzere ihtırâ‘ ve inşâ edip mesâlik-i ma‘âşı ta‘lîm ve menâhîc-i mi‘âdı tefhîm eyledi ve sad-hezâr dürer-i salât u selâm ve gurer-i tahiyyet-peyâm-ı huceste-nizâm ol medîne-i ilm u hilm u temkîn gencîne-i vahy-i rabbü’l-âlemîn hâtemün-nebiyyi ve’l-mürselîn mühr-i sipihr-ıstafâ fahr-ı âlem Muhammed Mustafa -sallallâhü te‘âlâ aleyhi ve sellem- mâ-taharreke’s-semâ ve tenessem hazretlerinin ravza-i raziyyelerine nisâr ve hatîr-i behiyyelerine îsâr olunur ki, ümmeti dîn-i kavîme hidâyet ve tarîk-i müstakīme delâlet kıldı ve sunûf-ı rahmet-i ilâhî ve ulûf-ı mağfiret-i nâ-mütenâhî zümre-i âl ve ashâb ve esdikā ve ahbâbına olsun ki, herbiri tarîk-i [hakka] hâdî ve sebîl-i tevfîka münâdî olmağın hâmî-i hamâ-yı şer‘-i şerîf ve vâlî-i livâ-i dîn-i münîf olmuşlardır -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în- erbâb-ı elbâba rûşen ve zâhir ve ashâb-ı edâya ayân ve bâhirdir ki, bu cihân-ı gaddâr esâs-ı cism-i nizâr gibi bâ-üstüvâr ve bu dünyâ-yı mekkâr medâr-ı bevâr ve bünyâdı bâ-pâyidâr mukīmi şeref-i irtihâl ve na‘îmi müşrif-i zevâl olduğu bedîhi ve rütbe ihsâsda vâzıh ve behîdir bu dahi ma‘lûm ve ukalâya zâhir ve mefhûmdur ki, libâs-ı hayât-ı insâna bir pelâs-ı müfâd ve kabâ-yı vücûd bir câme-i müste‘ârdır, lâ-cerem insân-ı kâmil ve merd-i müdebbir-i âkil oldur ki, hâl-i âfiyetde mâl-ı âkıbetini tedebbür ve re’y-i sedâd ile merci‘-i ma‘âdını tefekkür edip “ed-Dünyâ mezra‘atü’l-âhire” fehvâsınca mezra‘a-i dünyâda tohum-ı hayrâtı zirâ‘at ve bezr-i hasenâtı harâset edip tahsîl-i zahr-ı âhiret ve tekmîl-i zâd-ı âkıbet edip rûz-ı haşrda ahyâr ile mahşûr ve na‘îm-i mukīm ile muğtenim ve mesrûr ola, bu mukaddemât-ı vâcibetü’l-kabûl ve kazâyâ-yı vâzıhu’l-medlûle binâen bu kitâb-ı müşgîn-nikābın tahrîrine bâ‘is ve hitâb-ı müstetâbın tastîrine sebeb ve hâdis oldur ki, Dârü’s-saltanati’s-seniyye Kostantıniyyetü’l-mahmiye mahallâtından Çakırağa mahallesi sâkinelerinden kıdvetü’l-muhadderât ve sâhibetü’l-hayrât Âişe Hatun bt. Sinan âmme-i tasarrufât-ı şer‘iyyesi câize ve kâffe-i teberru‘ât-ı mer‘iyyesi nâfize olduğu hâlde meclis-i şer‘-i şerîf-i envere hâzıra olup evkāf-ı esbetetü’l-evsâfa mütevellî nasb eylediği mefharü’l-a‘yân Sefer Ağa b. Abdüddeyyân mahzarında ikrâr u i‘tirâf ve takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip atyeb emvâl ve ahlas menâlimden yüz yirmi bin nakd-i râyic fi’l-vakt akçeyi ifrâz ve kemâl-i imtiyâz ile mümtâz kıldıkdan sonra hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf ve habs edip şöyle şart ve ta‘yîn eyledim ki, meblağ-ı mezbûr beher sene onu on bir buçuk olmak üzere istirbâh ve istiğlâl olunup medyûnundan rehn-i kavî ve kefîl-i melî veyâhûd ikisinden biri iktifâ oluna ve her yılbaşında istiğlâl olundukça sicill-i mahfûza kayd oluna ve hâsıl olan rey‘ ve nemâsı şurûtü’l-ânifi’l-beyâna sarf oluna ve şart eyledim ki vakf-ı mezbûra ben hayâtda oldukça tevliyyeti yedimde ola, vefâtımdan sonra mezkûr Sefer Ağa mütevellî olup yevmî dört akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve mezkûr Sefer Ağa’nın evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına meşrûta ola, neslen ba‘de neslin ve fer‘an gıbbe aslin ve ba‘de inkırâzi’l-evlâd mezkûr Sefer Ağa’nın utekāsına meşrûta olup zikr olunan dört akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve şöyle şart eyledim ki hazret-i rabbü’l-izzet ihsân eylediği rıbh ve gılâlinden kendi rûhum için medîne-i Üsküdar’da merhûme Vâlide Sultân Câmi‘-i şerîfi kurbünde vâki‘ iki tarafı Bevvâb Ali Bey Vakfı’na ve iki tarafı tarîk-i âmma müntehî olup mezkûr Sefer Ağa’nın mezâristânda binâ eylediği mu‘allimhânede beher yevm iki nefer kimesne birisi ba‘de salâti’s-subh ve biri ba‘de salâti’l-asr birer cüz’-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuma ihdâ edip mukābelesinde yevmî ikişer akçeye mutasarrıf olalar ve dahi şöyle şart eyledim ki, merhûm ve mağfûrün-leh babam Sinan [147b] rûhu için ehl-i Kur’ân ve mücevvid ve müttakī ve mütezehhid iki nefer kimesne birisi ba‘de salâti’s-subh ve biri ba‘de salâti’l-asr birer cüz’-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuna ihdâ edip mukābelesinde yevmî ikişer akçeye mutasarrıf olalar, şöyle şart eyledim ki ciğer-gûşem merhûme cennet-mekân firdevs-âşiyân Kerime Hatun rûhu için ehl-i Kur’ân’dan iki nefer kimesne dahi ba‘de salâti’s-subh ve birisi ba‘de salâti’l-asr birer cüz’-i şerîf tilâvet [edip] sevâbını rûhuna ihdâ edip mukābelesinde yevmî ikişer akçeye mutasarrıf olalar ve şart ve ta‘yîn eyledim ki mezbûr mu‘allimhânede ehl-i Kur’ân iki nefer kimesne dahi vâlidem rûhu için ba‘de salâti’s-subh ve biri ba‘de salâti’l-asr birer cüz’-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuna ihdâ edip yevmî ikişer akçeye mutasarrıf olalar ve şöyle şart eyledim ki mezkûr mu‘allimhânede ta‘lîm-i sıbyân için bir ehl-i ilm ve ehl-i Kur’ân ve mücevvid kimesne hoca olup ba‘de edâi’l-hizmet yevmî dört akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve eczâ-i şerîfeden dahi mezkûr hoca iki eczâ-i şerîfe kırâ’at eyleye, birini ba‘de salâti’s-subh ve biri ba‘de salâti’l-asr kırâ’at edip mukābelesinde dört akçeye mutasarrıf ola ve bir sâlih kimesne dahi mu‘allimhânede halîfe olup yevmî üç akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve mezkûr halîfe dahi tilâvet-i ba‘de salâti’s-subh ve kırâ’at-i ba‘de salâti’l-asr olan eczâ-i şerîfeden iki cüz’-i şerîf kırâ’at edip yevmî ikişer akçeye mutasarrıf ola ve dahi şart eyledim ki mezâristân-ı mezbûr içinde binâ olunan sakaya dahi bir kimesne sebîlci olup sebîl ettiğinden sonra hizmeti mukābelesinde yevmî dört akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve mu‘allimhânede okuyan sıbyânın fakīrü’l-hâl ve eytâmına leyle-i Kadir’de iki bin akçelik kaftân verile ve beher sene başında mu‘allimhâne için iki yüz akçelik hatab alalar ve iktizâ ederse ibrik ve hasır için üç yüz akçe masraf edeler ve eğer iktizâ etmezse sene başında zevâyide ilhâk oluna ve bir hesâb kitâba kādir ve fenn-i erkāmda mâhir kimesne vakf-ı mezkûra kâtib olup yevmî ikişer akçeye mutasarrıf ola ve bu cümle gallât-ı vakfı mevâzi‘-i mu‘ayyene ve mevâkı‘-ı mübeyyenelerin ahz u cem‘ etmek için bir sâlih kimesne câbî olup vazîfe-i yevmiyesi iki akçe ola ve zikr olunan eczâhânın içlerinden bir kimesne noktacı olup eczâhânlardan bilâ-özr-i şer‘î ve sebeb-i kavî edâ-i hizmet etmeyenleri mütevellî-i vakfa i‘lâm edip yeri âhardan bir müstahıkka tevcîh oluna ve ba‘de’l-hizmet yevmî bir akçeye mutasarrıf ola ve dahi şöyle şart eyledim ki hemşirem Raziye Hatun vakf ettiği on beş bin akçe dahi kendi vakfıma ilhâk olunup onu on bir buçuk hesâbı olmak üzere istirbâh olundukdan sonra mu‘allimhânede cem‘iyet üzere ehl-i Kur’ân iki nefer kimesne iki cüz’-i şerîf kırâ’at edip mukābelesinde yevmî ikişer akçeye mutasarrıf olalar ve biri dahi sermahfil olup on günde bir kerre hatm-i şerîf oldukda okuyup sevâbını rûhuma ihdâ ede, mukābelesinde yevmî bir akçeye mutasarrıf ola ve mahsûlünden eğer fazla kalırsa asl-ı vakfa zam olunup meblağ-ı sâbıku’l-beyân ile vech-i mezbûr üzere i‘mâl oluna ve mürtezika-i mezbûre vakf-ı mezkûra hasbî nâzır olalar ve meblağ-ı mezbûr ve mesfûr yüz yirmi bin akçeyi mütevellî-i mezkûr Sefer Ağa’ya teslîm edip ol dahi sâir mütevellî-i evkāf tasarruf ettikleri gibi iki ay tasarruf edip vazîfe-i tevliyyet iki yüz kırk akçe ahz u kabz eylediğini ikrâr edip vech-i mastûr üzere cârî ve sâdır olan kelâmını vicâhen ve şifâhen tasdîk ve tahkīk ettikden sonra vâkıfe-i ârife kelâmını semt-i âhara sârif olup vech-i me’lûf ve meşrû‘ üzere da‘vâ-yı istirdâd ve rücû‘ edip İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı akdes sirâcü’l-ümme muktedâyü’l-eimme Ebû Hanife Numan Sabit el-Kûfî -âmelallâhü subhânehû bi’l-lütfi’l-vefî- katında vakf-ı akār kār olmayıp kābil-i rücû‘ ve mülk[üne] istirdâd meşrû‘ ve vakf-ı derâhim ve denânîr eimme-i selâse-i nehârîr -aleyhim rahmetü’l-meliki’l-kadîr- katlarında bâtıl ve âna ta‘lîk olan şart kezâlik âtıldır, ol ecilden vakf-ı mezbûrdan rücû‘ edip nükūd-ı mesfûreyi ve akār-ı merkūmeyi [148a] ve yevmî dörder akçeden iki ayda ahz ettiğin kemâkân mülküme idhâl murâdımdır, bilâ-imhâl ve lâ-ihmâl cümlesin bana red ve îsâl eyle deyu istirdâd ve teslîminde fevka mâ-yürcâ isti‘câl eyledikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba mutasaddî olup eğerçi vakf-ı akār ol imâm-ı celîlü’l-mikdâr katında gayr-ı lâzımdır, lâkin eimme-i dîn-i rahmet-karînden Hazret-i Ebû Yusuf el-İmâm-ı sânî ve’l-imâm-ı sâlis Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî -nevverallâhü merkadehümâ bi-nûri’l-mesânî- katlarında sahil ve lâzımdır ve imâm-ı muzaffer ve hümâm-ı muvakkır hazret-i İmâm Züfer’den Ensârî rivâyeti üzere vakf-ı nükūd sahîh ve câiz ve fî-zamâninâ husûsen vakf-ı nükūda fetvâ ve emr-i sultânî ânın re’yi ile amel üzere olup imâm-ı mezbûr kavl-i mebrûru üzere sıhhat-i vakf-ı nükūda hükm eden hâkim ecr-i cezîle ve zikr-i cemîle fâyiz olur deyu cümlesin redden imtinâ‘ etmekle beynlerinde nizâ‘ tezâyüd ve irtifâ‘da olmağın hâkim-i muvakkı‘-ı kitâb huzûrunda mürâfa‘a olduklarında ol dahi cânibeynin delîlinde teemmül-i melî ve taraf-ı mütevellîde rüchân-ı? celî müşâhede buyurup cânib-i vakf[a] nazar ve mennâ‘un li’l-hayr olmakdan hazer edip evvelen vakf-ı akārın lüzûmuna imâmeyn-i mezbûreyn mezhebleri üzere ve sâniyen imâm-ı Züfer re’y-i münevveri üzere vakf-ı nükūdun sıhhatine ve imâm-ı sânî kavli üzere vakf-ı mezbûrun meşrû‘iyyetine ve mütevellînin zımân-ı zâyidden berâ’et-i zimmetine hükm-i şer‘î buyurdukda vâkıfe-i ârife bu yüzden merâmına necâh ve bu vechile murâdına fevz-i felâh bulmayacak, semt-i âhara sâlik olup sıhhat-i vakfa hüküm çünkü bu minvâl üzere cârî lâkin şâhid-i vakf-ı nükūd halle-i lüzûmdan ârî olmuşdur, vakf-ı nükūdda asıl maksûd lüzûm idiği sıgār ve kibâr katında maktû‘ ve meczûmdur, pes zımândan halâsın sana, pes asıl mâl bana teslîm gāyet mültemesdir deyu tekrâr istirdâd edicek, mütevellî-i sühânsâz cevâba şitâbla âğāz edip hükm-i hâkim-i ârif mahall-i ictihâda müsârif [müsâdif] ola ol hükm nâfiz ve mübrem ve bi’l-icmâ‘ makbûl ve müsellem olup sâir hükkâma kabûlü lâzım ve âmme-i vülât-ı âlî-makāma mukayyed ve imzâsı emr-i mütehattimdir, mâ-nahnü fîhîde? çünkü hâkim İmâm Züfer kavli üzere cârîdir, sıhhat bi’l-umerâ-i sâir eimme-i dîn mezheb-i güzînlerine sârîdir, asl-ı vakıfda sıhhat mukarrer olucak, imâmeyn-i merkūmeyn katlarında sıhhate lüzûm lâzımdır deyu tekrâr mürâfa‘a olduklarında hâkim-i mezbûr dahi imâmeyn-i mezbûreyn re’y-i reşîd ve mezheb-i sedîdleri üzere vakf-ı nükūdun dahi lüzûmuna hükm edip vakf-ı mezbûr vakf-ı sahîh ve lâzım olup min-ba‘d nakz ve nakzına mecâl muhâl ve tebdîl ve tağyîrine kudreti kalmadı, “Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm, cerâ zâlik ve,

Hurrire fî-evâhiri şehri Şevvâli’l-mübârek sene hamse ve selâsîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Receb Ağa b. ( ) el-müteferrika, diğer Receb Ağa el-müteferrika, Ramazan Çavuş, Kemal Efendi b. Mehmed el-imâm, Hasan Efendi b. Mehmed, Hüsam Efendi el-imâm, Abdülkerim b. ( ) el-müezzin, Ahmed Halîfe b. ( ) el-müezzin, Ataullah b. Yusuf, Mustafa b. Abdullah ve gayruhüm.