Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 528 Hüküm no: 465 Orijinal metin no: [153a-1, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sitti Hatun bt. Mehmed’in vakfiyesi
Te‘allaka bi-mâ fîhi harrerehü’l-fakīr Mehmed el-Kādî bi-Kostantıniyyeti’l-mahmiye -ufiye anhu-
Tübika aslühü’l-mahfûz nukile anhü bi-iznî ve re’yî, ketebehû efkaru’l-verâ Ali b. Yusuf el-müvellâ hilâfeten bi-dâri’s-saltanati’s-seniyye Kostantıniyyeti’l-mahmiye -ufiye anhümâ-
Yu‘mel bi-mazmûnihî inde sübûtihî şer‘an harrerehü’l-fakīr Mehmed -ufiye anhu-
İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Sâhibetü’l-hayrât Sitti Hatun bt. Mehmed el-Kādî kıbelinden âti’z-zikr vakıf ikrârına ve tescîle vekâleti Mehmed b. Fethullah el-cündî ve Ramazan b. Ahmed’in şehâdeti ile sâbit olan Veli b. Yahya el-cündî meclis-i şer‘-i şerîfe hâzır olup şöyle ikrâr ve i‘tirâf etti ki, müvekkile-i mezbûresi işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i Kostantıniyye’de Gül câmi‘i kurbünde vâki mahalle-i Cedîde’de kâin, tahtânî bir bâb, fevkānî iki bâb hâneyi, mutfağı ve selamlığı hâvî, hudûdu bir tarafından Mi‘mârbaşı Davud Ağa b. Abdülmennan mülkü, iki tarafından Rahime Hatun bt. Nasûh mülkü, bir tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkı, kâffe-i hukuku ve merâfıkı ile niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye üzere habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı Huban, Melâyim, Hümâ ve Nâzenin bt. Abdullah nâm utekāsına şart etti. Biri öldüğünde tasarruf hakkını ölenin evlâdına, evlâd-ı evlâdına, batnen ba‘de batnin ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti. Ba‘de’l-inkırâz Medîne-i münevvere fukarâsına şart etti. Menzil-i mezbûru tescil maksadıyla mütevellî nasbettiği Mehmed b. Fethullah el-imâm nâm kimseye teslîm etti. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf eyledi. Mütevellî-i mezbûr vâki‘ ikrârı vicâhen ve şifâhen tasdîk etti. Emr-i vakf-ı mezbûr vech-i mastûr üzere tamâm olduğunda vâkıfe-i mezkûre İmâm-ı a‘zam Ebû Hanîfe katında vakfın adem-i lüzûmuna mütemessiken vakfiyyetten rücû‘ edip menzilin mülk-i sahîhine ilhâkını talep ve istirdâd eyledi. Mütevellî, imâmeyn-i hümâmeynin re’ylerine tevfîkan redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm. Ve ecrü’l-vâkıfe ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşere min-Zilka‘deti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve tis‘în ve tis‘a mi’e.
Şühûdü’l-hâl: Mehmed Bey b. Abdullah, Budak b. Ahmed, Veli Kethüdâ b. Abdullah, Mehmed b. Abdullah, Perviz b. Abdullah, Ali b. Durak, Mehmed Bey b. Abdullah, Ali Bey bevvâb-ı sultânî, Hüseyin b. bevvâb-ı sultânî ve gayrühüm
|