Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 530 Hüküm no: 467 Orijinal metin no: [153b-1, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed b. Nazar’ın vakfiyesi
Ve hüve hasbî
Sahha indî mâ havâ hâze’l-kitâb innehû câra alâ-nehci’s-savâb harrerehû efkarü’l-verâ Mehmed b. Mustafa el-Kādî bi’l-askeri’l-muzaffer bi-Rumeli -ufiye anhümâ ve gufire lehümâ-
Elhamdülillâhi rabbi’l-âlemîn ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma‘în ammâ ba‘d, işbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Sâhibü’l-hayrât ve tâlibü’l-meberrât Mehmed b. Nazar meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfe hâzır olup şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, Ali Paşa Hamamı kurbünde, mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Hoca Üveys mahallesinde kâin, altında oda bulunan fevkānî bir bâb hâneyi, su kuyusunu ve kenîfi hâvî, hudûdu bir tarafından Kemal b. Mehmed Çelebi mülkü, bir tarafından Mürüvvet b. Murad mülkü, iki tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkıyla niyet-i hâlisa ve taviyyet-i sâfiye üzere habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı mâdâm ki hayâtda ola evvelâ nefs-i nefîsesine, sonra evlâdına, evlâd-ı evâdına, evlâd-ı evlâd-ı evlâdına, sonra Emine bt. Ahi Ali nâm zevcesine şart etti. Ba‘de inkırâzi’l-kül, Medîne-i münevvere fukarâsına şart etti. Menzil-i mezbûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Abdullah b. Şemsedin’e teslîm etti. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf eyledi. Mütevellî-i mezbûr vâki‘ ikrârı vicâhen ve şifâhen tasdîk etti. Emr-i vakf-ı mezbûr vech-i mastûr üzere tamâm olduğunda vâkıf-ı mezkûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanîfe katında vakfın adem-i lüzûmuna mütemessiken vakfiyyetten rücû‘ edip menzilin mülk-i sahîhine ilhâkını talep ve istirdâd eyledi. Mütevellî, imâmeyn-i hümâmeynin re’ylerine tevfîkan redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm. Ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâhiri Receb li-sene sitte ve tis‘în ve tis‘a mi’e.
Şühûdü’l-hâl: Mustafa b. Mehmed el-imâm, Ali b. Hamza el-imâm, Vildan b. Hüseyin el-müezzin, Mehmed b. İbrahim, Mustafa b. Hüseyin, Kasım b. Abdullah, Mustafa b. Abdullah, Yusuf b. Abdullah, Ferruh b. Abdullah, Hüsrev b. Abdullah, Mehmed b. Hızır, Hüseyin b. Mehmed, Şeyh Ali b. Mehmed, Abdi b. Gündoğdu, Ca‘fer b. Abdullah, Behram b. Abdullah, Muharrem b. Bâli, Muharrem b. İvaz, Hasan b. Pîrî ve gayrühüm mine’l-hâzırîn
|