.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 587
Hüküm no: 530
Orijinal metin no: [172a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mevkufatî Zülfikar Efendi’nin Ayasofya-i Kebir mahallesindeki evini vakfetmesi

Hamd-i müebbed ve şükr-i muhalled ol vâkıf-ı zamâyir ve kâşif-i serâyir hazretlerinin dergâh-ı akdes ve bârgâh-ı mukaddesine ref‘ olunur ki, hallâk-ı âlem ve rezzâk-ı benî Âdem’dir, salât-ı vâfiyât ol zübde-i mevcûdât ve uhde-i? mahlûkātın merkad-i münevver ve meşhed-i mu‘attar[ına] ihdâ olunur ki, şefî‘-i usât-ı ümmet ve kıble-i erbâb-ı himmetdir ve bakiyye-i nakiyye-i kelâm u selâm âl ve evlâd-ı kirâm ve ashâb-ı fihâmlarının merâkıd-ı aliyye ve meşâhid-i celiyyelerine nisâr olunur ki, her biri mütevellî-i cihât-ı dîn ve nâzır-ı şer‘-i mübîndir -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în-

Hasbiyallâhü lâ ilâhe sivâhû

Mâ tazammenehû hâze’l-kitâb ve havâhû ve iştemele aleyhi mantûkahû ve fehvâhû min-asli’l-vakfi ve şerâitihi’l-muharrereti fîhî sahha küllehû ledeyye ve ve’t-tezaha cemî‘uhû beyne yedeyye ve innî hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî fî-husûsihî ve umûmihî vâkıfen alâ-mevâkıfi’l-hilâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eşrâf -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în- ketebehü’l-abdü’l-fakīr ile’l-ganiyyi’l-kadîr Hüseyin b. Mehmed el-me’mûr bi-teftîşi’l-evkāf -ufiye anhümâ-

Ammâ ba‘d, işbu kitâb-ı müşgîn-nikābı tahrîre dâ‘î ve bu sakk-ı ârî ani’ş-şekki tastîre bâ‘is ve bâdî oldur ki, mahmiye-i İstanbul’da Câmi‘-i Şerîf-i Ayasofya-i Kebîr mahallesi sâkinlerinden sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât fahrü’l-a‘yân Zülfikār Efendi b. Abdüddeyyan nâm serrâc-ı sultânî el-mevkūfâtî meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb u ta‘yîn eylediği fahrü’l-akrân Hürrem Bey b. Abdülmennan nâm kâtib mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip vaktâ ki, bu dâr-ı dünyâ bî-sebât ve bî-karâr olup na‘îmi ma‘raz-ı zevâlde ve mukīmi şeref-i irtihâlde olduğunu mülâhaza kılıp “es-sadakatü fidyetün li’l-me‘âsî yevme yü’hazü’l-mücrimûne bi’n-nevâsî” mefhûmu dahi ma‘lûm olup ahsen-i sadakāt ve efdal-i meberrât avâid-i müstemirre ve fevâid-i müstakırre olan sadaka-i câriye olmağın niyet-i vâfiye ve taviyet-i sâfiye ile mahalle-i merkūmede vâki‘ iki tarafı merhûme Âişe Sultan Vakfı ve bir tarafı Kameri Hatun Vakfı ile ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd olup dâhiliyye ve hâriciyye iki muhavvatayı muhtevî olup muhavvata-i dâhiliyyesi fevkānî beş bâb oda ve iki sofa ve dahlîz ve fevkinde bir küçük köşkü ve tahtânî bir matbah ve bir mahzen ve bir mahtab ve fırın ve bi’r-i mâ ve cüneyneyi ve bir kîlâr ve hamâm ve dahlîzi ve muhavvata-i hâri[ci]yyesi fevkānî dört bâb oda ve iki sofa ve dahlîz ve kenîf ve şehnişîn ve tahtânî üç bâb oda ve bir otlakhâne ve tahtında bir matbah ve bir arpa anbârı ve bir bâb oda ve bir ahır-ı sagīr ve bi’r-i mâ ve bir ahır-ı kebîr dâhiliyyede vâki‘ odaların tahtında vâki‘ olmuşdur, bu cümleyi müştemil olan mülk menzilimi bi-cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık vakf-ı sahîh-i şer‘î ve habs-i sarîh-i mer‘î ile vakf ve habs edip şöyle şart eyledim ki, menzil-i merkūmda evvelâ kendim sâkin olup ba‘dehû evlâdım ve evlâd-ı evlâdım ile’l-inkırâz sâkin olalar ve ba‘de’l-inkırâz [172b] utekām ve evlâd-ı utekām ve evlâd-ı evlâd-ı utekām ile’l-inkırâz sâkin ola ve ba‘de’l-inkırâz menzil-i merkūm bi-yedi mütevellî-i merkūm ve ecr-i misli icâre-i mu‘accele ve müeccele îcâr olunup her sene hâsıl olan ücret-i müeccelesinin zikri sebk eden yevmî beş buçuk akçe vazîfe-i mu‘ayyeneden mâ‘adâsının nısfı fukarâ-i Haremeyn-i Muhteremeyn’e verilip nısf-ı âharı dahi zikri âtî masrafa sarf oluna ve icâre-i mu‘accelesinin dahi kezâlik nısfı fukarâ-i mezbûrîne verilip nısf-ı âharı ile zikr olunan ahır-ı kebîrin fevkinde olan binâ-i mevcûd kal‘ oldukdan sonra tûlen on beş arzen yedi bi-hesâb-ı şatrancî yetmiş zirâ‘ arsası üzerine evlâd-ı Arabdan iki nefer süknâya muhtâc a‘mâ bilâ-icâre meşrûtiyet üzere sâkin olmak için iki bâb tahtânî ocaklı odalar binâ olunup arsası ile mecmû‘an a‘mâlara meşrût ola ve Arabdan iki nefer süknâya muhtâc a‘mâ iki bâb odanın herbirinde bilâ-icâre sâkin olup gayr-ı a‘mâ sâkin olmaya ve herbiri mukābele-i süknâda küllü yevmin üçer ihlâs-ı şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuma ihdâ eyleyeler ve zikr olunan odalar binâsından fazla kalan akçenin nısfı mezkûr olan a‘mâlara ale’s-seviyye taksîm olunup nısf-ı âharı mütevellî yedinde hıfz ve odaların lâzım gelen meremmet ve binâlarına sarf oluna ve dahi şart eyledim ki, menzil-i merkūmda evlâdım ve utekām ve evlâdları ale’t-tertîb şart ettiğim vech üzere zükûru ve inâsı ale’s-seviyye sâkin olalar veyâ birbiri rızâlarıyla âhara ecr-i misli ile îcâr edip hâsıl olan icâresin beynlerinde ale’s-seviyye taksîm edeler ve meremmet-i lâzımesin kendi mâllarından edeler, kudretleri olmazsa müfettiş-i evkāf-ı Haremeyn-i Muhteremeyn hâkim-i hâsım ma‘rifeti ile icâresine mahsûb olmak üzere meremmete kādir kimesneye îcâr edeler, ba‘de’l-hesâb cümlesi ke’l-evvel murâdları üzere mutasarrıf olalar ve dahi şart eyledim ki, Ahırkapı kurbünde Memi Çelebi Mescidi’nde her kim imâm olursa meşrûtiyet üzere huzûrunda hergün bi-eyyi vaktin şâ’e yevmî bir akçe vazîfe ile sırran ve cehren bir sûre-i Duhan tilâvet edip sevâbını efendim merhûm Kasım Efendi’nin rûhuna ihdâ eyleye ve yine imâm-ı merkūm huzûrunda kezâlik meşrûtiyet üzere yevmî bir akçe vazîfe ile bir sûre-i Mülk tilâvet edip sevâbını hocam merhûm Mustafa Efendi’nin rûhuna ihdâ eyleye ve mescid-i merkūma müezzin kezâlik meşrûtiyet üzere huzûrunda yevmî iki akçe vazîfe bir sûre-i Yâsîn-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûhuma ihdâ eyleye ve menzil-i merkūma bir müstakīm ve dîndâr kimesne yevmî bir buçuk akçe vazîfe ile mütevellî olup istikāmet üzere hizmet-i lâzımesini edâ eyleye ve bu zikr olunan yevmî beş buçuk akçe vazîfeyi hâl-i hayâtımda ben ve ba‘dehû evlâdım ve utekām ve evlâd-ı utekām şart ve ta‘yîn ettiğim üzere her biri nevbetinde mukābele-i süknâda mahallinde edâ eyleyeler, zinhâr hilâfı olmaya ve dahi şart eyledim ki, menzil-i merkūmun icâre-i müeccelesinin nısfı bâlâda mezkûr olduğu üzere fukarâ-i Haremeyn-i Muhteremeyn’e edâ olundukdan sonra nısf-ı âharının dahi nısfı zikr olunan a‘mâlara verilip anlar dahi beynlerinde ale’s-seviyye taksîm edeler ve nısf-ı âharı yine mütevellî yedinde hıfz ve odalarının meremmetine sarf oluna ve dahi şart eyledim ki, menzil-i merkūmun vakfiyetine halel gelecek mertebe tebdîl ü tağyîr ve teksîr ü tevkīri kendi yedimde ola ve şart eyledim ki, menzil-i merkūmun tevliyyeti sâbıkā Dârüssaâde ağası olan el-Hâc Mustafa Ağa’nın serrâcbaşısı olan sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât fahrü’l-ekâbir ve’l-e‘âlî Hasan Çelebi b. Ali nâm müteferrika-i Dergâh-ı Âlî’nin mahmiye-i İstanbul’da vâki‘ evkāf-ı şâyi‘atü’l-evsâfına mütevellî olan kimesneye meşrût olup gayrı âdem mütevellî olmaya deyip menzil-i merkūmu mütevellî-i merkūma teslîm eyledim, ol dahi kabz ve tesellüm edip sâir mütevellîler gibi tasarruf eyledi dedikde vâkıf-ı mezbûru ikrâr-ı meşrûhunda mütevellî-i mezkûr vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkīk ettikden sonra vâkıf-ı mezbûr takrîr-i da‘vâ edip vakf-ı mezbûrun sıhhatinde iştibâh yokdur, lâkin İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı akdem Ebû Hanife el-Kûfî mezhebinde sıhhat-i lüzûm müstelzim olmayıp rücû‘ emr-i meşrû‘ olmağın menzil-i mezbûru istirdâd ederin dedikde gıbbe’s-suâl mütevellî-i mezbûr cevâbında imâm-ı mûmâ-ileyh mezhebinde sıhhat lüzûmu müstelzim değildir, lâkin imâmeyn mezheblerinde sıhhat lüzûmdan müfârık olmağın anların mezhebleri üzere hükm-i şer‘î taleb edip menzil-i mezbûru teslîmden imtinâ‘ edicek hâkim-i muvakkı‘-ı hâze’l-kitâb tûbâ-leh ve hüsn-me’âb cânib-i vakf-ı mezbûra nazar ve mubtıl-ı hayr olmakdan hazer edip imâmeyn-i müşârun-ileyhimâ mezhebleri üzere hükm ettikden sonra min-ba‘d vakf-ı mezbûr vakf-ı lâzım olup tebdîl ve tağyîri adîmü’l-ihtimâl oldu, “Fe-men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıf [173a] ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm, cerâ zâlik ve,

Hurrire fî-evâsıtı Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene ihdâ ve selâsîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Musa Efendi b. Mustafa el-imâm, el-Hâc Yahya b. Mehmed es-serrâc, Mehmed b. Mustafa el-bevvâb, Mehmed Ağa b. ( ) Birâder-i Hâfız Paşa, Hasan Çelebi b. Mehmed Kâtib-i Dîvân, Osman Efendi b. Süleyman Kâtib-i Dîvân, Mustafa Çelebi b. ( ) el-kâtib ve gayruhüm.