|
Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 592 Hüküm no: 533 Orijinal metin no: [173b-2, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mirahur Ahmed Ağa b. Abdülmennan’ın vasiyetle para vakfı tesis ettiği
Mâ-hevâhu hâze’s-sifr mine’l-icmâl ve’t-tafsîl min-asli’l-vakfi ve şürûtihî me‘a’t-tescîl el-müştemil ale’l-hükmi bi’l-lüzûmi fi’l-husûsi ve’l-umûmi sudira mine’l-abdi’l-fakīr Ali b. Abdürrauf el-me’mûr bi-teftîşi’l-evkāf -ufiye anhü-
Ahsenü mâ-ya‘nûne bihî küllü defterin ve menşûrin hamden li’llâhi’l-meliki’l-gafûr el-vâkıfü alâ-cemî‘i mâ-fi’l-künûzi ve’z-zuhûr el-muttali‘u alâ- celiyyâti’l-ahvâl ve hafiyyâti’l-umûr ve’s-salâtü alâ-Muhammedin seyyidi’l-enâm ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Hâl-i hayâtında mîrâhur olan merhûm Ahmed Ağa b. Abdülmennan’ın vasiyetinin tenfîzine vasiyy-i muhtâr olan ve vesâyeti bi-mâ hüve nehcü’s-sübût şer‘an sâbit bulunan Dârüssa‘âde Ağası Osman Ağa b. Abdurrahman meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfe gelip şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, müteveffâ-yı mezbûr dünyânın fâni âhiretin bâki olduğunu tedebbür ettiğinde âhiret azığı tedârik etmeyi murâd etti ve işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu üç bin tâmmü’l-vezn ve sahîhü’l-ayâr altın sikkesini niyet-i hâlise ve taviyyet-i vâfiye ile habs ve vakfetti ve meblağ-ı mezbûrun murâbaha-i sahîha-i şer‘iyye ve mu‘âmele-i sarîha-i mer‘iyye ile rehn-i kavî ve kefîl-i melî alınarak senede noksansız ziyâdesiz ona on bir ribh üzere istiğlâl edilmesini şart etti. Hâsıl olandan yevmî on beş akçe-i Osmanînin mütevellîye verilmesini şart etti. Yevmî yedi akçeyi kâtibe ta‘yîn etti. Yevmî beş akçeyi vakıf câbîsine ta‘yîn etti. Yevmî iki akçeyi her gün sûre-i Yâsin’i okuyup sevâbını vâkıf-ı mesfûrun rûhuna hediye edecek kimseye ta‘yîn etti… Sonra meblağ-ı mezbûru mütevellîye teslîm etti. O dahi tesellüm ve kabz edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf etti. Hâkim-i muvakkı‘ a‘lâ hâze’l-kitâb, vakf-ı nukūd mes’elesinde eimme-i eslâf arasındaki ihtilâfı da bilerek vakfın sıhhatine ve lüzûmuna hükmetti. Meblağ-ı mezbûr bu sûretle müseccel, müebbed, sahîh ve lâzım bir vakıf oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm. Ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâili şehri Muharremi’l-harâm li-sene aşere ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-küttâb Mehmed Efendi mukāta‘acı, fahrü’l-küttâb Hüseyin Efendi kâtibü’l-bevvâbîn, fahrü’l-akrân Mustafa Bey b. Abdullah bevvâb-ı sultânî, fahrü’l-akrân Mehmed Bey bevvâb-ı sultânî, fahrü’l-akrân Hasan Bey b. Abdullah bevvâb-ı sultânî, fahrü’l-akrân el-Hâc Kasım Bey b. Abdullah el-bevvâb, fahrü’l-akrân Mehmed Çelebi b. Mahmud bevvâb-ı sultânî
|