|
Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 599 Hüküm no: 541 Orijinal metin no: [175b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Cemile Hatun bt. Abdülmennan’nın Hobyar mahallesindeki evini vakfetmesi
<>
Kâtib hatâen imzâsını kayd etmişdir.
Hamd-i bî-intihâ ve senâ-i lâ-yuhsâ ol vâkıf-ı ahvâl ve vâhib-i câh u celâl olan vâcibü’l-vücûd münteni‘ü’l-misâl cenâbına mahsûr ve fâizü’l-cûd müttesi‘u’n-nevâl hazretine maksûrdur ki âmme-i mevcûdâtı ve kâffe-i masnû‘âtı ketm-i ademden kazâ-i vücûda getirip zümre-i insânı mazhar-ı kemâlât-ı azîme ve mehâsin-i a‘mâlle tabâyi‘-i selîme sâhibi edip menâhîc-i hayrât-ı müebbedeye tevfîk ve sadakāt-ı muhalledeye hakīk? kıldı, hamden sümme hamden ve sılât-ı salavât ve simât-ı teslîmât ol makbûl-ı dergâh-ı âlihî ve mahrem-i harem-i lî-ma‘allâh server-i zümre-i enbiyâ habîb-i Hudâ hazret-i Muhammed Mustafa -aleyhi mine’s-salât mâ-hüve’l-evlâ ve mine’t-tahiyyât mâ-hüve’l-evfâ- hatîre-i mutahhara ve ravza-i münevverelerine olsun ki, mesûbât-ı meberrâtı beyân ve izhâr ve cezâ-i sadakātı ayân ve âşikâr eyledi ve cümle âl-i athâr ve fırka-i ashâb-ı ebrârları üzerine lâyık ve sezâvârdır ki, sipihr-i vilâyetde herbiri necm-i münîr ve evc-i hidâyetde âfitâb-ı bî-nazîrdir -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în-, işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın imlâsına bâ‘is ve bâdî ve bu hitâb-ı müşgîn-nikābın tahrîrine sebeb-i dâ‘î budur ki, mahmiye-i İstanbul’da Davud Paşa Câmi‘-i Şerîfi kurbünde Hobyar mahallesinde sâkine sâhibetü’l-hayrât râgıbetü’l-hasenât Cemile Hatun bt. Abdülmennan vaktâ ki bu dünyâ-yı dûn ve çarh-ı bukalemûn kimesneye bâkī olmayıp na‘îmi zıll-ı zâil mukīmi dayf-ı râhil olduğun ve bünyânın inhidâmı mu‘ayyen sükkânın in‘idâmı mübeyyen idiğin bildi ise tedbîr-i ahvâl mu‘tâd ve takdîr-i rabbü’l-ibâdı yâd edip ol bârî-i hallâk ve sâni‘ ve rezzâk -izzet esmâhû ve cellet âlâuhû-’dan kendüye fâiz olan atâyâ-yı celîle ve ni‘amâ-i cezîlenin şükrü için vücûh-ı hayrât-ı kesîretü’l-berekâtdan bazı âsâr-ı celîlü’l-mikdâr îcâd ve ihtiyâr etmekle sebeb-i zikr-i müstetâb ve bâis-i du‘â-i müstecâb olacak nesne savbına azîmet edip âmme-i tasarrufâtı câize ve kâffe-i teberru‘âtı nâfize olduğu hâlde meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfe hâzıra olup âti’t-tafsîl vakfına li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb eylediği umdetü erbâbi’t-tahrîr ve’l-kalem zübdetü ashâbi’t-takrîr ve’r-rakam Mahmud Efendi b. Mehmed mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ muhavvateyni muhtevî bir tarafdan Ahmed Ağa b. Yusuf mülkü ve üç tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd ve mümtâz olup muhavvata-i dâhiliyyesi dört bâb fevkānî evleri ve iki yanında ve ortasında üç sofayı ve bir dahlîz ve bir kîlâr ve iki kenîf ve iki fevkānî ve dört tahtânî hüddâm odasını ve iki fırın ve iki halvetli bir hamâm ve önünde câmekân odası ve kenîfi ve iki fırın ve bi’r-i mâ ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi hâvî hadîkayı ve muhavvata-i hâriciyyesi iki bâb beyt-i ulvî ve bir büyük sofa ve dahlîz ve iki hücre ve bir büyük ahır ve bi’r-i mâ ve üç bâb fevkānî hüddâm odası ve altında iki kenîf ve muhavvatayı müştemil silk-i mülkümde dâhil menzilimi hasbeten lillâhi’l-meliki’s-samed vakf-ı müebbed ve habs-i muhalled edip şöyle şart eyledim ki, mâdemki hayâtda olam menzil-i mezbûrda vakfiyet üzere bilâ-mâni‘ ve lâ-müzâhim kendim sâkine olam, ba‘dehâ menzil-i mezbûrun süknâ ve tasarrufu rebîbin Mehmed Çelebi b Yusuf nâm emrede ba‘dehû evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına ba‘dehû üveyi kızım Fâtıma bt. Aslan Ağa nâm Hatuna ba‘dehâ mezbûre Fâtıma Hatun’un ancak sadriye evlâdına ba‘dehüm Medîne-i Münevvere fukarâsına meşrûta olup Haremeyn-i Şerîfeyn mütevellîsi yediyle menzil-i mezbûr icâre-i sahîha-i şer‘iyye ile icr-i misline îcâr olunup her sene hâsıl olan icâre-i mu‘accele ve müeccelesinden mütevellî-i mezbûra yevmî bir akçe vazîfe-i tevliyyet verildikden sonra ziyâdesi Medîne-i Münevvere -sallallâhü te‘âlâ alâ-münevvirihâ- fukarâsına irsâl oluna ve menzil-i mezbûru nevbetinde sâkin olanlar kendi mâllarıyla meremmet edip harâb etmekden hazer edeler ve hayâtda olduğumca menzil-i mezbûra kendim hasbî mütevellî olam, ba‘dehâ zikr olunan meşrûtün-lehüm nevbet-i süknâlarında kezâlik hasbî mütevellî olalar ve Dârüssaâde ağası ve ahâlî-i mahalle hasbî nâzır olalar deyu şart ve ta‘yîn edip menzil-i mezbûru fâriğan mütevellî-i mezbûra teslîm ettim, ol dahi vakfiyet üzere kabz ve tesellüm edip sâir evkāf mütevellîleri gibi tasarruf eyledim deyip tarafeynden ikrâr ve tasâduk emri tamâma erişdikden sonra vâkıfe-i müşârun-ileyhâ İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı efham cevzî -rıdvânu rabbihî bi-hurmeti resûli’l’l-ekrem- hazretleri yanında vakf-ı akār sahîh olup lâkin gayr-ı lâzım olmağın ve İmâm Muhammed hazretleri yanında vâkıf kendi nefsine vakf ve şart etmek gayr-ı câiz olmağın istirdâden li-mülkihâ vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve mütevellî ile husûmete şürû‘ edip muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb olan hâkim-i hayyir-i habîre murâfa‘a olduklarında mütevellî-i mezbûr cevâbında fi’l-vâki‘ hâl beyân olunan minvâl üzeredir, lâkin İmâm-ı sânî vâkıf-ı esrâr-ı seb‘ü’l-mesânî teksîr-i hayrâta ve tesyîr-i hasenâta zâhib olup sıhhat ve lüzûm-ı vakfı ve vâkıf kendi nefsine vakf ve şart etmeği tecvîz buyurmuşlardır, binâen-alâ zâlik akār-ı mezbûrun vakfiyeti sahîh ve lâzım olup bâb-ı rücû‘ mesdûd olmuşdur deyu hâkim-i ma‘hûddan hüküm taleb ettikde ol hâkim-i ârif dahi nazaran li’l-vakf ol tecvîz eden imâm-ı celîlü’ş-şân ve kaviyyü’l-burhân [176a] kavl-i şerîfleri üzere akār-ı mezbûrun vakfiyetinin sıhhatine ve lüzûmuna hükm-i sahîh-i şer‘î buyurup vakf-ı mezbûr hükm-i mezbûr üzere sahîh ve lâzım oldu, herkim ki tebdîline sâ‘î olursa zümre-i mu‘azzebînden ola.
Tahrîren fî-evâili Saferi’l-hayr li-sene tis‘a ve selâsîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Zahrü’l-ümerâi’l-kirâm Mehmed Paşa mîrimîrân-ı Diyarbekir sâbıkan, fahrü’l-akrân Mehmed Ağa b. Mahmud, Hüseyin Efendi b. Mehmed Kâtib-i Dîvân-ı Âlî, Süleyman Bey b. Ferhad el-cündî, Musa Efendi b. Mehmed el-imâm, Mahmud Efendi b. Mustafa el-imâm, Mehmed Çelebi b. Mehmed Ağa, Mustafa Çelebi b. Mahmud el-yesârî, Mustafa Beşe b. Ahmed er-râcil, Mehmed Halîfe b. Mehmed el-müezzin, el-Hâc Pîrî b. Yusuf el-müezzin, Ömer Çelebi b. Veli el-müezzin, Hasan Çelebi b. Hüseyin el-mi‘mâr, Ali b. Yusuf ve gayruhüm.
|