|
Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 606 Hüküm no: 549 Orijinal metin no: [177b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Dergâh-ı âlî çavuşlarından Piyale Ağa’nın Dizdâriye mahallesindeki evini vakfetmesi
Hamd-i fâik ve senâ-i lâyık ol mâlikü’l-mülki ve’l-melekût rabbü’l-izzeti ve’l-ceberût celle sultânuhû ve amme ale’l-âlemîn birruhû ve ihsânuhû hazretlerinin dergâh-ı azemet-penâh-ı mukaddeslerine ref‘ olunur ki, cümle-i kâinâtı bî-halel ve bî-kusûr ve hıtta-i arzı vücûd-ı pür-cûd-ı insânla müşerref ve ma‘mûr eyledi ve dürûd-ı salât ü selâm huceste-nizâm ol medîne-i ilm ü hilm ve temkîn gencîne-i vahy-i rabbü’l-âlemîn hâtime-i silsiletü’l-mürselîn şâh-ı rusül maksad-ı aksâ-yı kül Muhammed Mustafa -sallallâhü te‘âlâ aleyhi ve sellem teslîmen kesîren- hazretlerinin ravza-i raziyye ve hatre-i hatîrelerine îsâr olunur ki, sâlik-i râh-ı hidâyet olan ümmet-i âli-himmeti sırât-ı müstakīme delâlet eyleyip dârü’n-na‘îme da‘vet eyledi ve cemî‘-i âl u ashâb-ı saâdet-intibâhlarının ervâh-ı tayyibelerine nisâr olunur ki, herbiri tarîk-i hakka hâdî ve sübül-i tevfîka münâdî olup hâmî-i humât-ı dîn ve vâlî-i livâ-i fazl u yakīn olmuşdur -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în ilâ-yevmi’l-haşr ve’d-dîn- ve ba‘dehû işbu vakfiye-i şerîfe-i şer‘iyye ve bu enîka-i sarîha-i mer‘iyyenin sâhibi ve hayrât u hasenâtın râgıbı Dergâh-ı Âlî -mahfûfen bi’l-me‘âlî- çavuşlarından mahmiye-i İstanbul’da Dizdâriye mahallesinde sâkin fahrü’l-emâcid ve’l-a‘yân Piyale Ağa b. Abdülmennan nâm kāid-i sultânî meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihü’l-erkân ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsihül-beyânda vakf-ı âti’t-tafsîli li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb eylediği fahrü’l-emsâl Rıdvan Bey b. Abdülmüteal nâm cündî mahzarında ikrâr-ı tâm edip vaktâ ki âfitâb-ı ömrün zevâlin ve kârbân-ı vücûdun irtihâlin mülâhaza edip bu dünyâ-yı deniyyenin firîbine mağrûr olmayıp hazret-i rabb-i izzetden allet kelimetühû ve cellet kendüye vâsıl olan atâyâ-yı celiyye ve mevâhib-i aliyyeyi “ve in te‘uddû ni‘metallâhi lâ-tuhsûhâ” vefkince hadd u adde imkân olmadığı ma‘lûm olup “mâ indeküm yenfedü ve mâ-indallâhi bâkin” mefhûm-ı şerîfi kalb-i latîfe nesâk olmağla inân-ı azîmeti taraf-ı hayrâta ma‘tûf ve semt-i meberrâta masrûf kılıp niyet-i hâlisa ve taviyet-i sâfiye ile ilâ-hîni sudûrı hâze’l-vakf taht-ı tasarrufumda olan emlâkimden mahalle-i merkūmede vâki‘ bir tarafı merhûm Kîlârî Vakfı ve bir tarafı Pîrî Bey hânesi ve tarafeyni tarîk-i âm ile mahdûd ve hâriciyye ve dâhiliyyesi muhavvateyni muhtevî olup muhavvata-i dâhiliyyesi (…) ve fevkānî ve tahtânî odaları ve muhavvata-i hâriciyyesi fevkānî dîvânhâne ve odaları ve tahtânî kezâlik ahırı ve bahçeyi müştemil olan mülk menzilimi li-vechi’llâh vakf ve habs ve tesbîl edip süknâ ve tasarrufunu evvelâ kendi nefs-i nefîsime ba‘dehû zevcât-ı mükerremâtım ile her kim ise ve ma‘an? kendi evlâdıma ve evlâd-ı evlâdıma ile’l-inkırâz ve ba‘de’l-inkırâz zevcâtım mezbûrât evlâdlarına ve evlâd-ı evlâdlarına ile’l-inkırâz [ba‘dehüm] utekāma ve evlâd-ı utekāma ile’l-inkırâz ve ba‘de inkırâzi’l-kül menzil-i mevkūf-ı mezbûr mahmiye-i merkūmede (…) Haremeyn Evkāfı mütevellîsi yediyle ecr-i misli ile îcâr olunup her sene hâsıl olan ücreti surre ile Haremeyn-i Muhteremeyn’e irsâl oluna ve menzil-i mezkûreye Atebe-i Aliyye-i Sultâniye’de her kim Dârüssaâde ağası olursa hasbî nâzır ola ve Haremeyn mütevellîsi hasbî mütevellî ola ve menzil-i mezkûrda ale’t-tertîb nevbetinde sâkin olanlar lâzım gelen meremmetini kendi mâllarıyla meremmet edip ihmâl etmeyeler ve dahi şart eyledim ki ba‘de’l-yevm menzil-i mezbûra hayâtda oldukça kendim ba‘dehû şart eylediğim üzere sâkin olanlar yevmî ikişer akçe ücret-i müeccele ile sâkin olup müft [ü] meccânen sâkin olmayalar ve hâsıl olan akçeyi her sene evkāf-ı mezbûre mütevellîsine teslîm ey[leyeler] ve menzil-i merkūmu mütevellî-i mezbûra teslîm eyledim, ol dahi tesellüm eyledi dedikde vâkıf-ı müşârun-ileyhi ikrâr[ında] mütevellî-i merkūm vicâhen tasdîk ettikden sonra vâkıf-ı mûmâ-ileyh takrîr-i da‘vâ edip vakf-ı mezbûrun sıhhatinde iştibâh yokdur, lâkin İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı akdem ve efham sirâcü’l-ümme Ebû Hanife el-Kûfî mezheb-i şerîflerinde sıhhat lüzûmu müstelzim olmayıp rücû‘ emr-i meşrû‘ olmağın menzil-i mezbûru istirdâd ederin dedikde gıbbe’s-suâl mütevellî-i merkūm cevâb-ı bâ-savâb verip eğerçi imâm-ı mûmâ-ileyh (…) [Hüküm burada bitmiş, devamı yok]
|