|
Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 609 Hüküm no: 552 Orijinal metin no: [178b-1, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ali Bey b. Abdülmennan’ın vakfiyesi
Mâ hüve’l-muharrer fîhi min-asli’l-vakfi ve şerâitihî ve kuyûdihî ve zavâbitihî sahha ledeyye fe-vaddaha beyne yedeyye ve innî hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî fî-husûsihî ve umûmihî alâ-kavli men yerâhu mine’l-eimmeti’l-müctehidîn rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecma‘în ve ene’l-fakīrü ibâdi’l-bârî Abdülfettâh b. Siyâmi el-müvellâ hilâfeten bi-medîneti İzmid -afâ anhümü’r-rabbü’l-kadîr-
Yuzamminü mâ-yu‘teberu inde’s-sübûti’l-mu‘teber harrerehü’l-abdü’l-fakīr Mustafa b. Halil el-müvellâ bi-İzmid -ufiye anhümâ-
Elhamdülillâhi’l-vâkıfü alâ-külli hâl el-muttali‘u alâ-mâ-lâha bi’l-bâl ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ Muhammedin ve alâ-âlihî ve ashâbihî hayrü’l-ashâb ve’l-âl ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Mahrûse-i Üsküdar mahallâtından Tenbel mahallesinde sâkin Ali Bey b. Abdülmennan nâm kimse meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfe hâzır olup şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i mzbûrede vâki‘, bir tarafından Hekim Ahmed mülkü, bir tarafından Hadice Hatun bt. Bahşı vakfı, bir tarafından Fâtıma Hatun bt. Mehmed vakfı, bir tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd, muhavvateyni hâvî, muhavvata-i dâhiliyesi aralarında iki sofa bulunan fevkānî iki bâb hâneyi, mutfağı, kileri, kenîfi, cüneyneyi ve su kuyusunu müştemil, muhavvata-i hâriciyesi üç odayı, ahırı ve kenîfi müştemil bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘i ve merâfıkı ile niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye üzere habs ve vakfetti. Tasarrufu mâdâm ki hayâtda ola nefs-i nefîsesine, sonra evlâdına, neslen ba‘de neslin evlâd-ı evlâdına şart etti. Menzil-i mezbûrda süknâyı sonra mâdâm ki hayâtda ola Âişe Hatun bt. Ebîbekir nâm zevcesine, sonra evlâdına, karnen ba‘de karnin evlâd-ı evlâdına, sonra utekāsına, sonra ulemâdan sâlih bir kimseye her gün Yâsin-i şerîfi okuyup sevâbını vâkıf-ı mezbûrun rûhuna hediye etmesi üzere şart etti. Ba‘de’l-inkırâzi’l-kül Medîne-i Münevvere fukarâsına şart etti. Menzilin ta‘mîrini, güçleri yetiyorsa içinde sâkin olanlara kendi mallarıyla şart etti. Güçleri yetmiyorsa menzilin icâreye verilip hâsıl olan ücret-i kirâ ile ta‘mîr edilmesini şart etti. Tevliyeyi müddet-i hayâtınca kendisine, sonra mezbûre zevcesine, sonra utekāsının eslahına şart etti. Nezâret-i hasbiyyeyi ahâlî-yi mahalle-i mezbûreye şart etti… Vâkıf-ı mezbûr sonra menzil-i mezkûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Mustafa b. Ebîbekir’e teslîm etti. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf eyledi. Mütevellî-i mezbûr vâki‘ ikrârı vicâhen ve şifâhen tasdîk etti. Emr-i vakf-ı mezbûr vech-i mastûr üzere tamâm olduğunda vâkıf-ı mezkûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanîfe katında vakfın adem-i lüzûmuna mütemessiken vakfiyyetten rücû‘ edip menzilin mülk-i sahîhine ilhâkını talep ve istirdâd eyledi. Mütevellî, imâmeyn-i hümâmeynin re’ylerine tevfîkan redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm. Ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâili şehri Rebî‘i’l-evvel li-sene tis‘a ve ışrîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Zübdetü’l-kuzât Yakub Efendi b. Şa‘bân, Mehmed Çelebi b. Halil el-el-mülâzım, Abdurrahman Çelebi el-müsta‘id, Musa Efendi b. Hüdâverdi, Muharrem Ağa ser-muhzırân, Turgud Bey b. Hasan, Abdülkerim b. Abdurrahim, Memi Bey b. İbrahim, Kara Hüseyin hâdim-i mahkeme, Pîr Ali Çelebi el-müderris, Gülâbi Efendi el-mülâzım, Hüseyin b. Mustafa es-serrâc, Bâli Reis b. Mustafa ve gayrühüm
|