.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667)
cilt: 17, sayfa: 123
Hüküm no: 54
Orijinal metin no: [8a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Meryem bt. Perdede’nin evini Kudüs-i şerif’teki Ermeni fakirler için vakfettiği

İşbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîrine sebeb ve dâ‘î oldur ki Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyye el-mahmiyye’de Kızıltaş mahallesi sâkinlerinden Meryem bt. Perdede? nâm Ermeniye zâtı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân zevci Norsiz v. Meyrek ve mahalle-i mezbûre sükkânından Özbek v. Arakil nâm Ermeniler ta‘rîfleri ile mu‘arrefe oldukdan sonra meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihü’l-imâd ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsihü’l-evtâdda vakf-ı âti’z-zikre li ecli’t-tescîl mütevellî nasb ve ta‘yîn olunan Vartan v. Hoseb nâm Ermeni muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm edip vakf-ı âti’z-zikrin sudûruna değin yedimde mülküm ve hakkım olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Ahmed Ağa mülkü ve bir tarafdan Ohan nâm Ermeni mülkü ve bir tarafdan Ayvaz nâm Ermeni mülkü ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd iki bâb fevkānî oda ve iki sofa ve iki bâb tahtânî oda ve cüneyne ve bir su kuyusu ve kenîfi müştemil menzilimi vakf-ı sahîh-i muhalled ile vakf ve haps edip şöyle şart eyledim ki mâdâmki hayâtda olam, kendim sâkine olam, helâkimden sonra karındaşım Papa Serkis ile zevcim mezbûr Norsiz ale’s-seviy sâkin olalar helâklerinden sonra zükûr ve inâs ale’s-seviy evlâdları sâkin olalar, birinin veledi bulunmazsa cümlesinde âharın veledi sâkin ola ikisinin dahi veledi münkariz oldukda gallesi Kudüs-i şerîf’de sâkin Ermeni fukarâsına irsâl oluna ve meşrûtun-lehümden ben ve sâiri növbet-i tasarrufunda günde birer akçe olmak üzre beher sene Kudüs-i şerîf’de sâkin Ermeni fukarâsına üç yüz altmış akçe vereler ve eğer mürûr-ı eyyâm ve kürûr-ı a‘vâm ile şurût-ı mezkûreme ri‘âyet müte‘azzire olursa galle-i vakf mutlaka fukarâ-yı ehl-i zimmete verile deyû menzil-i mezbûru bundan akdem mütevellî-i mezbûra teslîm ol dahi sâir mütevellîlerin evkāfda tasarrufları gibi tasarruf eyledi dedikde mukırre-i mezbûreye mütevellî-i mezkûr cemî‘ kelimâtında tasdîk ve tahkīk ettikden sonra vâkıfe-i mezbûre da‘vâ-yı rücû‘a müteveccihe olup eğerçi vakf-ı akār muktedâ-yı eimme-i kibâr olan hazret-i İmâm Ebû Hanîfe-i Kûfî -cûziye hayre’l-cezâ ve kûfiye- katında sahîhdir lâkin lâzım olmayıp husûsan vâkıf menfa‘at-i vakfı kendi nefsine şart eylediği sûretde İmâm-ı Muhammed -aleyhi’r-rahme- katında vakf bâtıl olduğuna binâen vakf-ı mezbûrumdan rücû‘ eyledim mütevellî-i mezbûr menzil-i mezkûrdan kasr-ı yed eylesin dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ savâba mütesaddî olup eğerçi hâl zikr olunan minvâl üzredir lâkin İmâm-ı Muhammed -aleyhi’r-rahmetü- katında teslîm ile’l-mütevellî bulunmağla ve İmâm-ı Ebû Yusuf -aleyhi’r-rahme- katında vâkıf menfa‘at-i vakfı kendi nefsine şart ederse dahi mücerred vakaftü demekle vakf sahîh ve lâzım olduğu emr-i mukarrerdir deyû red ve teslîmden imtinâ‘ edip sıhhat ve lüzûm-ı vakf-ı mezbûra hükm talebiyle hâkim-i muvakki‘-i sadr-ı kitâb tûbâ-leh ve hüsnü me’âb huzûrunda iltimâs-ı hasm-ı madde-i nizâ‘ edip müterâfi‘ân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh lâ-zâle’l-hakku câriyen beyne yedeyhi tenfîz-i vakf tarafını tercîh edip âlimen bi’l-hilâfı beyne’l-eslâf fî mesâ’ili’l-evkāf alâ kavli men yerâhü mine’l-eimmeti’l-eşrâf evvelâ vakf-ı mezbûrun sıhhatine sâniyen lüzûmuna hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î kılmağla vakf-ı mezbûr bi’l-ittifâk sahîh ve lâzım ve devâm ve te’bîdi müstelzim olup min ba‘d naks ve nakzına mecâl mahal ve ibtâl ve ta‘tîli adîmü’l-ihtimâl oldu.


Cerâ zâlik ve hurrire fi’l-yevmi’l-ışrîn min şehri Rebî‘ilâhir li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-eimme Mehmed Efendi, mefhârü’l-ekfâ hâdim Sefer Ağa, umdetü’l-kuzât Mehmed Efendi, fahrü’l-akrân Ahmed Ağa, Şükrullah Bey b. Mustafa, Abdi Çelebi b. Hüseyin, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, Ahmed Çelebi b. Hasan ve gayruhüm.