.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 19 Numaralı Sicil (H. 1028 - 1030 / M. 1619 - 1620)
cilt: 24, sayfa: 81
Hüküm no: 30
Orijinal metin no: [6a-4, Arapça]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ölen İbrahim’in Hümâ Hâtun Vakfı’na olan borcu için evin müzayedede satılması

Ebâ Eyyûb el-Ensârî -radiye anhu Rabbühü’l-Bârî- mahallâtından Ahmed Dede mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden İbrahim nâm kimesnenin Kerime ve Fâtıma nâm kızları ve ayrıca müteveffânın sulbiye kızı ve vârisi olan diğer Fâtıma’ya kıbel-i şer‘den mansûbe vasî olan Fâtıma Hâtun nâm hâtun meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfde -el-masûn ani’t-tağyîr ve’t-tahrîf- hâzır olup asâleten ve vesâyeten hâmil-i hâze’l-kitâb Ramazan b. Receb nâm kimesneye menzillerini bey‘ ettiklerini ikrâr ve i‘tirâf ettiler. O da mahalle-i mezbûrede vâki‘ olan ve bir tarafdan Ayşe Hâtun mülkü, diğer tarafdan Abacı deyû meşhûr İbrahim Çelebi mülkü, öbür tarafdan Âfitâb Hâtun vakfı ve diğer tarafdan da tarîk-i âm ile mahdûd menzili cümle tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘ ve merâfıkı ile râyicü’l-vakt altı bin beş yüz akçe-i Osmânî semen-i mu‘ayyen-i makbûz ile kendi malıyla ve kendisi için iştirâ etti îcâb ve kabûl, teslîm tesellümle akid tamâm oldu. Müşterî-i mezbûr vâki‘ ikrârı vicâhen ve şifâhen tasdîk etti. İşbu mubâya‘a, merhûme Hümâ Hâtun vakfının müteveffâ-yı mezbûr üzerinde sâbit olan altı bin akçe hakkının ödenmesi maksadıyla menzil-i mezbûrun sûk-ı sultânîde inkıtâ‘-ı rağabâta kadar müzâyede edilip müşterî-yi mezbûrda karâr kılmasıyla vâki‘ oldu.


Cerâ zâlike ve hurrire fî gurreti Saferi’l-hayr sene tis‘a ve ışrîn ba‘de’l-elf.


Şuhûdü’l-hâl: Muslihiddin Efendi el-İmâm, Eyüb Halîfe b. Yunus, Ahmed b. Mehmed el-Kâtib, Mehmed b. Osman, Abdurrahman b. Ömer el-İmâm, Ramazan b. Hüseyin el-Müezzin, Ahmed Çelebi b. İbrahim, Veli Halîfe b. Abdullah, Süleyman b. Turgud, Mustafa b. Mehmed, Yakub b. Kurd, Perviz b. Abdullah, Ali b. Abdullah ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.