.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 49 Numaralı Sicil (H. 1054 / M. 1644)
cilt: 26, sayfa: 221
Hüküm no: 242
Orijinal metin no: [45b-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hüseyin b. Osman’ın vefât eden ve vârisi olmadığı için muhallefâtı beytülmâle kalan Murad b. Musa’ya mudârebe yoluyla verdiği bin akçeyi talep ettiği

Medîne-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye anhu Rabbühü’l-Bârî- mahallâtından Davud Ağa mahallesinde sâkin işbu râfi‘ü’l-kitâb Hüseyin b. Osman nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde medîne-i mezbûrede bi’l-fi‘l beytülmâl emîni olup bundan akdem Baba Haydar mahallesinde sâkin iken vefât eden Murad b. Musa nâm kimesnenin zâhirde vâris-i ma‘rûfu olmayıp muhallefâtı cümle beytülmâle âid olmağın müteveffâ-yı mezbûr Murad’ın muhallefâtına vâzı‘ü’l-yed olan Ahmed Çelebi b. Mehmed mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip müteveffâ-yı mezbûr hâl-i hayâtında ve kemâl-i sıhhatinde mudârebe tarîkiyle benden bin cedîd ve ceyyid akçe ahz u kabz edip meblağ-ı mezbûru bana edâ ve teslîm eylemeden fevt olup cümle muhallefâtı beytülmâle âid olmağla mezbûr Ahmed Çelebi muhallefâtına vaz‘-ı yed eylemişdir, suâl olunup meblağ-ı mezbûrun alıverilmesi matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Ahmed Çelebi müteveffâ-yı mezbûrun cümle muhallefâtına vâzı‘ü’l-yed olduğunu ikrâr ve müteveffâ-yı mezbûrun müdde‘î-i mersûma bi-tarîki’l-mudârebe deyni olduğunu inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan sıdk-ı makālini mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden olup medîne-i mezbûre sükkânından el-Hâc Ebûbekir b. İbrahim ve Mehmed Çelebi b. Abdurrahman nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘-i şerîfe hâzırân olup istişhâd olundukda fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Murad hâl-i hayâtında ve kemâl-i akl ve sıhhatinde bizim huzûrumuzda müdde‘î-i mezbûr Hüseyin’den bi-tarîki’l-mudârebeti’ş-şer‘iyye bin cedîd akçe ahz u kabz edip husûs-ı mezbûra bizi istişhâd eyledi idi, biz [bu] husûsa şâhidleriz şehâdet-i şer‘iyye dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyeti şerâiti’l-kabûl şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra müdde‘î-i mezbûr Hüseyin meblağ-ı mezbûru müteveffâ-yı mersûmdan hâl-i hayâtında istîfâ ve bir vechile zimmetini ibrâ ve iskāt eylemediğine istihlâf olundukda ol dahi alâ mâ hüve’l-mes’ûl half billâhi’l-aliyyi’l-azîm eylemeğin mûcebiyle meblağ-ı mezbûrun edâsına tenbîh-i şer‘î birle mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb ve terkīm olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-ışrîn min Cumâdelûlâ li sene erba‘a ve hamsîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Beşe el-Muhtesib, Ali Beşe b. Mustafa min huddâm, Mustafa b. Veli min huddâm, İbrahim Çelebi b. Mustafa mine’l-huddâm, Hüseyin b. Ali Beşe, Fahrü’l-kuzât Şükür Efendi, Fahrü’l-akrân Ahmed Beşe ve gayruhüm mine’l-huzzâr