.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 61 Numaralı Sicil (H. 1065- 1066 / M. 1655)
cilt: 27, sayfa: 74
Hüküm no: 40
Orijinal metin no: [8a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hüseyin Beşe b. Receb’in tartıştığı Hasan Beşe b. Abdullah’ı hançer ile yaraladığı

Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de yoğurtçu tâ’ifesinden Hasan Beşe b. Abdullah nâm kimesnenin mevlâsı ve tarafından husûs-ı âti’z-zikri da‘vâya vekîl olup bimâ hüve tarîkü’s-sübût şer‘an vekâleti sâbite olan hâmil-i hâze’l-kitâb Mehmed Çelebi b. Turâbî nâm râcil meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde Hüseyin Beşe b. Receb nâm kimesne muvâcehesinde bi’l-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip işbu târih-i kitâb günü müvekkil-i mezbûr Hasan medîne-i mezbûrede müste’ciri olduğu yoğurtçu kârhânesinde kendi hâlinde dururken mezbûr Hüseyin Beşe ol kârhâneye gelip mezbûr Hasan ile münâkaşa ederken mezbûr Hasan’ı bilâ-hak sol koltuğu altına yarma siyah saplı hançer ile urup mecrûh eylemişdir, mecrûh-ı mezbûr keşf ve müşâhede olundukdan sonra mûcebi icrâ olunmak matlûbumdur dedikde, fi’l-hakīka müvekkil-i merkūm Hasan’ın vech-i muharrer üzre hançer ile sol koltuğu altında eser-i cerhi olduğu kıbel-i şer‘den keşf ve müşâhede olundukdan sonra husûs-ı mezbûr mesfûr Hüseyin Beşe’den suâl olundukda kaziyye-i merkūmeyi bi’l-külliye münkir olıcak vekîl-i mezbûr Mehmed Çelebi’den da‘vâsına muvâfık beyyine taleb olundukda udûl-i ricâlden olup medîne-i mezbûrede Çavuş Kasım mahallesi sâkinlerinden Hüseyin Çelebi b. el-Hâc Pîrî ve Hasan Çelebi b. el-Hâc Ömer ile mahrûse-i İstanbul’da Cebe Ali Kapısı kurbunda sâkin Mustafa Beşe b. Mehmed nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka işbu kitâb günü vakt-i duhâda mezbûr Hasan müste’ciri olduğu yoğurtçu kârhânesinde kendi hâlinde dururken merkūm Hüseyin Beşe bizim huzûrumuzda yarma saplı hançer ile vech-i muharrer üzre sol koltuğu altına urup mecrûh eyledi biz bu husûsa vech-i mübeyyen üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri münkir-i mezbûr muvâcehesinde edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle ve mesmû‘a olmağın mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis aşer min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene hamsin ve sittîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: İbrahim Ağa b. Abdülbâkī çorbacı hâlen, Mehmed Çavuş b. Abdullah, Ahmed Beşe b. İslâm, Hasan Beşe b. Abdullah, Mehmed Beşe b. Yusuf, Mustafa Beşe b. Hasan, Bayram Beşe b. Ahmed, Mehmed Beşe b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Ahmed ve gayruhüm