.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 61 Numaralı Sicil (H. 1065- 1066 / M. 1655)
cilt: 27, sayfa: 75
Hüküm no: 42
Orijinal metin no: [8b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Havva Hâtun bt. Hacı’nın tasarrufundaki odada miras yoluyla hak talep eden Mehmed b. Hüseyin’in vârislerinin bedeli karşılığında sulh oldukları

Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Çavuş Kasım mahallesi sâkinlerinden olup bundan akdem fevt olan Hüseyin Çelebi nâm müteveffânın verâseti vâlidesi Havva bt. Mehmed nâm hâtun ile sulbî oğlu Mehmed nâm şâbb-ı emrede münhasıra olup ba‘dehû kable’l-kısme mezbûr dahi fevt olup verâseti zevce-i metrûkesi Ümmühâni Hâtun bt. Mahmud Bey’e ve sulbî sagīr oğlu Mehmed’e ve vâlidesi Âişe Hâtun bt. Mahmud’a münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra sagīr-i mezbûr Mehmed’in tesviye-i umûruna kıbel-i şer‘-i şerîfden mansûb vasî olan mezbûr Mahmud Bey sagīr-i merkūm kıbelinden vesâyeten ve sulbiye kızı mesfûre Ümmühâni Hâtun tarafından husûs-ı câ’i’z-zikri da‘vâ ve talebe ve sulh ve ibrâya vekîli olup mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Mustafa b. Mehmed ve Hüseyin b. Hasan şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite oldukdan sonra vekâleten meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde işbu râfi‘atü’l-vesîka mezbûre Havva Hâtun bt. Hacı mahzarında bi’l-vesâye ve bi’l-vekâle ikrâr ve i‘tirâf edip mezbûre Havva Hâtun’un mülkü olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd menzilde mâlikesi merkūme Havva Hâtun izniyle müteveffâ-yı evvel mülkü olmak üzre bir bâb fevkānî oda binâ ve ihdâs edip tasarruf üzre iken fevt oldukda oda-i mezbûre yine merkūme Havva Hâtun ile mezbûr Mehmed’e irsen intikāl eyleyip ba‘dehû kable’l-kısme mezbûr Mehmed dahi fevt olmağla hissesi sulbî sagīr oğlu mezbûr ile merkūmetâna irs-i şer‘le intikāl etmişdir deyû oda-i merkūmeden sagīr-i mezbûrun hissesini vesâyeten ve mersûme Ümmühâni’nin hissesini vekâleten ol odaya vâzı‘atü’l-yed olan merkūme Havva Hâtun’dan taleb ve da‘vâ eylediğimde münkire olmağla beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde cereyân etmişidi el-hâletü hâzihî beynimize muslihûn [ve] müslimûn tavassut edip sulh min külli’l-vücûh sagīr-i mezbûr Mehmed’e enfa‘ olmağın oda-i mezbûre da‘vâsından vesâyet ve vekâletim hasebiyle beni an inkâr üç bin akçe üzerine inşâ’-i akd-i sulh eylediklerinde ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûru yedinden alıp kabz edip oda-i mezbûreden merkūmânın hisse-i şer‘iyyelerine müte‘allik cemî‘ da‘vâ ve mütâlebâtdan mezbûre Havva Hâtun’un zimmetini ibrâ ve iskāt eyledim dedikde mezbûr Mahmud Bey’in minvâl-i meşrûh üzre cârî olan cemî‘ ikrâr ve takrîrini mersûme Havva Hâtun vicâhen ve şifâhen tasdîk etmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-ibtigā ketb olundu. Fî evâsıtı şehri Recebi’l-ferd li sene hamsin ve sittîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. Murad, Ahmed Çelebi b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. Hasan, Mehmed Çelebi b. Ali, Mustafa Beşe b. Muharrem, Mehmed Bey b. Mehmed, Yusuf Çelebi b. Zülfikar ve gayruhüm mine’l-hâzırîn