Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 61 Numaralı Sicil (H. 1065- 1066 / M. 1655) cilt: 27, sayfa: 76 Hüküm no: 43 Orijinal metin no: [8b-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden Fâtıma bt. Ahmed’in annesi Hatice Hâtun hâmile olduğu için karnındaki çocuğa mirastan hisse ayrıldığı, müddeti dolduğu halde doğum yapmadığından ayrılan hissenin diğer vârislere verildiği
Husûs-ı câ’i’z-zikrin mahallinde ketb ve terkīmi iltimâs olunmağın küttâb-ı mahkeme-i muhkemetü’l-beyândan fahrü’l-müderrisîn Mevlânâ Surûrî Mustafa Efendi irsâl olunup ol dahi zeyl-i kitâbda mastûretü’l-esâmî olan müslimîn ile Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Zal Mahmud Paşa mahallesi sâkinlerinden umdetü erbâbü’t-tahrîr ve’l-kalem zübdetü ashâbü’t-takrîr ve’r-rakam Mahmud Efendi b. el-merhûm Ahmed Efendi’nin sâkin olduğu menziline varıp akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde medîne-i mezkûrede merhûm Kiremitçi Süleyman mahallesi sâkinelerinden olup bundan akdem vefât eden Fâtıma bt. Ahmed Efendi nâm müteveffâtın verâseti vâlidesi Hatice Hâtun bt. Ali ile li eb er karındaşı müşârun-ileyh Mahmud Efendi’ye ve li üm er karındaşı Mehmed b. Hüseyin nâm sagīre münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra mûmâ-ileyh Mahmud Efendi meclis-i mezbûrda işbu hâmileyü’l-kitâb merkūme Hatice Hâtun kıbelinden husûs-ı âti’z-zikri tasdîke vekîli olup merkūmeyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Mehmed Çelebi b. Ahmed ve Mustafa Çelebi b. Mehmed şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan fahrü’l-kuzât Mustafa Efendi b. Mehmed ile sagīr-i mezbûr Mehmed’in babası ve tesviye-i umûruna kıbel-i şer‘-i şerîfden vasî nasb olan Hüseyin Çelebi b. Ahmed nâm kimesne mahzarlarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mûrisimiz merkūme Fâtıma’nın cümle metrûkâtı tahrîr ve bundan akdem beynimizde alâ mâ farazallâhü te‘âlâ tevzî‘ ve taksîm olundukda merkūme Hatice Hâtun’un hamli olmağla benim hisse-i şer‘iyyemden kırk üç bin akçe haml-i mezbûrun hissesi olmak üzre ifrâz olunmuşidi, lâkin li üm ihve ve ahavât hamlinin müddeti yüz seksen gün olduğu kütüb-i fıkhiyyede mastûr ve mukayyed olmağın tevakkuf olunup ve meblağ-ı mezbûr dahi emânet vaz‘ olunmuşidi, hâlen müddet-i mezbûre hulûl edip haml-i mezbûr zuhûr etmemekle meblağ-ı mezbûru müvekkile-i mezbûre ile vasiyy-i mersûm yedlerinden ahz ü kabz edip meblağ-ı mezbûra müte‘allik da‘vâdan zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskāt eyledim dedikde, gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î husûs-ı mezbûru Mevlânâ-yı müşârun-ileyh mahallinde ketb ü tahrîr ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene hamsin ve sittîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Süleyman Ağa b. Hüseyin, Mehmed Çelebi b. Ahmed, Mehmed Çelebi b. Mustafa, Mahmud Ağa b. Abdülbâkī, Osman Çelebi b. Mehmed ve gayruhüm mine’l-hâzırîn
|