.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 61 Numaralı Sicil (H. 1065- 1066 / M. 1655)
cilt: 27, sayfa: 186
Hüküm no: 197
Orijinal metin no: [39a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Rukiye bt. Muslu’nun mülk menzilinin Dilaver Hâtun bt. Abdülmennân’a satılması

Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Veli Baba mahallesi sâkinelerinden Rukiye bt. Muslu nâm hâtun meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde işbu sâhibetü’l-kitâb Dilâver Hâtun bt. Abdülmennân mahzarında bi tav‘ihâ ikrâr ve i‘tirâf edip silk-i mülk-i sahîhimde münselik olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Karcı Ebîbekir mülkü ve bir tarafdan ba‘zan mekābir-i müslimîn ve ba‘zan Mehmed Beşe nâm râcil mülkü ve bir tarafdan Salih mülkü ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd ve mümtâz iki bâb tahtânî odaları ve bir ahırı ve bir su kuyusunu ve kenîfi ve eşcâr-ı müsmireyi müştemil mülk menzilimi bi cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık ve kâffeti’l-menâfi‘ ve’l-merâfık mezbûre Dilâver Hâtun’a fıddî nakd-i râyic fi’l-vakt on bir bin [39b] beş yüz akçeye tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ ve teslîm edip ol dahi vech-i meşrûh üzre iştirâ ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikden sonra semen-i mârrü’z-zikr on bir bin beş yüz akçeyi mezbûre Dilâver Hâtun’un yedinden tamâmen ahz ü kabz eyledim min ba‘d menzil-i mahdûd-ı mezkûrda vechen mine’l-vücûhi’ş-şer‘iyye alâka ve medhalim kalmadı, merkūme Dilâver Hâtun’un mülk-i müşterâsıdır keyfemâ teşâ ve tehtâr mutasarrıfe olsun dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘iyyi’l-vicâhî mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-ibtigā ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ ve’l-ışrîn min Zilka‘deti’ş-şerîfe min şuhûri sene hamsin ve sittîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Şaban Efendi b. Ebîbekir el-İmâm, İbrahim Beşe b. Osman, Ali Beşe b. Osman, Ahmed b. Kalender, Yusuf Beşe b. Ebî Tâlib, es-Seyyid Ömer b. Ali, Hasan Beşe b. İbrahim, İsmail b. Satılmış, Ali Beşe b. Mustafa, Abdullah Beşe b. İskender, Dilâver Beşe b. Abdullah, Hüseyin Çelebi b. Ali ve gayruhüm mine’l-hâzırîn