.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 61 Numaralı Sicil (H. 1065- 1066 / M. 1655)
cilt: 27, sayfa: 196
Hüküm no: 207
Orijinal metin no: [41a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Eyüp Çelebi b. Süleyman’ın talebi ile vakıf arsa üzerine kendi mülkü olmak üzere inşa ettiği menzilin keşf ve mâliyetinin tahmîn edilmesi

Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Zeyneb Hâtun mahallesi sâkinlerinden râfi‘-i hâze’l-kitâb Eyüb Çelebi b. Süleyman nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Nahılbend Hasan Çelebi Zâviyesi ve bir tarafdan mekābir-i müslimîn ve bir tarafdan merhûm Çavuşbaşı Mu‘allimhânesi ve taraf-ı râbi‘i tarîk-i âm ile mahdûd olan menzil arsasını sâhibü’l-hayrât merhûm Koca Kasım Paşa vakf edip tasarrufunu İskender Dede nâm kimesneye ba‘dehû ahibbâsı sulehâya ve evlâd-ı evlâdına şart ve ta‘yîn etmeğin bundan akdem menzil-i mahdûd-ı mezkûrun tasarruf ve süknâsı kıbel-i şer‘-i şerîfden şart-ı vâkıf-ı mezbûr üzre bana tevcîh olunmuşidi, lâkin menzil-i mahdûd-ı mezkûr mürûr-ı eyyâm ve kürûr-ı a‘vâm ile harâba müşrif olup kābil-i süknâ olmayıp ve ta‘mîr ve termîm için vakfın nukūdu dahi olmamağla hâlî ve mu‘attal kaldıkda imâret ve meremmete ve mülküm olmak üzre ihdâs-ı ebniyeye kıbel-i şer‘-i şerîfden ve mütevellîsi tarafından me’zûn olmağın menzil-i mahdûd-ı mezkûru ta‘mîr ve termîm ve mâlım ile mülküm olmak üzre üç bâb fevkānî oda ile bir sagīr oda ve bir hamam ihdâs etmişidim, hâlen kıbel-i şer‘-i kavîmden üzerine varılıp ma‘rifet-i mütevellî-i vakf-ı mezbûr ile ihdâs eylediğim ebniyenin mertebe-i tahammülü ba‘de’l-müşâhede tahmîn-i sahîh ile tahmîn ve takvîm-i sarîh ile takvîm olunmak matlûbumdur dedikde savb-ı şer‘-i şerîfden Mevlânâ Mustafa Efendi el-Müderris irsâl olunup ol dahi zeyl-i kitâbda hâssa mi‘mârlarından Üstâd Mustafa Beşe b. Abdülbâkī ve sukūf [ve] ebniye ahvâline kemâl mertebe vukūf ve şu‘ûru olan bî-garaz kimesneler ile menzil-i mahdûd-ı mezkûra varılıp keşf ve müşâhede eylediklerinden sonra mi‘mâr-ı mezbûr menzil-i merkūm vakfına cânib-i şer‘-i şerîfden mütevellî nasb olunan fahrü’l-eşbâh Halil Çelebi b. Hüdâverdi muvâcehesinde mesâha ve takvîm eyledikde tûlen yirmi dokuz zirâ‘ ve arzan on dokuz zirâ‘ bi hesâbi’s-satrancî beş yüz elli zirâ‘ müceddeden ihdâs olunan dört bâb fevkānî odalar sakfının beher zirâ‘ı kırkar akçeden yirmi iki bin kırk akçe ve tûlen ve arzan bi hesâbi’l-mezkûr iki yüz otuz yedi zirâ‘ müceddeden binâ olunan tavanın beher zirâ‘ı ellişer akçeden on bir bin sekiz yüz elli akçe ve tûlen yüz zirâ‘ ve kadden üç zirâ‘ bi hesâbi’l-mezbûr üç yüz zirâ‘ cedîd dolma duvarın beher zirâ‘ı kırkar akçeden on bir bin sekiz yüz elli akçe ve tûlen ve arzan bi hesâbi’s-satrancî üç yüz elli zirâ‘ tahta döşemenin beher zirâ‘ı otuzar akçe on bin beş yüz akçe ve altı kıt‘a dolabın beher zirâ‘ı ikişer yüz akçeden bin iki yüz ve dokuz aded pencere beher dânesi ikişer yüz akçeden bin sekiz yüz akçe ve yedi aded cam beher dânesi ikişer yüz akçeden bin dört yüz akçe ve iki kıt‘a yük yerleri ber vech-i maktû‘ bin beş yüz akçe ve nîm sofalı odada vâki‘ bir çift ber vech-i tahmîn beş yüz akçe ve bir kıt‘a mükemmel cedîd ocak ve bir cedîd kapı ve dört aded kileri ber vech-i maktû‘ bin beş yüz akçe ve bir mükemmel ocak ber vech-i tahmîn altı yüz akçe ve müceddeden binâ olunan sagīr odada vâki‘ bir cam ve bir pencere ve kapı cedîd ber vech-i tahmîn altı yüz akçe ve bir cedîd mükellef münakkaş ocak ber vech-i maktû‘ bin beş yüz akçe ve on aded cam ve beş pencere beher zirâ‘ı ikişer yüz akçeden üç bin akçe ve bir münakkaş kafesli musandara dolabları ve kilerleriyle ber vech-i tahmîn altı bin akçe ve bir kemerli kapı üç yüz akçe ve bir hamam ber vech-i maktû‘ yedi bin akçe ve fevkānî ve tahtânî müceddeden binâ olunan iki kıt‘a kenîf ber vech-i maktû‘ üç bin akçe ve bir kıt‘a nerdübân üç yüz akçe ve sokak tarafında vâki‘ tûlen otuz kadden beş bi hesâb-ı satrancî yüz elli zirâ‘ cedîd taş duvarın beher zirâ‘ı yirmişer akçeden üç bin akçe ve menzi[l-i] mezbûrda vâki‘ tûlen ve arzan bi hesâb-ı terbî‘î yüz zirâ‘ su kuyusu üzerine binâ olunan sakfın beher zirâ‘ı kırkar akçeden dört bin akçe ve bir cedîd sokak kapısı ber vech-i tahmîn bin akçe ve dört aded oluk beher zirâ‘ı ellişer akçeden iki yüz akçe ve dört yüz aded Karadeniz tahtasından binâ olunan perdenin beher dânesi onar akçeden dört bin akçe ki cem‘an doksan sekiz bin altı yüz kırk akçeye bâliğ oldukda on bin akçesi nıkz mukābelesinde ihrâc olunup bâkī seksen sekiz bin altı yüz kırk akçe kaldıkda mi‘mâr-ı mezbûr ve sâir ehl-i vukūf işbu ebniye-i merkūmenin ihdâsı ancak meblağ-ı mezbûr seksen sekiz bin altı yüz kırk akçe ile olur bundan noksan ve ekal ile olmaz deyû her biri icmâ‘ ve ittifâk eylediklerini Mevlânâ-yı müşârun-ileyh mahallinde tahrîr [42b] ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ ve’l-ışrîn min Zilka‘deti’ş-şerîfe li sene hamsin ve sittîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. Mehmed, Abdullah Çelebi b. İbrahim, Hüseyin Çelebi b. İsa, Mustafa Halîfe b. Kalender, Veli Halîfe b. Mustafa el-İmâm, Mehmed Çelebi b. Hasan, Piyâle Beşe b. Abdullah, Hüseyin Çelebi b. Ali ve gayr