|
Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 61 Numaralı Sicil (H. 1065- 1066 / M. 1655) cilt: 27, sayfa: 256 Hüküm no: 287 Orijinal metin no: [58b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İbrahim b. Turgud’un kızlarına intikal eden evde oturan kızı Fâtıma ile kocasından vârislerin otuz senelik kirayı isteyemeyeceği
Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Otakçıbaşı mahallesi sâkinlerinden olup bundan akdem fevt olan İbrahim b. Turgud nâm müteveffânın verâseti sulbiye kebîre kızları Fâtıma ve Torbayişe ve Bâşe nâm hâtunlara münhasıra olup ba‘dehû kable’l-kısme merkūme Bâşe Hâtun dahi müteveffât olup verâseti sadrî kebîr oğlu İshak Halîfe b. ( ) ile sadrî kebîre kızı Âşir nâm hâtuna münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra merkūm İshak Halîfe husûs-ı âti’z-zikri da‘vâya kendi tarafından asâleten ve karındaşı mersûme Âşir Hâtun tarafından vekîli olup nehc-i şer‘iyy-i mu‘teber üzre şer‘an vekâleti sâbite olmağla vekâleten meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde işbu râfi‘ü’l-kitâb İsâ b. Budak nâm kimesne husûs-ı câ’i’z-zikre kendi kıbelinden asîl ve zevcesi mezbûre Fâtıma Hâtun cânibinden vekîl-i şer‘îsi olmağla muvâcehesinde bi’l-asâle ve bi’l-vekâle üzerine takrîr-i da‘vâ edip müteveffâ-yı evvelin muhallefâtından olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ lede’l-cîrân ma‘lûmetü’l-hudûd olan menzil irs-i şer‘le mezbûretân Fâtıma ve Torbayişe’ye ve vâlide ve müteveffâ-yı mersûmeye intikāl etmişiken mezbûre Fâtıma Hâtun ve zevci merkūm İsâ otuz sene mikdârı cümle menzili zabt ve tasarruf etmişlerdir, hâlen vâlidemiz vefât etmekle menzil-i mezbûrdan üç sehimden bir sehim hisse bana ve kız karındaşım merkūme Âşir Hâtun’a intikāl etmeğin hisse-i mersûmenin icâre-i mislini asâlet ve vekâlet ve verâset-i mahkiyem hasebiyle merkūmân Fâtıma Hâtun ve zevci İsâ’dan taleb ederin mezbûr İsa’dan suâl olunup ( ) dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr İsâ cevâbında fi’l-vâki‘ menzil-i merkūmda bu kadar zamân müteveffât-ı mezbûre muvâcehesinde sâkini olduğumuz mukarrer lâkin müteveffât-ı mezbûre hâl-i hayâtında ücret-i şer‘î olmamağla bizden bir şey da‘vâ etmemişdir deyû hâlen şeyhülislâm ve müfti’l-enâm sellemehü’s-selâm hazretlerinden yedinde olan fetvâ-yı şerîfesini ibrâz ve mezbûr İshak Halîfe mahzarında kırâ’at olundukda mazmûn-ı şerîfinde Zeyd fevt olup kebîre kızları Hind ve Zeyneb ve Âişe’yi terk e[t]dikde tereke[-i] Zeyd’den olan bir mülk menzilde Hind zevci Amr ile birkaç sene sâkin olup hâlen Zeyneb ve Hatice bizim hissemizde sâkin oldun deyû Amr’dan ücret talebine şer‘an kādir olur mu deyû istiftâ olundukda cevâb-ı bâ-savâblarında olmazlar deyû buyrulmağın ber mûceb-i fetvâ-yı şerîf mezbûr İshak Halîfe bî-vech mu[‘â]razadan me[n]‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-ibtigā ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâdis min Saferi’l-hayr li sene sittîn ve sittîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ali Beşe b. Mustafa, Hüseyin Beşe b. Ali, Ahmed Beşe b. Ali, Bayram Dede b. Mehmed, Abdi b. İskender
|