Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662) cilt: 28, sayfa: 199 Hüküm no: 198 Orijinal metin no: [42a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Efendi b. Derviş’in ev vakfiyesi
Hamden leke Allâhümme yâ ehle’l-hamd ve’s-senâ ente’llezî tuvekkifu li’l-hayri men yeşâ’ sümme’s-salât ale’n-nebiyyi’l-Muhammed Mustafa ve âlihî ve sahbihi’n-nukabâ’i ve’n-nücebâ’i mâ dâmeti’s-semâ’ ve mâ hebbü’s-sabâ ammâ ba‘d, işbu kitâb-ı anberin-nikābın tahrîr ve inşâsına bâ‘is ve bâdî budur ki çün dünyânın na‘îmi zâ’il ve mukīmi râhil anâsı şekl-i anâ ve fenâsı tûl-i fenâ dirheminin sonu hem dinarının âharı nâr ve gam malının me’âlî melâl devletinin gāyeti let, ikbâlinin nihâyeti teşvîş bi’d-ders âkil-i gayr-ı gāfil oldur ki fenâ-i dünyâya ayn-ı ibretle baka ve mümin-i kâmil oldur ki ve men amile sâlihan min zekerin ev ünsâ ve hüve mü’minün fe le-necziyennehû hayâten tayyibeten ve le-necziyennehüm ecrahüm bi ahseni mâ kânû ya‘melûn, mazmûn-ı sa‘âdet-makrûnundan hissedâr olup bezl-i mâl ve tahsîl-i a‘mâl ile hayât-ı fâniye zımnında kesb-i hayât-ı bâkiye edip harr-ı kıyâmetde yevme yestazıllü’l-mer’ü tahte sadakātih mûcebince, sâye-i sadakātında âsûde ve mezra‘a-i âhiret olan dünyâda sadaka tohumun alıp ke-meseli habbetin enbetet seb‘a senâbile fî küllî sünbületin mi’etü habbetin vefkince ez‘âf-ı muzâ‘af ecr hâsıl edip yevmü’l-fez‘u’l-ekber ahvâli sütûde ola, envâ‘-ı hayrât ve ihsânın ve esnâf-ı sadakāt-ı hasenin dahi efdali ve ekmeli, izâ mâte’l-insânu inkata‘a amelühû illâ an selâsin ilmin yentefe‘u-bihî ve sadakatin câriyetin ve veledin sâlihin yed‘û-lehû müsted‘âsınca vakıfdır ki dâimâ avâid-i mevâyidi nâzil ve ferâyid-i fevâyidi rûh-ı vâkıfa vâsıl olup memât ile ucûru münkatı‘, vefât ile âsârı mürtefi‘ olmaz binâen alâ zâlik medîne-i hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Otakçıbaşı nâm-ı diğer Fethi Çelebi mahallesi sâkinlerinden mefhar-i erbâbi’t-tahrîr ve’l-kalem zübdetü ashâbi’t-tastîr ve’r-rakam, aynü’l-a‘yân zeynü’l-ezmân sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve tâlibü’s-sadakāt ve’l-meberrât Mehmed Efendi b. Derviş talebiyle vakf-ı câ’i’z-zikrini mahallinde tahrîr ve tescîl ve mütevellî ile da‘vâ-yı rücû‘u istimâ‘ ve fasl için kıbel-i şer‘den irsâl olunan mevlânâ Sâlih Mehmed Efendi b. Mehmed, ol dahi zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî olan müslimîn ile mûmâ-ileyh Mehmed Efendi’nin mahalle-i mezbûrede vâki‘ mülk menziline varılıp akd-i meclis-i şerî‘at-ı şerîfe olundukda, mûmâ-ileyh Mehmed Efendi meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda vakf-ı âti’z-zikrine li ecli’t-tescîl mütevellî nasb ve ta‘yîn eylediği fahrü’l-eimme İbrahim Efendi b. Mustafa mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip işbu cihân içinde vâki‘ olan sadakāt-ı câriyenin sebâtı zâhir ve gülşen-i hasenât içre nebâtı zâhir idiğine şu‘ûr-ı tâm ve vukūf-ı tamâm hâsıl eylediğimiz ecilden işbu zikr-i âtî vakfın sudûruna değin silk-i mülk-i sahîhimde münselik ve semt-i zabt ve tasarrufumda münharıt olan emlâkimden işbu bir tarafı birâderim Abdülbâkī Çelebi merhûm veresesi mülküne ve iki tarafdan Bolevî Mehmed Efendi çayırına ve bir tarafı tarîk-i âma müntehî ve mahdûd, muhavvata-i dâhiliyyesi iki bâb fevkānî oda ve bir orta sofa ve tahta-pûş hâriciyyesi iki bâb tahtânî oda ve karşı karşıya iki köşk ve ortasında dehlizi ve yanında sofa ve bi’r-i mâ ve selsebîli ve ahırı ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayrı müsmire bahçeyi müştemil menzilimi [42b] hasbeten lillâhi’l-azîm yevme lâ yenfa‘u mâlün ve lâ benûne illâ men etallâhe bi kalbin selîm, cemî‘ malımdan ifrâz ve vakf-ı sahîh-i şer‘î ve haps-i sarîh-i mer‘î ile vakf ve haps edip şöyle şart ve ta‘yîn eyledim mâdâm ki ben libâs-ı hayâtı lâbise ve mesned-i âfiyetde câlise olup dâr-ı dünyâda ta‘ayyüş edem menzil-i mahdûd-ı mezkûra keyfe mâ yeşâ’ ve hasbe mâ yahtâr mutasarrıf olam ve ben işbu dâr-ı dünyâdan hırâmân-ı sarây-ı bekā eylediğimde menzil-i mezbûra evlâdım ve evlâd-ı evlâdım ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdım ve evlâd-ı evlâd-ı evlâd-ı evlâdım batnen ba‘de batnin ve karnen ba‘de karnin mutasarrıf olalar ve ba‘de’l-inkırâz menzil-i mahdûd-ı mezkûra utekām mutasarrıf olup tevliyyet-i menzil-i mezkûr halîle-i mükerremem Sâliha Hâtun bt. Mehmed’e meşrûta ola ve ba‘de inkırâzi’l-kül menzil-i mezbûr yed-i mütevellî ve ecr-i misli ile îcâr olunup hâsıl olan icâresi yed-i mütevellî ve rehn-i kavî ve kefîl-i melî ve yâhud ikisinden biri ile rayb-ı ribâdan ârî ale’l-vechi’l-halâl istirbâh ve istiğlâl olunup hâsıl olan galle ve menzil-i mezbûrun müeccelesiyle mikdâr-ı kifâye eczâ-i şerîfe vaz‘ olunup sevâbı rûhuma ihdâ oluna ve mürûr-ı eyyâm ile menzil-i mezbûr vakfa âid olmağla tekrâr îcâr lâzım gelirse, minvâl-i sâbık üzre re’y-i hâkim ile eczâ-i şerîfe vaz‘ olunup tâ ki rûhum için bir hatm-i şerîf tekmîl oluna ve halîlemden sonra emr-i tevliyyet re’y-i hâkime müfevvez ola ve medîne-i hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de mesned-nişîn-i şerî‘at-ı garrâ olan efendi hazerâtı zamân-ı hükûmetlerinde vakfıma hasbî nâzır olup ayn-ı inâyetleriyle nazar edeler ve vakf-ı mezkûrumun şurûtunun tebdîl ve tağyîri ve teksîri ve taklîli merreten ba‘de uhrâ yedimde ola deyû fâriğan ani’ş-şevâgil menzil-i mezbûru mütevellî-i merkūma teslîm, ol dahi vakfiyyet üzre kabz ve tesellüm ve sâir mütevellîler evkāfda tasarruf eyledikleri gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘iyyi’l-vicâhiyyi’l-mu‘teber vâkıf-ı mûmâ-ileyh -tekabbelallâhu te‘âlâ hayrâtihi ve dâ‘afe ecûre mesûbâtihî mesûbeten- meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mütevellî-i mezbûr mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip vakf-ı akār eimme-i kibârdan imâm-ı evvel Ebû Hanîfe Kûfî -cûziye bi’l-hayr ve kûfiye- hazretleri ind-i şerîflerinde gayr-ı lâzım olduğundan mâ‘adâ, imâm-ı sâlis-i rabbânî kâmil-i samedânî Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî re’y-i reşîd ve mezheb-i sedîdleri üzre vâkıf, vakfının menâfi‘in kendiye şart ve ta‘yîn etmekle vakf-ı merkūm sahîh olmayıp vakf-ı mezbûrdan rücû‘ meşrû‘ olmağın vakf-ı mezbûrdan rücû‘ eyledim mütevellî-i mezbûrun kasr-ı yedine ve bana teslîme tenbîh taleb ederim dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ savâba tasaddî olup imâm-ı sânî hazret-i İmâm Ebû Yusuf el-Kadı ind-i şerîflerinde mücerred vâkıf, vakaftü demekle ve hazret-i İmâm Muhammed mezhebi üzre teslîm ile’l-mütevellî olmak ile vakfa lüzûm ârız olup imâm-ı müşârün-ileyh hazretleri katında şart-ı merkūm sahîh olmağın imâmeyn-i şemseyn-i kamereyn bedreyn-i münîreyn re’y-i reşîdleri üzre mezheb-i mezkûrdan rücû‘ gayrı meşrû‘dur deyû teslîmden imtinâ‘ etmeğin ve mevlânâ-yı mûmâ-ileyh katında müterâfi‘ân olduklarında, mevlânâ-yı mezbûr cânib-i vakfı evlâ ve ahrâ görüp âlimen bi’l-hilâf ve mürâ‘iyyen bimâ yecîbü ri‘âyetühü fi’l-hükmi bi’l-evkāf re’y-i imâmeyn üzre lüzûm-ı vakf-ı merkūm mahallinde hükm-i şer‘î ve kazâ-i mer‘î edip vâki‘ü’l-hâli mahallinde tahrîr, ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin hâkim-i muvakki‘-i sadr-ı kitâb-ı müstetâb olan âlim-i âmil fâsıl-ı beyne’l-hak ve’l-bâtıl hâkim-i hâsim hazretleri dahi hükm-i merkūm[u] tecvîz ve tenfîz ve vakf-ı mezbûrun lüzûmuna ve şurût ve kuyûdunun husûs ve umûmunun sıhhatine hüküm buyurup min ba‘d vakıf sahîh ve lâzım ve haps-i sarîh mütehattim oldu. “Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismuhû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıfı ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlik. Ve hurrire fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-ışrîn min şehri Ramazâni’l-mübârek min şühûr li sene isneteyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Hüseyin el-Cündî, Ahmed Ağa b. Sâlih el-Cündî, Abdi Çelebi b. Mustafa el-Kâtib, Mustafa Çelebi b. Mehmed, Halil Çelebi b. Mahmud, Hasan Çelebi b. Hüseyin, Hüseyin Çelebi b. Cafer, Mustafa Çelebi b. Mehmed, Fahrü’l-akrân Mustafa Ağa, Fahrü’l-kuzât Derviş Efendi b. Mustafa, Mehmed Çelebi b. Mustafa er-Râcil, Mehmed Çelebi seroda-i sâbık, Süleyman Çelebi b. Mehmed, Ahmed b. Mehmed, Mustafa b. İbrahim, Hasan Beşe er-Râcil, Hüseyin Muhzır ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|