.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662)
cilt: 28, sayfa: 298
Hüküm no: 305
Orijinal metin no: [67a-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Çavuş b. Abdullah’ın Mustafa Çelebi b. Veli’nin ortak kullandıkları kuyu ile ilgili daha önce alınan kararın uygulanmasını istemesi

Da‘vâ-yı âti’z-zikri mahallinde istimâ‘ ve fasl için bu fakīr bi’z-zât zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî olan müslimîn ile Havâss-ı Aliyye kazâsı a‘mâlinden kasaba-i Hasköy’de Kiremitçi Ahmed Çelebi mahallesinde sâkin Mustafa Çelebi b. Veli nâm kimesnenin menzilinde münâza‘un-fîh zikri âtî su kuyusunun üzerine varılıp akd-i meclis-i şer‘-i şerîf olundukda, mezbûr Mustafa Çelebi’nin câr-ı mülâsıkı olan râfi‘ü’l-kitâb Mehmed Çavuş b. Abdullah nâm mühtedî meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda, merkūm Mustafa Çelebi mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip mezbûr Mustafa Çelebi menzilinde evvelâ işbu su kuyusu benim ile mezbûr Mustafa Çelebi beyninde müşterek olmağın bundan akdem mezkûr Mustafa Çelebi zikr olunan kuyuyu müştereken tasarrufuma mâni‘ olmağla mürâfa‘a-i şer‘-i şerîf olduğumuzda, merkūm Mustafa Çelebi mârrü’z-zikr kuyu kendi ile benim beynimizde müşterek olduğunu ikrâr, lâkin haremimde olmağla her bâr su için benim haremime dâhil olmasına râzı değilim deyicek ba‘dehû benim ol kuyudan su almağa mâni‘ olmak üzre merkūm Mustafa Çelebi’ye ve bilâ-izn mezbûrun haremine dahl olmamak üzre bana kıbel-i şer‘den tenbîh-i şer‘î olmuşken hâlâ mezbûr Mustafa Çelebi mütenebbih olmayıp yine ol kuyudan ne benim su almama râzı olur ve inde’l-ihtiyâc ne bana su almayıp hâlâ yedimde olan fetvâ-yı şerîfe muvâcehesinde kırâat olunup bu def‘a dahi tenbîh-i şer‘î olunmak matlûbumdur deyû hâlâ şeyhülislâm müfti’l-enâm -sellemehü’s-selâm- hazretlerinden yedinde olan fetvâ-yı şerîfi ibrâz edip mezbûr Mustafa Çelebi muvâcehesinde feth ve kırâat olundukda, Zeyd fevt olup hasren vârisleri olan Amr ve Bekir tereke-i Zeyd’in bir mülk menzilini iktisâm ettiklerinde ol menzilde vâki‘ olup Amr’ın hissesine isâbet eden mikdârda vâki‘ su kuyusu kısmına idhâl olunmayıp beynlerinde müşterek olmak üzre ibkā olunup bu vech üzre hüccet olundukdan sonra Amr ol menzilden hissesine isâbet eden mikdârı âhardan Beşir’e bey‘ ve teslîm, ol kuyudan hissesini dahi Beşir’e bey‘ ve teslîm ile hâlâ Bekir Beşir ile ol kuyuyu iştirâk üzre zabt edip kuyudan suya ihtiyâc ile almak murâd eyledikde Beşir benim haremim arsasındadır deyû Bekir’i ol kuyuya [67b] varıp su almakdan men‘ edicek Bekir Beşir’e elbette bana ol kuyudan varıp su almağa izin ver ve yâhud sen suyumu bana getiriver demeğe kādir olur mu deyû istiftâ olundukda cevâb-ı bâ savâblarında olur deyû buyurulmağın bundan akdem târih-i kitâb senesi şehri Recebü’l-ferdi’nin on sekizinci günü merkūm Mustafa Çelebi ol kuyuda müdde‘î-i mezbûr ile müşterek olduğunu ikrâr edip hüccet-i şer‘iyye olunmağın ber mûceb-i fetvâ-yı şerîfe mârrü’z-zikr kuyudan su almağa mezbûr Mehmed Bey’e izin ve yâhud kendisi vakt-i hâcetde getirivermek üzre mezbûr Mustafa Çelebi’ye tenbîh-i şer‘î olunup mâ cerâ bi’l-ibtigā sebt olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis min Zilka‘deti’ş-şerîfe li seneti isneteyn ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: fahrü’l-müderrisîn Mustafa Efendi b. Hasan, es-Seyyid Mehmed Efendi, Mehmed Efendi b. Mustafa, Ali Beşe Çukadâr ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.