.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662)
cilt: 28, sayfa: 303
Hüküm no: 311
Orijinal metin no: [68b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kiremitçi Ahmed Çelebi Vakfı’na mütevellisinin alacak davasının reddi

Havâss-ı Refî‘a kazâsı tevâbi‘inden kasaba-i Hasköy’de merhûm Kiremitçi Ahmed Çelebi evkāfı’na meşrûtiyyet üzre bi’l-fi‘l mütevellî olan fahrü’l-cüyûş Mehmed Çavuş b. Ebûbekir mahfil-i kazâ ve mahall-i irtizâda, vakf-ı mezbûre kâtibi olan Mehmed Efendi b. Mustafa mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip bundan akdem ben diyâr-ı âharda iken evkāf-ı mezbûreden icâre-i mu‘accele ve ücret-i müeccele inde’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmetü’l-hudûd kiremithâneden hisse-i ma‘lûmeye mutasarrıf olan Sâlih Efendi bilâ-veled fevt olmağla zabt ve taht-ı tasarrufunda olan hisse mahlûl olmağın mezbûr Mehmed Efendi zikr olunan hisseyi benim izin ve icâzetim yoğiken sâbıkan kethüdâ bey olan Süleyman Paşa’ya iki yüz elli bin fıddî nakd-i râyic fi’l-vakt akçe icâre-i mu‘accele ve yevmî ( ) akçe ücret-i müeccele ile evkāf-ı mezbûre câbîsi gāib ani’l-meclis Ramazan Bey ile îcâr ve teslîm ve mârrü’z-zikr iki yüz elli bin akçeyi vakıf için alıp kabz eylediklerinden sonra otuz sekiz bin iki yüz elli akçesini mezbûr Mehmed Efendi ve otuz bin akçesini câbî-i mezbûr Ramazan Bey alıp kabz eylediklerinden sonra mâ‘adâyı bana teslîm, ben dahi vakıf için alıp kabz edip addeylediğimde otuz bin akçe dahi noksân gelmişdir hâlâ suâl olunup ihkāk-ı hakk olunmak matlûbumdur deyicek gıbbe’s-suâl mezbûr Mehmed Efendi zikr olunan otuz sekiz bin iki yüz elli akçeden gayrı bir akçe ve bir habbe almamışımdır cümlesini mütevellî-i mezbûra def‘ ve teslîm eylemişimdir, hattâ mütevellî-i mezbûr meblağ-ı mezbûru ahz ü kabz eyledim deyû huzûr-ı hâkimde ikrâr ve ikrârı hüccet-i şer‘iyye dahi olmuşdur deyicek isre’l-istintâk mütevellî-i mezbûr cevâbında fi’l-hakīka vech-i muharrer üzre ikrâr eylemişimdir, lâkin ikrâr-ı mezkûrumda kâzibim deyicek mütevellî-i mezbûr ikrârında kâzib olmadığına mukarrun-leh olan mezbûr Mehmed Efendi’ye bi hasebi’ş-şer‘i’ş-şerîf yemîn lâzım gelmeğin mütevellî-i mezbûr vech-i muharrer üzre olan ikrârında kâtib olup müdde‘â-bih olan [69a] otuz bin akçeden küllen ve ba‘zan almadığına ve âhar yediyle aldırmadığına ve vücûh-ı şer‘iyyeden bir vechile zimmetine geçmediğine merkūm Mehmed Efendi’ye yemîn teklîf olundukda, ol dahi alâ vefki’l-mes’ûl yemîn billâhi te‘âlâ etmeğin mütevellî-i mezbûr bî-vech ta‘arruzdan men‘ [bir]le, mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’r-râbi‘ min Zilka‘deti’ş-şerîfe li seneti isneteyn ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Es-Seyyid Mustafa Efendi b. es-Seyyid Hasan, Mustafa Ağa b. Sinan, Mehmed Bey el-Bevvâbü’s-sultânî, Ali Efendi el-İmâm, Abdülaziz Çelebi el-Müezzin ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.