|
Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662) cilt: 28, sayfa: 304 Hüküm no: 312 Orijinal metin no: [69a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Fâtıma bt. Ahmed Çavuş’un câriyesi Siyavuş’u âzat etmesi
Tahakkuk-ı özr-i şer‘î ile husûs-ı âti’z-zikrin mahallinde tahrîr[i] iltimâs olunmağın küttâb-ı mahkeme-i muhkemü’l-bünyândan mevlânâ Sâlih Mehmed Efendi b. Mehmed irsâl olunup ol dahi zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ile Havâss-ı Kostantıniyye el-mahmiyye kazâsı a‘mâlinden kasaba-i Hasköy’de Pîrî Paşa semtinde sâkin iken bundan akdem müteveffât olan merhûme Fâtıma Hâtun bt. Ahmed Çavuş’un menziline varılıp akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eylediğinde merhûme-i mezbûrenin verâseti zevci fahrü’l-emâsil ve’l-eşbâh hamlacı Mehmed Ağa b. Abdülmennân ile sadriye kebîre kızı fahrü’l-muhadderât zahrü’l-muvakkarât Ayşe Hâtun bt. Mehmed’e münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra mezbûr Mehmed Ağa asâleten ve mûmâ-ileyhâ Ayşe Hâtun’un zevci ve cemî‘-i umûruna ve ale[’l-husûs] ıtk-ı âti’z-zikri ikrâra vekîl-i şer‘-i müsecceli olan umdetü erbâbi’t-tahrîr ve’l-kalem zübdetü ashâbi’t-tastîr ve’r-rakam Ali Efendi b. el-Hâc Hüdâverdi vekâleten meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda, müteveffât-ı mezbûreye rıkk-ı sâbıkını mu‘terife uzun boylu sarı kaşlı ön dişleri seyrek Guruliyyetü’l-asl? bâ‘isetü’l-kitâb Siyavuş bt. Abdullah nâm câriye-i memlûkesi mahzarında her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm edip merhûme-i mezbûre vaktâ ki maraz-ı mevtiyle marîza olup başını visâde-i mevte koduysa, hasbeten lillâhi te‘âlâ ve haseneten li rûhi resûlihi’l-mu‘allâ ve hazret-i resûl-i ekrem -sallallâhu aleyhi ve selemin- men a‘taka rakabeten mü’mineten a‘takallâhu te‘âlâ bi külli uzvin minhâ uzven minhu mine’n-nâr, hadîs-i şerîfine amelen câriye-i memlûkesi mevsûfe-i mezkûreyi malından âzâd ve zümre-i harâir-i asliyyâta idrâc ve ilhâk edip üzerinde hakk-ı velâdan gayrı hakkım kalmadı demişiken hâlâ fevt olmağla câriye-i mezkûr sülüs malından âzâd olup el-hâletü hâzihî müteveffât-ı mezkûrenin muhallefâtı alâ mâ farazallâhu te‘âlâ beynimizde tevzî‘ ve taksîm olunup câriye-i merkūmenin kıymetine bâliğan mâ belağ sülüs vefâ etmeğin câriye-i mezkûrede kat‘an alâkam kalmamışdır ba‘de’l-yevm mezkûre Siyavuş sâir harâir-i asliyyât gibi hürre oldu dediklerinde vâki‘ü’l-hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin hâkim-i muvakki‘-i sadr-ı kitâb hazretleri kıbelinden sıhhat-i ıtk-ı mezkûra hüküm birle mâ hüve’l-vâki‘ kayd şüd. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min Zilka‘deti’ş-şerîfe li seneti isneteyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Ağa b. Pîrî, Bayram Ağa b. Ali, Hüseyin Efendi b. Ahmed, Sinan Ağa b. Hasan, Mehmed Çelebi b. Hasan, Ali Efendi imâm-ı Turşucu ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|