.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662)
cilt: 28, sayfa: 305
Hüküm no: 313
Orijinal metin no: [69a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Fâtıma bt. Ahmed Çavuş’un ölmeden önce Rus câriyesi Bedirmâh’ı âzat ettiği

Tahakkuk-ı özr-i şer‘î ile husûs-ı âti’z-zikrin mahallinde tahrîr[i] iltimâs olunmağın küttâb-ı mahkeme-i şerîfeden mevlânâ Sâlih Mehmed Efendi b. Mehmed irsâl olunup ol dahi zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ile Havâss-ı Aliyye kazâsına tâbi‘ kasaba-i Hasköy’de Pîrî Paşa semtinde sâkine iken bundan akdem civâr-ı Hayy-i Kadîr’e intikāl eden Fâtıma Hâtun bt. el-merhûm Ahmed Çavuş’un menziline varılıp akd-i meclis-i şerî‘at-ı şerîfe olundukda, merhûme-i mûmâ-ileyhânın verâseti zevci fahrü’l-emâcid ve’l-ekârim hamlacı Mehmed Ağa b. Abdülmennân ile sadriye kebîre kızı umdetü’l-muhadderât zübdetü’l-muvakkarât Ayşe Hâtun bt. Mehmed’e münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra mezbûr Mehmed Ağa asâleten ve müşârün-ileyhâ hâtunun zevci ve tarafından her husûsuna ve ale’l-husûs ıtk-ı âti’z-zikri ikrâra vekîl-i şer‘-i müsecceli olan mefhar-i erbâbi’t-tahrîr ve’l-kalem Ali Efendi b. Hüdâverdi vekâleten meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda, merhûme-i mezbûreye rıkk-ı sâbıkını mu‘terife orta boylu sarı kaşlı elâ gözlü Moskoviyyetü’l-asl müslimiyyetü’l-mille Bedirmâh bt. Abdullah mahzarında her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm edip merhûme-i mûmâ-ileyhâ vaktâ ki maraz-ı mevtiyle marîza olduysa câriye-i memlûkesi mevsûfe-i mezbûreyi, hasbeten lillâhi te‘âlâ ve haseneten li rûhi resûlihi’l-mu‘allâ ve amelen kemâ kāle’n-nebiyyü sallallâhu aleyhi ve sellem men a‘taka rakabeten mü’mineten a‘takallâhu te‘âlâ bi külli uzvin minhâ uzven minhu mine’n-nâr, malından âzâd ve zümre-i harâir-i asliyyâta idrâc ve ilhâk edip üzerinde hakk-ı velâdan gayrı hakkım kalmadı demişiken hâlâ fevt olmağın câriye-i mezkûr sülüs malından âzâd olup el-hâletü hâzihî muhallefât-ı müteveffât-ı mezkûre beynimizde bi’l-farîzati’ş-şer‘iyye tevzî‘ ve taksîm olunup câriye-i mezbûrenin kıymetine müteveffât-ı [mezbûrenin] sülüsü bâliğan mâ belağ vefâ etmeğin sâhibetü’l-vesîka mezkûre Bedirmâh’da kat‘an alâkam kalmamışdır ba‘de’l-yevm mersûme Bedirmâh sâir harâir-i asliyyât gibi hürre oldu dediklerinde vâki‘ü’l-hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehû meclis-i şer‘a [gelip] alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin hâkim-i muvakki‘-i sadr-ı kitâb kıbelinden sıhhat-i ıtk-ı mezkûra hüküm birle mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb kayd şüd. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min Zilka‘deti’ş-şerîfe li seneti isneteyn ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Ağa b. Pîrî, Bayram Ağa b. Ali, Hüseyin Efendi b. Ahmed, es-Seyyid Bayram Ağa b. es-Seyyid Abdurrahman, Mehmed Çelebi b. Hasan, Ali Efendi imâm-ı Turşucu, Ahmed Ağa b. Zünnun, Mehmed Çelebi b. Hasan, Ahmed Ağa b. Ali, Ali Çelebi b. Hızır ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.