.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662)
cilt: 28, sayfa: 323
Hüküm no: 331
Orijinal metin no: [73b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Emircan v. Ovanes’in Bitlis’te iken kendisini yaralayıp kardeşini katleden Osman Paşa’nın hazinedarı Mehmed Ağa’dan diyet talebinin, paşanın başağası İslâm tarafından karşılandığı

Husûs-ı âti’z-zikri mahallinde ketb ve tahrîr için kıbel-i şer‘den bi’t-taleb irsâl olunan mevlânâ Sâlih Mehmed Efendi b. Mehmed, ol dahi zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî cemâ‘at-i müslimîn ile medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -aleyhi rıdvânü’l-Bârî-’de vâki‘ Zal Mahmud Paşa câmi‘-i şerîfi mukābelesinde sâkin olup hâlâ eyâlet-i Kastamonu’ya mutasarrıf olan vezîr-i rûşen-zamîr Osman Paşa hazretlerinin harem-i muhteremelerinde hâlâ baş ağa olan umdetü’l-emâcid ve’l-e‘âlî İslâm Ağa b. Arslan’ın mütemekkin olduğu menzile varılıp akd-i meclis-i şer‘-i şerîf olundukda, vilâyet-i Anadolu’da eyâlet-i Van’dan Kal‘a-i Bitlis’de sâkin olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da müsâfir olan Emircan v. Ovanes nâm Ermeni meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda, müşârün-ileyh İslâm Ağa mahzarında bi’t-tav‘ ve’r-rızâ ikrâr ve takrîr-i kelâm edip paşa-yı mûmâ-ileyh bundan akdem eyâlet-i Diyârbekir’e mutasarrıf iken târih-i kitâbdan üç sene mukaddem paşa-yı mûmâ-ileyhin hazînedârı gāib ani’l-meclis Mehmed Ağa, benden sen Bitlis hanı oğlu Bedir Bey’in âdemisisin deyû fuzûlen bin beş yüz kıt‘a riyâlî guruşumu aldığından mâ‘adâ bi gayri hakkın benim sağ kulağımın bir mikdârını kat‘ ve li ebeveyn ammim oğlu Makof v. Toma ol muhârebe[de] katl olunmağın hâlâ meblağ-ı mârrü’z-zikri ve kulağımın ve ammim oğlu hâlik-i mezbûrun diyetlerini taleb ve da‘vâ için Âsitâne-i sa‘âdet’e de geldiğimde müşârün-ileyh İslâm Ağa âgâh olup teberru‘an sulha râgıb olmağla beynimizde muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezkûrlarımdan mûmâ-ileyh İslâm Ağa ile beni yirmi bir bin beş yüz fıddî nakd-i râyic fi’l-vakt akçe üzerine inşâ-i akd-i sulh eylediklerinde ben dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan mezbûrü’n-na‘t yirmi bir bin beş yüz akçeyi mûmâ-ileyh İslâm Ağa teberru‘an kendi malından bana def‘ u teslîm, ben dahi ahz ü kabz edip zikr olunan bin beş yüz kıt‘a riyâlî guruş ve kat‘ olan kulağımı ve katl olan ibn-i ammim diyetlerinden mûmâ-ileyh hazînedâr Mehmed Ağa’nın ve paşa-yı müşârün-ileyhin ve cemî‘-i ağalarının zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ eyledim min ba‘d mezkûrûnun biriyle dahi vechen mine’l-vücûh da‘vâ ve nizâ‘ım yokdur, zuhûr dahi ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın deyicek gıbbe’t-tasdîki’l-mu‘teber vâki‘ü’l-hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ hüve’l-vâki‘ kayd şüd. Fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşer min Zilka‘deti’ş-şerîfe li seneti isneteyn ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. Mehmed eş-şehîr bi Arabzâde, Abdullah Çelebi el-Müezzin, Mustafa Ağa b. Muzaffer, El-Hâc Hasan b. Abdülhalim, Receb Efendi b. Yusuf, Osman Bey Kethüdâ-yı teberdârân, Ebûbekir Bey Ser-bölük ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.