Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662) cilt: 28, sayfa: 380 Hüküm no: 400 Orijinal metin no: [87a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Kiremitçi Ahmed Çelebi Vakfı kâtip ve câbisinin vakfa borçlu olmadıklarının tespiti
[Derkenar:] Müsvedde kalmağın mahalline kayd olunmamışdır. Havâss-ı Aliyye kazâsı tevâbi‘inden Hasköy’de merhûm Kiremitçi Ahmed Çelebi evkāfı’na bi’l-fi‘l meşrûtiyyet üzre mütevellî olan Mehmed Çavuş b. Ebûbekir mahfil-i kazâda takrîr-i kelâm edip vakf-ı mezbûrun kâtibi Mehmed Efendi bundan akdem biz diyâr-ı âharda iken evkāf-ı mezbûreden icâre-i mu‘accele ve ücret-i müeccele ile inde’l-ahâlî ma‘lûmetü’l-hudûd kiremithâne hissesine mutasarrıf olup bilâ-veled fevt olan Sâlih Efendi mutasarrıf olduğu kiremithâne hissesini taraf-ı vakfdan sâbıkan kethüdâ bey olan Süleyman Paşa’ya iki yüz elli bin akçe icâre-i mu‘accele ve ücret-i müeccel-i ma‘lûme ile dâmâdı olup evkāf-ı mezbûre câbîsi olan Ramazan Bey b. Abdullah ile îcâr ve teslîm ve zikr olunan iki yüz elli bin akçeyi vakf için alıp kabz eylediklerinden sonra meblağ-ı mezbûrun otuz sekiz bin akçesini mezbûr Mehmed Efendi ve otuz bin akçesini câbî-i mezbûr alıp kabz edip mâ‘adâyı vakf için bana teslîm ben dahi alıp kabz edip addeylediğimde otuz bin akçesi dahi nâkıs gelmeğin mezbûr Mehmed Efendi’den meblağ-ı mârrü’z-zikr otuz bin akçeyi vakf için taleb ve da‘vâ eylediğimde mezbûr Mehmed Efendi ben meblağ-ı mezbûrdan bâlâda zikr olunan otuz sekiz bin akçeden ziyâde bir akçe almamışımdır cümlesini sana def‘ ü teslîm eylemişimdir. Hattâ meblağ-ı mezbûru tamamen kabz eylediğini huzûr-ı hâkimde ikrâr edip ikrâr hüccet-i şer‘iyye dahi olmuşdur deyû cevâb verdiğinde ben dahi ikrâr-ı mezkûrumda kâzibim deyû iddi‘â eylediğimde ben ikrârımda kâzib olmadığıma ve mârrü’z-zikr akçeden otuz sekiz bin akçeden ziyâde küllen ve ba‘zan almadığına ve âhar yediyle aldırmadığına mezbûr Mehmed Efendi’ye gıbbe’l-istihlâf yemîn billâhi te‘âlâ etmişdi lâkin câbî-i mezbûr Ramazan Bey’de dahi şübhem vardır hâlâ marîz olmağla meclis-i şer‘a ihzârı mümkün olmamağla kıbel-i şer‘den âdem ta‘yîn olunup husûs-ı mezbûr için merkūm câbî Ramazan Bey’e dahi yemîn teklîf olunmak matlûbumdur deyicek cânib-i şer‘-i şerîfden mevlânâ Sâlih Mehmed Efendi b. Mehmed irsâl olunup ol dahi zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî müslimîn ile mârrü’z-zikr Kiremitçi Ahmed Çelebi mahallesinde câbî-i mezbûrun menziline varılıp akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eylediğinde mütevellî-i mezbûr câbî-i merkūm Ramazan Bey mahzarında bâlâda zikr tahrîr olunduğu üzre da‘vâ ol dahi ber minvâl-i meşrûh cevâb verdiğinden sonra merkūm câbî Ramazan Bey’e mütevellî-i mezbûr ikrârında kâzib olmadığına ve meblağ-ı mezbûrdan mertebe-i ikrârı olan otuz bin akçeden ziyâde küllen ve ba‘zan ahz u istîfâ ve âhar yediyle dahi aldırmadığına yemîn teklîf olundukda, ol dahi alâ vefki’l-mes’ûl yemîn billâhi te‘âlâ etmeğin vâki‘ü’l-hâl mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb kayd şüd. Fi’l-yevmi’r-râbi‘ min Zilka‘deti’ş-şerîfe li sene isneteyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Es-Seyyid Mustafa b. es-Seyyid Hasan, Mustafa Ağa b. Sinan, Mehmed Bey el-Bevvâb-ı sultânî, Fahrü’l-müderrisîn Mustafa Efendi nâib-i Hasköy, Ali Efendi el-İmâm ve gayruhüm.
|