Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 82 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670 - 1671) cilt: 29, sayfa: 125 Hüküm no: 137 Orijinal metin no: [27a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mevcut borcun gayr-i menkulle takası
Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye-i Kostantıniyyetü’l-mahmiyye’de Sultan Hamamı semtinde Ali Paşa-yı Atîk mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem fevt olan el-Hâc Şaban b. İsmail’in verâseti zevce-i metrûkesi Râbia bt. Abdullah ile sulbî kebîr oğlu Mehmed’e ve sulbiye kebîre kızı Hatice ile sulbî sagīr oğlu İsmail’e ve sulbiye sagīre kızı Ayşe ile babası el-Hâc İsmail’e münhasıra idiği şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî’de Sofular mahallesinde sâkin Süleyman Beşe b. Ali nâm lebbâbe meclis-i şer‘de işbu ashâbü’l-kitâb mezbûr el-Hâc İsmail ve merkūm Mehmed asâleten sagīr-i mezbûr ile sagīre-i merkūmenin tesviye-i umûrları için kıbel-i şer‘den mansûb vasîleri olan el-Hâc Hüseyin b. Abdülcelil vesâyeten ve mezbûre Hatice tarafından husûs-ı âti’z-zikre vekîl olup vekâleti zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan el-Hâc İsmail ve mezbûr Mehmed’e şehâdetleri ile şer‘an sâbite olan zevci Mehmed Ağa b. Mehmed ve mezbûre Râbia tarafından kezâlik tasdîka vekîl olup vekâleti yedinde olan hüccet-i şer‘iyye ile sâbite olan Hasan Efendi b. Mehmed mahzarında tav‘an ikrâr ve takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ iki tarafı Musli Çelebi Vakfı ve tarafeyni tarîk-i hâs ile ve tarîk-i âm ile mahdûd üç bâb fevkānî oda ve bir sofa ve tahtında ahırı ve cüneyne ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire ve bi’r-i mâ ve kenîfi müştemil mülk menzilimi bundan akdem müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Şaban’a hâl-i hayâtında beş yüz kıt‘a esedî guruşa bin seksen gün tamâmına değin bi tarîki’l-bey‘ bi’l-vefâ bey‘ ve kabz-ı semen edip ol dahi minvâl-i muharrer üzre iştirâ edip kable’l-edâ mezbûr el-Hâc Şaban vefât etmeğin vârisleri merkūmûn meblağ-ı mezbûru benden taleb ve da‘vâ etmeleriyle hâlâ menzil-i mahdûd-ı mezkûru bi cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık verese-i mezbûrîne tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı kat‘î ile bey‘ ve teslîm onlar dahi asâleten ve vesâyeten ve vekâleten iştirâ ve tesellüm ve kabûl ve kabz edip semeni olan mezbûrü’n-na‘t beş yüz esedî guruşu müteveffâ-yı mezbûra ile’l-ân zimmetimde lâzımü’l-edâ deynim olan beş yüz esedî guruşa takās, onlar dahi mukāssa ve kabûl eylediler ba‘de’l-yevm menzil-i mezbûr verese-i mezkûrînin mülk-i müşterâlarıdır benim alâkam yoktur deyicek gıbbe’t-tasdîki’l-mu‘teber mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ ve’l-ışrîn min Şevvâl sene [10]81.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Durak el-İmâm, Ali Beşe b. Mehmed el-Mübâşir, el-Hâ[c] Mehmed Ağa b. Ahmed, Mehmed Beşe b. Hüseyin, Halil b. Abdullah, Muharrirü’l-hurûf Mustafa Efendi ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|