.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 82 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670 - 1671)
cilt: 29, sayfa: 126
Hüküm no: 138
Orijinal metin no: [27a-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Merhum Şaban b. İsmail’den vereseye intikal eden bir alacağın taksitlerle ödenmesi

Mahmiye-i İstanbul’da Sultan Hamamı semtinde sâkin iken bundan akdem fevt olan el-Hâc Şaban b. el-Hâc İsmail’in verâseti zevce-i metrûkesi Râbia bt. Abdullah ile sulbî kebîr oğlu Mehmed’e ve sulbiye kebîre kızı Hatice’ye ve sulbî sagīr oğlu İsmail ile sulbiye sagīre kızı Ayşe’ye ve babası mezbûr el-Hâc İsmail’e münhasıra idiği şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bâri- de Sofular mahallesinde sâkin Süleyman Beşe b. Ali nâm lebbân mahfil-i kazâ ve mahall-i irtizâ‘da işbu ashâbü’l-kitâb mezbûr el-Hâc İsmail ve merkūm Mehmed ve sagīrân-ı mezbûrânın tesviye-i umûrları için kıbel-i şer‘den mansûb vasîleri olan el-Hâc Hüseyin b. Abdülcelil ve mezbûre Hatice’nin zevci ve tarafından ikrâr-ı âti’z-zikri tasdîka vekîl olup merkūmenin zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan merkūmân el-Hâc İsmail ve Mehmed asâleten ve vasiyy-i merkūm el-Hâc Hüseyin vesâyeten ve vekîlân-ı mezbûrân Mehmed Ağa ile Hasan Efendi vekâleten müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Şaban’ın a‘dâd ve esmânı beynimizde ilm-i ma‘lûm-ı şer‘î birle koyun bahâsından ve medîne-i mezbûrede vâki‘ dükkân kirâsından ve cihet-i karz-ı şer‘îden ve yine medîne-i mezbûrede vâki‘ hudûdu ma‘lûm menzil icâresinden senin zimmetinde cem‘an yirmi üç bin akçe ve cihet-i sermâyeden dahi yüz kıt‘a esedî guruş hakkı olup kable’l-edâ mezbûr el-Hâc Şaban fevt olmağla zimmetinde bâkī kalıp mârrü’z-zikr yirmi üç bin akçe ile yüz guruş sermâye ile’l-ân bi’l-irsi’ş-şer‘î bize isâbet [ve] intikāl eyledi deyû benden bi’l-asâle ve bi’l-vesâye ve bi’l-vekâle taleb ve da‘vâ eylediklerinde ben dahi zikr olunan yirmi üç bin akçeyi müteveffâ-yı mezbûr ile hâl-i hayâtında on yedi bin akçeye vesâtat-ı muslihîn ile sulh olup bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûru tamâmen def‘ ve teslîm eyledim, sâlifü’z-zikr yüz esedî guruş sermâye zimmetimde bâkīdir deyû cevâb verdiğimde beynimizde münâza‘ât-ı kesîre cereyân etmişdi, el-hâletü hâzihî ben sulh-ı merkūmu isbât sadedinde iken beynimize muslihûn tavassut edip merkūmân el-Hâc İsmail ve Mehmed ve vasiyy-i mezbûr el-Hâc Hüseyin ve vekîlân-ı mezbûrân ile beni zikr olunan yirmi üç bin akçe da‘vâsından hâlâ on yedi bin akçe üzerine inşâ-i akd-i sulh eylediklerinde mezbûrûn dahi beynimizde sulh enfa‘ olmağla sulh-ı mezbûru her biri kabûl edip lâkin def‘aten bedel-i sulhu edâya iktidârım olmamağla mârrü’z-zikr bedel-i sulhu esbâbının seksen bir senesi rûz-ı Hızırı’ndan sonra beher ay bin beşer yüz akçeden dört ayda altı bin akçe ve bâkī on bir bin akçeyi dahi dört aydan sonra beher re’s-i şehrde beş yüz akçe vermek üzre tâlib-i taksît ve te’cîl olduğumda mezbûrûn dahi vech-i muharrer üzre bi’l-asâle ve bi’l-vesâye ve bi’l-vekâle te’cîl edip zikr olunan yüz guruşu zimmetimde lâzımü’l-edâ deynimdir merkūmûndan suâl olunup ikrârları tahrîr olunmak matlûbumdur deyicek gıbbe’s-suâl mezbûrûndan her biri hâl, bast olunan minvâl üzre olmuşdur deyû mukırr-ı mezbûru kelimât-ı muharreresinde vicâhen tasdîk ve mâ‘adâ da‘vâsından mezbûr Süleyman’ın zimmetini ibrâ eylediklerini şifâhen tahkīk eylediklerinde mâ cerâ kayd şud. Fî 27 [Şevvâl] [10]81.


Şuhûdü’l-hâl: Es-Sâbikūn.