|
Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 82 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670 - 1671) cilt: 29, sayfa: 146 Hüküm no: 169 Orijinal metin no: [32b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Keçeci Pîrî mahallesi sakinelerinden Kerime Hanım bt. Mehmed’in Medine-i Münevvere fukarasına meşrût vakfiyesi
Elhamdü li-veliyyihî ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ Nebiyyihî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma‘în. Ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve inşâsına bâ‘is ve bâdî oldur ki, Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye, Kostantıniyyetü’l-mahmiyye mahallâtından Yenibahçe semtinde Keçeci Pîrî mahallesinde sâkine Kerime Hâtun bt. Mehmed vaktâ kim Hazret-i Cenâb-ı İzzet -celle celâlühû- ve amme nevâlühû kıbelinden …? kendisine vâsıl olan atâyâ-yı celiyye ve hafiyye hadd ü add ile ma‘dûd ve mahdûd-ı küllî idiğine, âlime ve sârife olduğundan mâ‘adâ İzâ mâte ibnü’l-âdeme inkata‘a amelühû illâ an selâsin sadakatin câriyetin ve ilmin yüntefe‘u bihî ve veledin sâlihin yed‘û lehû hadîs-i şerîf ve haber-i münîfin bir mefhûm-ı latîfine muttali‘a olup âhirette kendisine bâ‘is-i fevz u necât olıcak nesne savbına inân ve azîmetini masrûf kılıp vakf-ı âti’z-zikrine li ecli’t-tescîl ve li-emri’t-tetmîm ve’t-tekmîl mütevellî nasb ve ta‘yîn eylediği fahrü’l-akrân Hüseyin Çelebi b. Mustafa mahzarında ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î kılıp dedi ki: Vakf-ı âti’z-zikrin sudûruna değin silk-i mülk-i sahîhimde münselik emlâkimden mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Abdülaziz Efendi kerîmesi Fâtıma Hâtun mülkü ve bir tarafı Aydın Beşe veresesi yedlerinde olan Medîne-i Münevvere Vakfı ve bir tarafı Mustafa Ağa ve Mehmed Ağa mülkleri ve ba‘zan Zamâne Hâtun mülkü ve tarîk-i hâs ile mahdûd iki bâb fevkānî oda ve iki bâb tahtânî odaları ve sofa ve matbahı ve bi’r-i mâ, cüneyne, zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire ve kenîfi müştemil mülk menzilimi cemî‘ tevâbi‘ ve levâhıkı ve âmme-i menâfi‘ ve merâfıkı ile hasbeten lillâhi’s-samed ve vakf-ı sahîh-i muhalled ve habs-i sarîh-i müebbed ile vakf ve habs edip şöyle şart ve ta‘yîn eyledim ki: Mâdem ki ben libâs-ı hayâtı lâbise ve mesned-i âfiyette câlise olam menzil-i mahdûd-ı mezkûrda kendim sâkine olup mutasarrıfa olam ve küllü nefsin zâ’ikatü’l-mevt fehvâsınca ben intikāl-i dâr-ı bekā eylediğimde zevcim Mustafa Bey b. Abdullah nâm Bevvâb-ı sultânî mutasarrıf ola. Ve ba‘de vefâtihî zevcim mezbûrun evlâdı ve evlâd-ı evlâdı ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdım batnen ba‘de batnin ve karnen eser-i karin mutasarrıf olalar. Ve ba‘dehüm benim utekām mutasarrıf ola ve ba‘dehû utekām evlâd-ı evlâdı ve evlâd-ı evlâdı ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdı batnen ba‘de batnin mutasarrıf olalar. Ve ba‘de’l-inkırâz menzil-i mahdûd-ı mezkûr hasbe mâ ceret bihi’l-âde ecr-i misliyle îcâr olunup icâresini her sene Medîne-i Münevvere -alâ münevverihâ tahiyyât-ı mükerreme- fukarâsına irsâl ve îsâl oluna. Ve mürûr-i eyyâm ile icrâ-yı şart-ı mezkûr müte‘azzir olursa mutlak vakf-ı fukarâ-yı müslimîn ola deyû kelâmına itmâm ve menzil-i mezbûru fâriğan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûra teslîm, ol dahi vakfiyet üzre tesellüm eyledi deyû ikrâr ve i‘tirâf edicek gıbbe’t-tasdîki’l-mu‘teber vâkıfe-i mezbûre semt-i vifâkdan cânib-i şikāka âzime olup vakf-ı akār İmâm-ı Muhtâr Ebû Hanîfe-i Kûfî- cûziye bi’l-hayr ve kûfîye- katında gerçi sahîh lâkin gayr-ı lâzım olmağın vakf-ı mezkûrumdan rücû‘ ve kemâ kân mülküme idhâl murâd eyledim deyicek mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba mütesaddî olup fi’l-vâki‘ vakf-ı akār imâm-ı müşârun-ileyh hazretleri katında gerçi gayr-ı lâzım idiği ezhâr mine’ş-şemsdir, lâkin İmâm-ı Rabbânî, İmâm-ı Muhammed Hasanü’ş-Şeybânî katında tescîl-i şer‘î ve teslîm ile’l-mütevellî olmağla İmâm-ı sânî Ebû Yusuf hazretleri indinde vâkıfın mücerred vakaftü kavliyle vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım olur, binâen aleyh teslîmden imtinâ‘ edip hâkim-i muvakki‘-i sadr-ı kitâb -tûbâ lehû ve hüsnü me’âb- hazretleri huzûr-ı şerîfinde müterâfi‘ân ve fasl-ı hamse tâlibân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh tarafeynin kelâmını ısgā ve ba‘de’t-tefekküri’d-dakīk cenâb-ı vakfı evlâ ve ahrâ görüp âlimen bi’l-hilâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eslâf vakf-ı mezkûrun sıhhatine ve lüzûmuna alâ kavli men yerâhu hükm-i sahîh-i şer‘î kılınıp min ba‘d naks ve nakzına mecâl muhâl oldu femen beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismuhû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıfı ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm. Cerâ zâlike fi’l-yevmi’s-sânî aşer min Zilka‘de sene [10]81.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. Yusuf el-İmâm, Mehmed Çelebi b. Mustafa, Mehmed b. İsmail, Halil b. Hasan, Mehmed b. Abdullah, Mustafa b. Abdullah, Yusuf b. Yahya, Mehmed b. Yahya, Abdülganî b. Ahmed.
|