.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 82 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670 - 1671)
cilt: 29, sayfa: 167
Hüküm no: 199
Orijinal metin no: [37b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şeyh Abdülmecid-i Sivâsî’nin kızına ait bağa bitişik vakıf odalarında oturan kiracıların yıktıkları yerleri tamir etmeleri ve bağa akan lağımlarını kesmeleri

Husûs-ı âti’z-zikrin mahallinde tahrîri için savb-ı şer‘den Mevlânâ Salih Mehmed Efendi savb-ı şer‘den irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlarından Üstâd Ahmed b. Ahmed zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ile medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -radiye anhu Rabbühü’l-Bârî-de vâki‘ Nişâncı Paşa mahallesi sâkinelerinden merhûm ve mağfûrun-leh Sivasî Şeyh Abdülmecid Efendi’nin kerîme-i mükerremeleri fahrü’l-muhadderât Safiye Hâtun’un mukāta‘a-i ma‘lûme ile zabt ve tasarrufunda olan bağa varılıp lede’l-vazî‘ ve’ş-şerîf akd-i meclis-i şer‘-i münîf olundukda müşârun-ileyhâ Safiye Hâtun’un sadrî kebîr oğlu tarafından her husûsa vekîl-i şer‘îsi olup bimâ hüve nehcü’ş-şer‘î şer‘an vekâleti sâbite olan umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm işbu bâ‘isü’l-kitâb Abdülvehhâb Efendi b. Yusuf meclis-i mezkûrda zikr olunan bağa mülâsık merhûm Pervâne Hoca Vakfı mütevellîsi Mehmed Bey b. Ahmed mahzarında vakf-ı mezbûrdan icâre-i mu‘accele ve ücret-i müeccele-i ma‘lûmeteyn ile odalara mutasarrıf olan Neccâr Mehmed ve Cezayirli Mustafa ve Sıvacı Hüseyin ve diğer Hüseyin b. Hasan ve Receb ve Ayşe bt. Abdullah ve Meryem bt. Murad ve Bogos v. Hokas muvâcehelerinde bi’l-vekâle üzerine takrîr-i da‘vâ edip vâlidem müvekkile-i mezbûrenin işbu bağ ile zikr olunan odalar beyninde olan tahta havluyu kadîmü’l-eyyâmdan işbu odalarda sâkin olan müste’cirleri ta‘mîr ve termîm edegelmişken zikr olunan tahta havlu mürûr-ı eyyâmla harâb olmağla mezbûrûn müste’cirler zikr olunan havluyu bi’l-külliye hedm ve tahtalarını ref‘ edip ondan mâ‘adâ ba‘zıları kenîflerinin fazalâtını vâlidem müvekkile-i mezbûrenin bağına icrâ etmekle bi’d-defâ‘at hedm eylediğimiz havluyu ta‘mîr ve kenîflerinizin zararını def‘ eyletin deyû merkūmûna tenbîh olundukda mütenebbih olmamışlardır el-hâletü hâzihî husûs-ı mezbûrdan sebt ve müşâhede olunup hedm ve kal‘ eyledikleri havluyu ke’l-evvel ta‘mîr ve kenîflerin zararını def‘a merkūmûn müste’cirlere kıbel-i şer‘den tenbîh olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyicek mahall-i mezbûra mi‘mâr-ı merkūm ve ebniye ve sukūf ahvâline vukūf ve şu‘ûru olan bî-garaz müslimîn nazar eylediklerinde fi’l-vâki‘ işbu havlu odalar idiğine kuşağı? odalar tarafında olmak delâlet eder deyû icmâ‘ ve ittifâk ve ba‘zı kenîfleri fazalâtı bağ-ı mezbûra cârî idiği mukarrer ve mütehakkık olmağın merkūmûn müste’cirlerden suâl olundukda fi’l-hakīka işbu odalar ile bağ beyninde kadîmî tahta havlu var idi, lâkin mürûr-ı eyyâm ile harâb olup hattâ bir mikdârı dahi birkaç gün mukaddem kendi kendisine yıkılmıştır, biz dahi tahtalarını hıfz eyledik havlu-yı mezbûru kim ta‘mîr edegelmişdir ma‘lûmumuz değildir, dediklerinde vekîl-i mûmâ-ileyhden müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda mahalle-i mezbûrede sâkin fahrü’s-sâlikin Mustafa Dede b. Ebülkasım ve Seyyid Mehmed b. es-Seyyid Mustafa ve Ahmed b. Hasan li ecli’ş-şehâde meclis-i mezbûra hâzırân olup istişhâd olundukda fi’l-hakīka işbu bağ mukaddemâ kimesnenin taht-ı tasarrufunda değil iken havlu-yı mezbûr mevcûd ve işbu odaların müste’cirleri ta‘mîr edegelmişlerdir ve ondan mâ‘adâ havlu-yı mezbûrun nısfı mikdârı üç dört günden mukaddem dururken merkūmûn bi’l-ittifâk hedm eylemişlerdir biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinden ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mi‘mâr-ı mezbûr havlu-yı merkūmu mesâha eylediğinde tûlen yirmi üç buçuk ve kadden üç zirâ‘ havlu hedm ve kal‘ olunmuşdur, bi hasebi’s-sına‘a işbu havlu müste’cirlerindir ve kenîflerinin fazalâtı bağ-ı merkūma cereyândan men‘ lâzımdır deyû haber verdiğinden mâ‘adâ mütevellî-i mezbûr dahi bu odaları mezbûrûna havlu-yı mezbûru mallarından ta‘mîr etmek üzre îcâr eylemişdir deyicek sâlifü’z-zikr havlu-yı ke’l-evvel ta‘mîr ve termîm ve kenîflerinin dahi zararını def‘ ve ref‘a mezbûrûna ba‘de’t-tenbîh vâki‘ü’l-hâl, mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip vukū‘u üzre inhâ ve takrîr etmeğin kayd şud. Fî 24 min Zilka‘de sene [10]81.


Şuhûdü’l-hâl: Kıdvetü’l-müderrisîni’l-kirâm Şaban Efendi b. Hüseyin, Kıdvetü’l-vâsilîn eş-Şeyh Abdülehad-zâde Mustafa Efendi, Ali Efendi b. Hızır, Ahmed Çelebi b. Mehmed, Molla Mustafa, İbrahim Efendi b. Nasuh, Mehmed b. Ahmed, Ahmed Beşe Çukadâr, Ömer Efendi.