Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667) cilt: 17, sayfa: 351 Hüküm no: 403 Orijinal metin no: [55b-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ölen el-Hâc Abdurrahman b. Ali Bey’in terekesi hususunda vârisleri arasındaki davada sulh olduğu
Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde tahrîri iltimâs olunmağın savb-ı şer‘-i kavîmden irsâl olunan mevlânâ İbrahim Efendi b. eş-Şeyh Hızır Efendi sâbıkan keresteciler kethüdâsı olan el-Hâc Mehmed b. Mehmed’in mahmiye-i İstanbul’da İbn-i Medas? mahallesinde sâkin olduğu menziline varıp zeyl-i rakīmde isimleri terkīm olunan müslimîn mahzarında akd-i meclis-i şer‘-i mübîn eyledikde mahmiye-i mezbûrede Hacı Hasanzâde Muhyiddin Efendi mahallesi ahâlîsinden iken bundan akdem vilâyet-i Anadolu’da Yoros kazâsında kasaba-i Kanlıcak’da vefât eden el-Hâc Abdurrahman b. Ali Bey verâseti zevce-i metrûkesi Fâtıma Hâtun bt. Mehmed Çelebi ve Diyâr-ı Arab’da cezîre-i Cerbe’de sâkin li ebeveyn er karındaşı Yahya ve li ebeveyn karındaşı Mümine Hâtun’a münhasıra ve terekesinin dört sehimden birer sehmi mezbûretân Fâtıma ve Mümine’den her birine ve iki sehmi mezbûr Yahya’ya isâbet ettiği şer‘an sâbit oldukdan sonra mezbûre Mümine tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olan Ebû Zeyd b. Ömer ve mezbûr Yahya tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olan Maksud b. Yusuf’un yedlerinde olan mazmûnu sâbit-i nakl-i şer‘î ile vekâletleri sâbit oldukdan sonra her biri vekâleten meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mezbûre Fâtıma’nın babası ve tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîli olduğu li üm karındaşı Ahmed Çelebi b. Mehmed ve hâlâ zevci olan mezbûr el-Hâc Mehmed b. Mehmed şehâdetleri ile sâbit olan Mehmed Çelebi nâm kimesne mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm edip ber mûceb-i defter-i kassâm müteveffâ-yı mezbûrun nakid ve akār ve menkūl ve evânî-i nühâsiyye ve gayr-ı nühâsiyye ve mülk menzil ve celîl ü hakīr ve kalîl ü kesîr zâhir olan muhallefâtını alâ mâ farazallâhu te‘âlâ mezbûre Fâtıma Hâtun’un vekîli ile iktisâm edip her birimiz müvekkilimizin hissesini tamâmen ahz u kabz ettiğimizden sonra tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan defter-i kassâmdan hâric otuz bin akçe kıymetli eşyâ ahz ve ihfâ ettin deyû müvekkile-i mezbûre Fâtıma’dan mukaddemâ da‘vâ ettiğimizde, ol dahi inkâr etmeğin muslihûn tavassut edip müvekkile-i mezbûre ile beynimizde yedi bin beş yüz akçe üzerine inşâ-i akd-i sulh ettiklerinde biz dahi müdde‘âmıza beyyinemiz olmayıp mezbûre Fâtıma’nın dahi yemînden adem-i nükûlü mukarrer olup müvekkillerimiz hakkında sulh nâfi‘ olmağın sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan yedi bin beş yüz akçeyi müvekkillerimiz için alıp kabz ettiğimizden sonra kasaba-i mezbûrede vâki‘ beynimizde ma‘lûm bir menzilden gayrı tereke-i müteveffâ-yı mezbûra müte‘allika âmme-i da‘vâdan müvekkile-i mezbûre ile mezbûrân Mehmed Çelebi ve Ahmed Çelebi’nin zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskāt eyledik, min ba‘d mazmûn-ı kitâba mugāyir bizden veya müvekkillerimizden asâleten veya vekâleten da‘vâ dahi sudûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î husûs-ı mezbûru mevlânâ-yı merkūm mahallinde tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan İbrahim Çelebi b. Ahmed ile meclis-i şer‘-i hatîre gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’l-ibtigā ketb ve imlâ olundu. Fi’l-yevmi’l-âşir min Recebi’l-mürecceb li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Abdülkādir Efendi b. Mehmed el-İmâm, Ahmed Efendi b. Mustafa el-Müezzin, Mehmed Çelebi b. Mustafa, el-Hâc Osman b. Şaban, Resul Beşe b. Mehmed, Receb b. Hüseyin, Hüseyin b. Abdullah, Osman b. Abdullah, Mehmed b. Zeyd, Mehmed Efendi b. Muharrem ve gayruhüm.
|