Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667) cilt: 17, sayfa: 385 Hüküm no: 445 Orijinal metin no: [61b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İftihar bt. Abdullah’ın, kirada oturduğu vakıf evi kocasına ferağ ettiği, ancak ferağın geçersiz olması üzerine İbrahim Beşe’ye 250 kuruşa devrettiğinin anlaşıldığı
Mahmiye-i İstanbul’da Mi‘mâr Sinan mahallesi sükkânından bâ‘isü’l-kitâb el-Hâc İbrahim Beşe b. Mehmed nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde merhûm Manisalı Mehmed Paşa vakfı’ndan zikri âtî menzile vâzı‘ü’l-yed olan Mehmed Bey b. Receb ile vakf-ı mezbûr[a] mütevellî olan Ahmed Ağa b. Hasan mahzarında mezbûr Mehmed Bey üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûr Mehmed Bey’in zevce-i menkûhası İftihar bt. Abdullah nâm hâtun vakf-ı mezbûrdan olup mahmiye-i mezkûreden Manisalı Çelebi mahallesinde vâki‘ bir tarafdan el-Hâc Veli ve bir tarafdan Hasan nâm kimesneler tasarruflarında olan vakf menziller ve bir tarafdan tarîk-i âm ve bir tarafdan tarîk-i hâs ile mahdûd bir bâb fevkānî ve iki bâb tahtânî odaları ve bir sofa ve kenîf ve havluyu müştemil icâre-i mu‘accele-i ma‘lûme ve günde bir akçe ücret-i müeccele ile mutasarrıf olduğu menzilini zevci mezbûr Mehmed Bey’e ferâğ ve tefvîz ol dahi tefevvuz ve kabûl ettikden sonra mezbûre İftihar’ın tarafından vekîl-i müsecceli olup şer‘an vekâleti sâbite olan Mehmed Beşe b. Abdülkerim nâm kimesne müvekkilem mezbûre İftihar bana cevr ü eziyyet etmeyip benim ile hüsn-i zindegâne edersen menzil-i mahdûd-ı mezbûrem senin olsun deyû menzil-i mahdûd-ı mezbûru mütevellî-i mezbûr Ahmed Ağa’nın izni ile zevci mezbûr Mehmed Bey’e ferâğ ve tefvîz ol dahi şart-ı mezkûr ile tefevvuz etmişidi deyû târih-i kitâb senesi şehr-i Rebî‘ulâhiri’nin yirmi dokuzuncu günü mahmiye-i mezbûre kadısı olan umdetü’l-mehâdimi’l-kirâm Mehmed Sadık Efendi huzûrunda mütevellî-i mezbûr ile mezkûr Mehmed Bey muvâcehelerinde mezbûr Mehmed Bey üzerine menzil-i mezbûra vâzı‘ü’l-yed olduğu hâlde da‘vâ eyledikde, mezbûr Mehmed Bey ferâğ-ı mezbûr [üzre] şart-ı mezkûr olduğunu inkâr edip vekîl-i mezbûr Mehmed Beşe dahi ferâğ-ı mezbûr şart-ı mezkûr ile olduğu[nu] zikr olunan Manisalı Çelebi mahallesi imâmı Mustafa Efendi b. Mehmed ve müezzini Mehmed Halîfe b. Mehmed ve ahâlîsinden el-Hâc İbrahim b. Ahmed ve el-Hâc Mustafa b. Hacı Veli ve İbrahim Çelebi b. Muslihiddin nâm kimesneler şehâdetleri ile isbât edip mûmâ-ileyh Mehmed Sadık Efendi dahi şehâdetlerini kabûl ve mûcebince ferâğ-ı mezbûrun mu‘teber olduğuna binâen menzil-i mezbûrdan mezbûr Mehmed Bey’in kasr-ı yedine ve müvekkile-i mezbûreye teslîmine tenbîh ettikden sonra müvekkile-i mezbûre İftihar menzil-i mahdûd-ı mezbûru mütevellî-i mezbûrun izni ile iki yüz elli esedî guruş bedel mukābelesinde bana ferâğ ve tefvîz ben dahi tefevvuz ve kabûl ettiğimden sonra mezbûre İftihar menzil-i mezbûru kabza beni taslît etmeğin suâl olunup menzil-i mezbûrdan kasr-ı yed ve bana teslîme mezbûr Mehmed Bey’e tenbîh olunmak matlûbumdur deyû mazmûnu min külli’l-vücûh takrîr-i meşrûhunu nâtıka ve târih-i kitâb senesi Rebî‘ulâhiri’nin yirmi dokuzuncu günü ile müverrah ve mûmâ-ileyh Mehmed Sadık Efendi’nin hat ve hatmini hâviye hüccet-i şer‘iyye ibrâz etmeğin gıbbe’s-suâl mezbûr Mehmed Bey cevâbında menzil-i mahdûd-ı mezbûru zevcem mezbûre İftihar bana bilâ-şart izn-i mütevellî ile ferâğ etmişidi deyip ferâğ-ı mezbûr şart-ı mezkûr ile olduğunu ve mazmûn-ı hüccet-i mezbûreyi bi’l-külliye inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda zeyl-i hüccet-i mezbûrda mastûrü’l-esâmî olan müslimînden Hasan Çavuş b. Ali ve Mehmed Çelebi b. Abdurrahman ve Hasan b. Kasım nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müvekkile-i mezbûre İftihar tarafından vekîl-i müsecceli olan mezbûr Mehmed Beşe mezbûre İftihar bana cevr ü eziyyet etmeyip benim ile hüsn-i zindegâne edersen menzil-i mahdûd-ı mezbûre senin olsun deyû menzil-i mahdûd-ı mezbûru zevci merkūm Mehmed bana ferâğ etmişidi deyû târih-i kitâb senesi Rebî‘ulâhiri’nin yirmi dokuzuncu günü mahmiye-i mezbûre kadısı olan mûmâ-ileyh Mehmed Sadık Efendi huzûrunda menzil-i mezbûra vâzı‘ü’l-yed olan mezbûr Mehmed Bey ile mütevellî-i mezbûr muvâcehelerinde bi’l-vekâle da‘vâ ve mezbûr Mehmed Bey ferâğ-ı mezbûrun şart-ı mezkûr ile olduğunu inkâr etmekle vekîl-i mezbûru Mehmed Bey vech-i muharrer üzre müdde‘âsına zikr olunan Manisalı Çelebi mahallesi imâmı Mustafa Efendi b. Mehmed ve müezzini Mehmed Halîfe b. Mehmed ve ahâlîsinden el-Hâc İbrahim b. Ahmed ve el-Hâc Mustafa b. Hacı Veli ve İbrahim Çelebi b. Muslihiddin nâm kimesneler vech-i şer‘î üzre şehâdet edip mûmâ-ileyh Mehmed Sadık Efendi dahi şehâdetlerini kabûl ve mûcebince ferâğ-ı mezbûr mu‘teber olmadığına binâen mezbûr Mehmed Bey’in menzil-i mezbûrdan kasr-ı yedine ve müvekkile-i mezbûreye teslîmine bizim huzûrumuzda mezbûr Mehmed Bey’e tenbîh eylediğinden sonra müvekkile-i mezbûre İftihar menzil-i mahdûd-ı mezbûrun hakk-ı tasarrufunu mütevellîsi mezbûr Hacı Ahmed Ağa’nın izni ile müdde‘î-i mezbûre iki yüz elli esedî guruş bedel mukābelesinde ferâğ ve tefvîz ve mezbûr Mehmed Bey’den kabza taslît edip müdde‘î-i mezbûr Hacı İbrahim dahi tefevvuz ve kabûl etmişidi menzil-i mezbûru müdde‘î-i merkūma teslîm merkūm Mehmed Bey üzerine lâzımdır biz mazmûn-ı hüccet-i mezbûreye ve bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince mezbûr Mehmed Bey’in menzil-i mezbûrdan kasr-ı yedine ve müdde‘î-i mezbûra teslîmine mezbûr Mehmed Bey üzerine hükm olunmağın mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis aşer min Recebi’l-mürecceb li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîn Ahmed Efendi el-Keşşâf, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Ömer Bey b. Abdullah Kethüdâ-yı mumcuyân, Hacı Ahmed b. Mustafa, Mehmed Beşe b. Abdülkerim, Hüseyin Beşe b. Abdullah.
|