Eyüp Mahkemesi 138 Numaralı Sicil (H. 1129-1131 / M. 1717-1718) cilt: 61, sayfa: 191 Hüküm no: 145 Orijinal metin no: [50b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
El-Hac Ahmed oğlu Mustafa Çelebi’nin terekesinden olan menzil ile ahırını üvey oğluna sattığı
Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde istimâ‘ ve tahrîri için bi’l-iltimâs savb-ı şer‘-i enverden me’zûnen Mevlânâ Mustafa Efendi b. Hüseyin irsâl olunup ol dahi Havâss-ı Refî‘a kazâsı muzâfâtından Çekmece-i Kebîr nâhiyesine tâbi‘ Eşkinöz nâm karyede sâkin iken bundan akdem vefât eden Mustafa Çelebi b. el-Hâc [Ahmed’in] ile’l-vefât sâkin olduğu menzile varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf ettikde müteveffâ-yı mezbûrun verâseti zevce-i menkûha-i metrûkeleri Âişe Hatun bt. el-Hâc İsmail ve Saliha Hatun bt. Hüseyin ile sulbî sagīr oğlu Ali’ye ve sulbiye sagīre kızı Fâtıma’ya münhasıra ve tashîh-i mes‘elesi kırk sekiz sehimden olmağla sihâm-ı mezbûreden üçer sehmi zevceleri mezbûretândan her birisine ve yirmi sekiz sehmi sagīr-i mezbûr Ali’ye ve on dört sehmi sagīre-i mezbûre Fâtıma’ya isâbeti tahkīkinden sonra zâtı mezbûretânı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân karye-i mezbûre sükkânından İmâm el-Hâc İbrahim Efendi b. Hüseyin ve Abdulbâki Efendi b. Mustafa ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan mezbûre Âişe Hatun’a asâleten ve sagīrân-ı mezbûrânın vâlideleri ve tesviye-i emrlerine kıbel-i şer‘den mansûbe vâsiyeleri olan mezbûre Saliha Hatun asâleten ve vesâyeten meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda müteveffâ-yı mezbûrun üvey oğlu işbu râfi‘u’l-kitâb Abdullah Çelebi b. Mahmud Efendi mahzarında her biri üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mûrisim müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed b. Abdullah’ın emlâkinden olup karye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Süleyman Çelebi mülkü ve etrâf-ı selasesi tarîk-ı âm ile mahdûd fevkānî iki bâb oda ve bir anbâr ve dehlîz ve iki ahûr ve bir matbah ve bir fırın ve bir kenîf ve bir müşterek su kuyusu ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireli bahçeyi müştemil mülk menzilin nısf-ı şâyi‘ini ve yine karye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan mezbûr Süleyman Çelebi samanhânesi ve etrâf-ı selasesi tarîk-ı âm ile mahdûd ve bir öküz ahûru ve havlu ve içinde mevcûd bir dud ağacı ile aynı mevcûd iki re’s kara sığır öküzü ve bir re’s camus ineği mezbûr Abdullah Çelebi bi-gayrı hakkın zabt eder suâl olunup fakīr yedine tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Abdullah Çelebi cevâbında fî’l-hakīka zikrolunan menzil-i mahdûd-ı mezkûrun nısf-ı şâyi‘i ve ahûr ve iki kara sığır öküzü ve camus ineği müteveffâ-yı mezbûrun emlâkinden olduğunu ikrâr lakin müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed b. Abdullah hâl-i kemâ[l]-i sıhhatinde bin yüz yirmi sekiz senesi Saferü’l-hayrı gurresinde safka-i vâhide ile üç yüz guruşa bana bey‘ ve temlîk ve ben dahi yedinden iştirâ ve temellük ve kabûl eylediğimden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûr üç yüz guruşu yedimden tamâmen ahz u kabz edip hattâ müteveffâ-yı mezbûr târîh-i mezkûrda vech-i muharrer [üzere] bana bey‘ ve temlîk ve semenini yedimden tamâmen ahz u kabz eylediğini huzûr-ı Müslimînde ikrâr ve işhâd dahi etmekle menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı şâyi‘i ile ahûr ve kara sığır öküzleri ve camus ineği benim mülk-i müşterâm olmuşdur deyu def‘le mukābele edicek kable’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr Abdullah Çelebi’den def‘-i meşrûhunu mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden nâhiyeye tâbi‘ Dere nam karyede sâkin Abdulbâki Efendi b. Mustafa ve el-Hâc İbrahim Efendi b. Hüseyin ve Süleyman Çelebi b. el-Hâc Ahmed meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda li-ecli’ş-şehâde meclis-i mezbûra hâzırûn olup isre’l-istişhâd fî’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed b. Abdullah’ın karye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan mezbûr Süleyman Çelebi [51a] mülkü ve etrâf-ı selasesi tarîk-ı âm ile mahdûd fevkānî iki bâb oda ve bir anbâr ve dehlîz ve iki ahûr ve bir matbah ve bir fırın ve bir kenîf ve bir müşterek su kuyusu ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireli bahçeyi müştemil mülk menzilin nısf-ı şâyi‘ini ve yine karye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan mezbûr Süleyman Çelebi samanhânesi ve etrâf-ı selasesi tarîk-ı âm ile mahdûd ve bir öküz ahûru ve havlu ve içinde mevcûd bir dud ağacı ile aynı mevcûd iki re’s kara sığır öküzü ve bir re’s camus ineği yedinde mülk ve hakkı olduğu hâlde bin yüz yirmi sekiz senesi Saferü’l-hayrı gurresinde safka-i vâhide ile mezbûr Abdullah Çelebi üç yüz guruşa bey‘ ve temlîk ol dahi iştirâ ve temellük ve semeni olan meblağ-ı mezbûr üç yüz guruşu mezbûr Abdullah Çelebi yedinden tamâmen ahz u kabz eyledim min ba‘d menzil-i mahdûd-ı mezbûrun nısf-ı şâyi‘i ve mârrü’z-zikr ahûr ve iki re’s kara sığır öküz ve camus mezbûr Abdullah Çelebi’nin mülk-i müşterâsı olmuşdur deyu huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın gıbbe’t-tahlîfi’ş-şer‘î mûcebiyle ba‘de’l-hükm vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde ketb ü tahrîr ba‘de ma‘an ba‘s olunan Mehmed Çelebi b. İslam ve Mustafa Çelebi b. Sefer ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketbolundu.
Fi’l-yevmi’s-sânî aşer min-Recebi’l-ferd sene 1130.
Şuhûdü’l-hâl: Ali Çelebi b. Mehmed, İbrahim Çelebi b. el-Hâc Mustafa, Mehmed Çelebi b. İslam, Ramazan Beşe b. Abdülkerim, İbrahim Beşe b. Mustafa, Hasan Beşe b. Ramazan.
|