Galata Mahkemesi 32 Numaralı Sicil (H. 1015 - 1016 / M. 1606 - 1607) cilt: 36, sayfa: 95 Hüküm no: 87 Orijinal metin no: [20a-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Evin Lâleruh bt. Abdullah’a hibe edildiği
Lâleruh bt. Abdullah nâm hâtunun zevci ve husûsi’l-âti’l-beyâna vekîl-i şer‘îsi olup vekâleti nehc-i şer‘î üzre el-Hâc Ramazan b. Cemal ve Piyâle Bey b. Abdullah nâm kimesneler şehâdetleri ile sâbite olan Mehmed b. Cafer nâm kimesne mahfil-i kazâda bi’l-fi‘l Sefer Çelebi vakfı’na mütevellî olan fahrü’l-eşbâh Mustafa Çelebi b. Ahmed nâm kimesne mahzarında vekâleten takrîr-i da‘vâ edip mahmiye-i Galata tevâbi‘inden Tophane’de Tomtom mahallesinde vâki‘ iki cânibi mezbûr Sefer Çelebi vakfı’na ve iki cânibi tarîk-i âmma müntehî olup [20b] biri tahtânî ve biri fevkānî iki çatma beyti ve bir kenîfi ve bir muhavvatayı müştemil olup mezbûr Sefer Çelebi merkūme Lâleruh’a târih-i kitâbdan on yıl mukaddem hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile hibe edip mezbûre Lâleruh dahi gıbbe’t-tahliyyeti’ş-şer‘iyye meclis-i hibede ittihâb ve kabz eylediği çatma menzili mesfûr Mustafa Çelebi bilâ-vech-i şer‘î vaz‘-ı yed edip mezbûre Lâleruh’un tasarrufuna mâni‘ olur suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Mustafa Çelebi menzil-i merkūm yedinde idiği hasm-ı câhid mahzarında nehc-i şer‘î üzre sâbit oldukdan sonra bi’l-muvâcehe cevâbında mesfûr Sefer Çelebi menzil-i mezbûru bundan akdem târih-i kitâb Şevvâli’nin evâsıtında evlâdına ve evlâd-ı evlâdına ba‘dehû Medîne-i münevvere fukarâsına vakf edip mütevellîsi olduğum ecilden vaz‘-ı yed ettim deyip hibe-i merkūmeyi münkir oldukdan sonra vekîl-i mezbûr Mehmed’den vech-i meşrûh üzre hibeye beyyine taleb olundukda udûl-i müslimîn ve ahrâr-ı muvahhidînden Mehmed Çelebi b. Cafer Bey fahrü’l-eimme Mustafa Efendi b. Abdülaziz ve zümre-i râcilînden Mahmud Beşe b. Abdullah nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde mahfil-i kazâya hâzırûn olup gıbbe’l-istişhâdi’ş-şer‘î edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip fi’l-vâki‘ mezbûr Sefer Çelebi bundan akdem silk-i mülkü iken müvekkile-i mezbûre Lâleruh’a târih-i kitâbdan on yıl mukaddem bizim huzûrumuzda menzil-i mezbûru hibe-i sahîh-i şer‘iyye ile hibe edip mezbûre Lâleruh dahi gıbbe’t-tahliyyeti’ş-şer‘iyye menzil-i mezbûru meclis-i hibede ittihâb ve kabz eyledi bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz diye edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de ri‘âyet-i şerâiti’l-kabûl şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâki‘ olmağın menzil-i mezbûr merkūme Lâleruh’un mülk-i mevhûbu olmasına hükm olunup mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fi’l-mezbûr.
Şuhûdü’l-hâl: Hüseyin Efendi [b.] Hasan, Seyyid Mahmud b. Seyyid Mustafa, Mehmed Bey b. Hüsrev el-Cündî, Piyâle Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Hasan Bey b. Abdullah ve gayruhüm
|