|
Galata Mahkemesi 65 Numaralı Sicil (H. 1051 - 1053 / M. 1641 - 1644) cilt: 39, sayfa: 151 Hüküm no: 114 Orijinal metin no: [35a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Halil Reis b. Abdullah’ın borcunun ödenmesi için muhallefâtından olan evin es-Seyyid Ahmed Çelebi b. Kılıç ve Emine bt. Sefer’e satılması
Mahmiye-i Galata müzâfâtından kasaba-i Tophâne’de el-Hâc Memi mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Halil Reis b. Abdullah nâm müteveffânın verâseti zevce-i metrûkesi Selime bt. Ali’ye ve sulbî sagīr oğlu Mehmed’e ve sulbiye kebîre kızı Fâtıma’ya ve yine sagīre kızı Râbia’ya münhasıra olduğu şer‘an mütebeyyin oldukdan sonra mezbûrûn Mehmed ve Fâtıma asâleten ve Selime kendi tarafından asâleten ve sagīre-i mezbûre tarafından vesâyeten mahfil-i kazâda bâ‘isâ hâze’l-kitâb es-Seyyid Ahmed Çelebi b. Kılıç ve Emine bt. Sefer nâm kimesneler mahzarlarında her biri asâleten ve mezbûre Selime vesâyeten ikrâr ve i‘tirâf edip mûrisim müteveffâ-yı mezbûrun muhallefâtından olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı el-Hâc Yunus b. Receb mülkü ve bir tarafı Saraylı Hâtun vakfı ve bir tarafı el-Hâc Ali b. Erdoğdu nâm kimesne mülkü ile mahdûd iki bâb beyt-i süflî ve bir bâb beyt-i ulvî ve bir kiler ve bir fırını ve kenîfi müştemil menzilinden gayrı menkūlât kısmından deynini ihâta eder terekesi olmayıp medyûnen vefât edip hâlâ menzil-i mezbûr dahi Galatasarayı’nda vakf-ı nukūd akçenin mütevellîsi hâzır bi’l-meclis Cafer Bey b. Abdullah nâm kimesneye hacb-i istiğlâl ile üç yüz on iki buçuk riyâl-i kebîr guruş deyn olup meblağ-ı mezbûr îfâ olunması lâzım olmağın zarûret-i deyni için füruht olunmasına kıbel-i şer‘den izin verilip bey‘a arz olundukda menzil-i mezbûr merkūmân Ahmed Çelebi ve Emine üzerlerinde otuz bin beş yüz akçede karâr edip ziyâde ile tâlib-i âharı olmayıp rağabât-ı nâs bi’l-külliye münkatı‘a oldukdan sonra zikr olunan menzili her birimiz asâleten ve merkūme Selime vesâyeten mezbûrân Ahmed Çelebi ve Emine’ye otuz bin beş yüz akçeye bey‘-i kat‘î ile bey‘ edip onlar dahi vech-i meşrûh üzere iştirâ ve kabûl edip semeni olan meblağ-ı merkūmu mezbûrân yedlerinden bi’t-tamâm ahz ü kabz ve teslîm-i mebî‘ eyledik, ba‘de’l-yevm sâlifü’z-zikr menzil mülk-i müşterâlarıdır, keyfe mâ yeşâ’ân ve yahtârân mutasarrıfân olsunlar dediklerinde mukırrûn-ı mezbûrûnun vech-i muharrer üzere cârî olan kelâmlarını el-mukarru lehüme’l-merkūmân Ahmed Çelebi ve Emine bi’l-muvâcehe tasdîk ve tahkīk eylediklerinden sonra menzil-i mezbûrun vakt-i akidde semen-i misli ancak otuz bin beş yüz akçedir deyû udûl-i müslimînden cemm-i gafîr ve cem‘-i kesîr meclis-i şer‘a gelip ihbâr eylediklerinde menzil-i mezbûrun bey‘ine hüküm birle mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Hurrire fi’l-yevmi’s-sâbi‘ aşer min Muharremi’l-harâm li sene isneteyn ve hamsîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. Ebûbekir el-İmâm, Musa Halîfe b. el-Hâc Ahmed, Mehmed Çelebi b. Mümin, Derviş Murad b. Cafer, Ali Halîfe b. Cafer el-İmâm, Mehmed b. Muharrem, Şükrullah b. Himmet, Ramazan b. Mehmed, Ali b. Cafer, el-Hâc Musa b. Sefer.
|