Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667) cilt: 17, sayfa: 727 Hüküm no: 941 Orijinal metin no: [112a-5] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Kahire’de ölen muhzırbaşı el-Hâc Yusuf’un el konulan terekesinin ve alacaklarının alınıp vârislerine verilmesi
Hâlâ vilâyet-i Anadolu’da medîne-i Mudurnu kazâsında nâibü’ş-şer‘ olmağla icrâ-yı ahkâm-ı şer‘iyye üzre olan Hüseyin Efendi b. Ali b. Mustafa kıbelinden hat ve hatmini hâvî târih-i kitâb şehr-i Ramazânı’nın on beşinci günü ile müverrah Mustafa Beşe b. Mehmed yediyle nakl-i şer‘î vârid olup mazmûnu medîne-i Mudurnu kazâsına tâbi‘ Küplüce nâm karyede sâkin Âişe ve Cennet bintey Abdülkerim ve Mehmed Beşe b. Ramazan’dan vech-i âtî üzre da‘vâ-yı sahîha-i şer‘iyye ile mesbûk istişhâd-ı şer‘î sudûrundan sonra udûl-i müslimînden olup medîne-i mezbûrda Câmi‘-i Kebîr mahallesinde sâkin İbrahim Efendi b. Mehmed Efendi b. Mustafa ve kazâ-i mezbûra tâbi‘ Kozika nâm karyede sâkin İbrahim b. el-Hâc Mehmed b. Kasım nâm kimesneler ve nakl ve tahvîl için mahall-i cerh ve ta‘dîlde edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip fi’l-asl medîne-i mezbûreye tâbi‘ karye-i mezbûre Küplüce’de sâkin olup hâlâ Mısr-ı Kahire’de muhzırbaşı iken vefât edip ba‘zı terekesi mahmiye-i İstanbul’da ve ba‘zı terekesi mahrûse-i Edirne’de emîn-i beytülmâl yedlerinde mazbût olan el-Hâc Yusuf nâm bevvâb-ı sultânî’nin müsteşhidetân-ı mezbûretân Âişe ve Cennet li ebeveyn karındaşlardır anaları ismi Fâtıma babaları ismi mezbûr Abdülkerim ve maskat-ı re’sleri karye-i mezbûre Küplüce’dir müsteşhid-i mezbûr Mehmed dahi li ebeveyn ammi oğlu ve usûbet-i nesebiyye cihetinden vârisidir [112b] zîrâ müsteşhid-i mezbûr Mehmed’in babası merkūm Şaban ile müteveffâ-yı mezbûrun babası merkūm Abdülkerim li ebeveyn karındaşlardır, anaları ismi Rahime ve babaları ismi Mustafa ve dedeleri ismi Mehmed ve maskat-ı re’sleri yine karye-i mezbûre Küplüce’dir, müteveffâ-yı mezbûrun verâseti kız karındaşları mezbûretân ile ammi oğlu merkūm Mehmed’e münhasıradır, zâhirde bunlardan gayrı vârisleri ve terekesine müstahıkk-ı âhar olduğu ma‘lûmumuz değildir, biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra müteveffâ-yı mezbûrdan merkūmetânın kendilere isâbet eden sülüsân hisseyi mezbûr Mehmed’in kendiye isâbet eden bâkī bir sehim terekesine vâzı‘ü’l-yed olanlardan da‘vâ ve talebe ve ahz u kabza kendilere îsâle ve kabz ve îsâl mütevakkıf olduğu umûrun cümlesine taraflarından işbu nâkilü’l-kitâb Mustafa Beşe b. Mehmed’i vekîl ve nâib-i menâb nasb ve ta‘yîn eylediklerinde ol dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-i lâzımesini edâya müte‘ahhid olduğunu hâvî bulunmağın kitâb-ı mezbûr nâkil-i mezbûr Mustafa Beşe’nin da‘vâsı ile müteveffâ-yı mezbûra cihet-i karzdan yüz kırk esedî guruş deyni olan fahrü’l-kuzât Mehmed Efendi b. Hasan mahzarında feth ve kırâat ve istintâk olundukda mevlânâ Mehmed Efendi müteveffâ-yı mezbûra karzdan yüz kırk guruş deyni ve müteveffâ-yı mezbûrdan altmış esedî guruşa teslîmini şirâ-i fâsid ile iştirâ ettiği bir sîm sâ‘at yedinde olduğunu ikrâr lâkin kitâb-ı mezbûrun mevlânâ-yı mezbûr kıbelinden vârid kitâbı ve zeylinde olan hat ve hatmini dahi hat ve hatmi olduğunu inkâr etmeğin mezbûr Mustafa Beşe’den kitâb-ı mezbûr mevlânâ-yı mezbûr kıbelinden vârid kitâbı ve zeylinde olan hat [ve] hatm dahi mevlânâ-yı mezbûrun hat ve hatmi olduğuna beyyine taleb olundukda kitâb-ı mezbûrun zeylinde isimleri mastûr olup yol şâhidleri olan Abdi Beşe b. Mustafa ve Mehmed b. Ahmed nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka kitâb-ı mezbûrun hâlâ kazâ-i mezbûrda nâibü’ş-şer‘ olan mevlânâ-yı mezbûr Hüseyin Efendi b. Ali b. Mustafa bizim huzûrumuzda imzâ ve mühürleyip hat ve hatmine bizi işhâd eyledi biz kitâb-ı mezbûr mevlânâ-yı mezbûrun kıbelinden vârid kitâbı olup zeylinde olan hat ve hatmi dahi mevlânâ-yı mezbûrun hat ve hatmi olduğuna şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince meblağ-ı mezbûru mezbûr Mustafa Beşe’ye edâya zikr olunan sâ‘ati teslîme mezbûr Mehmed Beşe’ye tenbîh olundukdan sonra mezbûr Mustafa Beşe meclis-i mezbûrda merkūm Mustafa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip ânifen edâsına tenbîh olunan meblağ-ı mezbûr yüz kırk esedî ile teslîmine tenbîh olunan mârrü’z-zikr sîm sâ‘ati merkūm Mehmed Efendi yedinden ahz u kabz eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmi’l-hâdî ve’l-ışrîn min şehri Ramazâni’l-mübârek li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Abdullah, Şükrullah Çelebi b. Mehmed, Abdi Çelebi b. Hüseyin, Hasan Çelebi b. Ahmed.
|