|
Galata Mahkemesi 114 Numaralı Sicil (H. 1083-1085 / M. 1672-1674) cilt: 54, sayfa: 122 Hüküm no: 52 Orijinal metin no: [11b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hamide Hanım’ın, babası Ahmed Ağa tarafından kendisine hibe edilen Pervalinçe köyündeki yarım ev hissesini vasîden talep ettiği
Medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûbeˈl-Ensârî -aleyhi rahmetüˈl-Bârî- mahallâtından Baba Haydar mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Ahmed Ağa b. Kurd Beyˈin verâseti zevce-i metrûkesi Fatma bt. Halil nâm hatun ile sulbî sagīr oğulları Mehmed ve Murad ve Süleyman ve Şit ve Mustafa ve İbrahimˈe ve kebîre kızları umdetüˈl-muhadderât [Hamide] Hanım ve Râziye ve sagīre kızları Rahime ve Emine ve Emetullah ve Hadîce ve Havvaˈya münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra işbu sahibetüˈl-kitâb merkūme Hamide Hanım tarafından husûs-ı âtiˈl-beyâna vekîl olup zâtı müşârün-ileyhâya ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân olan Bayram Çelebi b. İbrahim ve Mirza Bey b. Abdullah şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan zahrüˈl-eşbâh Mehmed Efendi b. Ömer meclis-i şer‘-i hatîrde sıgār-ı mezkûrînin tesviye-i emirlerine min-kıbeliˈş-şer‘iˈş-şerîf mansûb vasîleri olup zikri câ’î vakıf tarlalara biˈl-vesâye mutasarrıf olan Salih Çelebi b. Murad mahzarında ve mârrüˈz-zikr vakıf tarlaların hâlen mütevellîsi vekîli olan Esad Çelebi b. Mesud Efendi huzûrunda biˈl-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müvekkilem mezbûrenin anası olup bin altmış senesi Saferiˈnde fevt olan Fatma nâm hatunun merhûm ve mağfûrun-leh Sultân Bâyezid Han Evkâfıˈndan medîne-i mezbûreye tâbi‘ Pervalinçe nâm karyede vâki‘ taht-ı tasarrufunda olup mevâzi‘-i adîde vâki‘ ledeˈl-ahâlî veˈl-cîran ma‘lûmetüˈl-hudûd veˈl-kıt‘a arâzî-i mevkūfeyi mezbûre Fatmaˈnın vefâtından sonra babaları mezbûr Ahmed Ağa kızları merkūme Hamide Hanım ile Âişe içün hâl-i sıgārlarında vesâyeten ve velâyeten vakf-ı mezbûr mütevellîsinden tefevvüz ettikden sonra mezkûre Âişe dahi bin altmış dokuz senesi Rebî‘ülâhiriˈnde bilâ-veled fevt olup mârrüˈz-zikr tarlalarında olan nısf-ı şâyi‘ hissesi kendi nefsi’çün tefevvüz ettikde mezbûre Hamide Hanım sagīre olup hadd-i bülûgda değil iken mezbûre Hamide dahi nısf-ı şâyi‘ hissesini bana ferâğ eyledi deyü vakf-ı mezbûr mütevellîsinden imzâ ve hatmini müştemile zabt ve tasarrufuna tapu tezkiresi olmağla merkūme Hamideˈnin nısf-ı şâyi‘ hissesi dahi ilâ-vefâtihî muharrer üzre bi-gayr-ı hakkın tasarruf edip hâlâ fevt olmağla arâzî-i mezbûre evlâdına intikāl etmek üzre vasî-i mezbûr dahi bi-gayr-ı hakkın vaz‘-ı yed eylemişdir hâlâ merkūme Hamide Hanım bâliga ve reşîde olmağla arâzî-i mezbûreden kendi içün babası mezbûrun tefevvüz ettiği nısf-ı şâyi‘i merkūme Hamide Hanım taleb eder suâl olunsun dedikde gıbbeˈs-suâl ve akībeˈl-inkâr vekîl-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-ı Müslimînˈden Ebu’s-Su‘ûd Çelebi b. Mesud Efendi ve Şerbetçi Mustafa Çelebi b. Mehmed nâm kimesneler li-ecliˈş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isreˈl-istişhâd fiˈl-hakīka merkūme Hamide Hanımˈın anası olup târih-i mezbûrda vefât eden Fatmaˈnın merhûm ve mağfûrun-leh Sultân Bâyezid Han Evkâfıˈndan medîne-i mezbûreye tâbi‘ Pervalinçe nâm karyede vâki‘ Mehmed tasarrufunda olup mevâzi‘-i adîde vâkı‘a ledeˈl-ahâlî veˈl-cîran ma‘lûmetüˈl-hudûd veˈl-kıta‘ olan tarlaları müteveffâ-yı mezbûr Ahmed Ağa mezbûre Hamide içün hâl-i sıgārında velâyeten vakf-ı mezbûr mütevellîsinden bedel-ima‘lûm mukābelesinde tefevvüz ettikden sonra bin altmış dokuz senesi Rebî‘iˈl-âhiriˈnde mezbûre Hamide sagīre iken babası merkūm Ahmed Ağa kızım Hamide bana zikrolunan nısf hissesini ferâğ eyledi deyü sahib-i arzdan ferâğ temessükü alıp âna binâen mutasarrıf olmuşdur biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde isre-ri‘âyeti şerâyitiˈl-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra merkūme Hamide ba‘deˈl-bulûğ ferâğ-ı mezbûru tenfîz ve tecvîz etmediğine mûmâ-ileyhâ Hamide Hanım muhadderâtdan olmağla şer‘a huzûru müte‘azzir olmağın tahlîf içün kıbel-i şer‘den Mevlânâ el-Hâc Mehmed Efendi b. Hüseyin Efendi müşârün-ileyhânın mahmiye-i İstanbulˈda Seferikoz mahallesinde sâkine olduğu menziline irsâl olunup zeyl-i rakīmde isimleri muharrer olan Müslimîn huzûrlarında ol dahi merkūmenin zâtı şâhidân-ı mezbûrân ta‘rîfleriyle mu‘arrefe oldukdan sonra merkūme ba‘deˈl-bulûğ ferâğ-ı mezbûru tecvîz etmediğine yemîn teklîf ettikde merkūme Hamide yemîn-i billâh-i te‘âlâ ettiğini mevlânâ-yı merkūm mahâllinde tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan İsa Bey b. Halil ve Ahmed b. Osman ile meclis-i şer‘a gelip vukū‘ı üzre inhâ ve takrîr-i kelâm ettikden sonra mûcebiyle ba‘deˈl-hükm mâ vaka‘a biˈt-taleb ketb olundu.
Fiˈl-işrîn min-Zilhiccetiˈş-şerîfe li-sene selâse ve semânîn ve elf.
Şuhûdüˈl-hâl: Fahrüˈl-a‘yân Şa‘bân Ağa b. Ahmed, Zahrüˈl-eimme Mehmed Efendi b. Mustafa, Ramazan Bey b. Ali, Hasan Beşe b. Abdullah, Ahmed Çelebi b. Mehmed
|