Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667) cilt: 17, sayfa: 738 Hüküm no: 955 Orijinal metin no: [114a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hamamcı Mehmed b. Mustafa’nın verasetinden intikal eden bağ konusunda vârisler arasında çıkan anlaşmazlıkta, bağın terekeye dahil olduğunun tespiti
Vilâyet-i Anadolu’da kasaba-i Gemlik’de Mesla? mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Hacı hammâmî Mehmed b. Mustafa’nın verâseti zevce-i metrûkesi Sâliha bt. Ömer ve sulbî kebîr oğlu Ahmed ve sulbî sagīr oğlu Mehmed’e münhasıra olduğu şer‘an sâbit oldukdan sonra mezbûr Ahmed’i kendi tarafından asâleten ve mezbûre Sâliha tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olmağla vekâleten ve sagīr-i mezbûra taraf-ı şer‘den vasî nasb olunup vesâyeti kabûl ettikden sonra vesâyeten meclis-i şer‘-i şerîf-i Ahmedî ve mahfil-i dîn-i münîf-i Muhammedî’de müvekkile-i mezbûrenin sâbıkan zevci kasaba-i mezbûre serdârı olup zikri âtî bağa vâzı‘ü’l-yed olan Ahmed Beşe b. Aydın nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip kasaba-i mezbûre kurbunda Balaban Pınarı nâm mevzi‘de vâki‘ bir tarafdan tarîk-i âm ve bir tarafdan Karabetoğlu ve bir tarafdan Marlioğlu bağları ve bir tarafdan Hacı Receb bağı ile mahdûd sekiz ırgadlık bağ ile’l-vefât müteveffâ-yı mezbûrun mülkü ve hakkı olup ba‘de vefâtihî bana ve sagīr-i mezbûr ile mezbûre Sâliha’ya intikāl ettikde mezbûre Sâliha zikr olunan bağın cümlesi mülkümdür deyû merkūm Ahmed Beşe’ye hibe-i sahîha şer‘iyye [ile] hibe ve teslîm merkūm Ahmed Beşe dahi ittihâb ve tesellüm etmekle bi gayrı hakkın vaz‘-ı yed eder suâl olunup zikr olunan bağ kābil-i kısmet olmamağla müvekkile-i mezbûrenin hissesinde dahi hibesi sahîh olmamağla cümlesinden kasr-ı yedine ve bana teslîme merkūm Ahmed Beşe’ye tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde, gıbbe’s-suâl mezbûr Ahmed Beşe cevâbında müvekkile-i mezbûre ile zevciyyet beynimizde kāime iken zikr olunan bağın cümlesi mülkü olmak ile bana hibe ve teslîm ben dahi ittihâb ve tesellüm etmişidim müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden olduğu ma‘lûmum değildir deyicek, müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda mukaddemâ karye-i mezbûr ahâlîsinden olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da Âşık Paşa mahallesinde sâkin Hasan Reis b. Bayram ve Seferikoz mahallesi sükkânından Hasan b. Hamza nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka hudûd-ı mezbûra ile mahdûd olan bağ-ı mezbûr müteveffâ-yı mezbûrun ile’l-vefât yedinde mülkü ve hakkı olup vefât ettikde irsle veresesine intikāl etmişidi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olup müdde‘î-i mezbûr tahlîf-i şer‘î ile tahlîf olundukdan sonra mûcebince zikr olunan bağ kābil-i kısmet olmamağla mezbûre Sâliha’nın kendi hissesinde dahi hibesi sahîh olmamağla zikr olunan bağın cümlesinden kasr-ı yed edip müdde‘î-i mezbûra teslîme merkūm Ahmed Beşe’ye tenbîh olunmağın mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâdis ve’l-ışrîn min şehri Ramazâni’l-mübârek li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Abdullah, Hasan Çelebi b. Ahmed, Veli b. Mahmud, Baba Resul [b.] Rıdvan, Mehmed b. Ramazan.
|