.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Galata Mahkemesi 114 Numaralı Sicil (H. 1083-1085 / M. 1672-1674)
cilt: 54, sayfa: 555
Hüküm no: 369
Orijinal metin no: [89b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Elvanzâde Mustafa Çelebi’nin, merhum Rodoslu Mehmed Kapudan’daki esir bedelinden alacağını varislerden talep ettiği

Mahmiye-i Galata hısn-ı ebvâbından Azebkapısı kurbünde sâkin Elvanzâde demekle şehîr zübdetüˈl-akrân Mustafa Çelebi meclis-i şer‘-i enverde mahmiye-i mezbûre muzâfâtından kasaba-i Kasımpaşaˈda el-Hâc Hasan mahallesi sükkânından olup bundan akdem vefât eden Rodoslu Mehmed Kapudan b. Yusufˈun verâseti zevce-i metrûkesi Âişe Hatun bt. Elvan ile li-üm er karındaşı İvaz Çelebi b. Mehmedˈe münhasıra oldukdan sonra müteveffâ-yı mezbûrun terekesine vâzi‘ayiˈl-yed olan mezbûre Âişeˈnin vekîl-i müsecceli olan Ahmed Efendi b. Ali ile merkūm Ivaz Çelebi mahzarlarında üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip târih-i kitâbdan beş sene mukaddem donanma-yı hümâyûn sefînelerine Akdenizˈe mîrî çekdirme ta‘bîr olunur sefînem ile ben dahi gider olduğumda taraf-ı mîrîden benim sefîneme kırk guruş bedel ile müteveffâ-yı mezbûrun kırk nefer esirini isti‘câr ve bana kırk esiri teslîm etmek üzre mîrîden cem‘an bedelleri olan bin altı yüz esedî guruşu müteveffâ-yı mezbûr [90a] kabz ettikden sonra zikrolunan kırk nefer esirlerinden bana ancak otuz altı nefer teslîm edip mâ‘adâsı dört nefer esiri teslîm etmemekle bedelleri olan yüz altmış guruşu zimmetimde sana deynimdir deyü huzûr-ı Müslimînˈde ikrâr ve işhâd dahi etmekle hâlâ terekesinden olmak üzere vekîl-i mezbûr ile merkūm Ivaz Çelebiˈden taleb ederim suâl olunsun dedikde gıbbeˈs-suâl veˈl-inkâr müddeî‘-i merkūmdan müdde‘âsına beyyine taleb olundukda udûl-ı Müslimînˈden Memiş Çelebi b. Hüseyin ve Ali Reis b. Mehmed ve Kenan b. Abdullah nâm kimesneler li-ecliˈş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isreˈl-istişhâd fiˈl-hakīka müteveffâ-yı mezbûr hayatında târih-i mezbûrda bâlâda tafsîli mürûr ettiği vech üzre dört nefer esirinden kırk guruşdan yüz altmış guruşu ben mîrîden kabz edip müdde‘î-i mezbûre deynimdir deyü huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe ri‘âyet-i şerâ’itiˈl-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra müdde‘î-i mezbûr ba‘deˈt-tahlîfiˈl-mu‘teber mûcebiyle hüküm birle mâ vaka‘a biˈt-taleb ketb olundu.

Fiˈs-sâmin veˈl-işrîn min-Şevvaliˈl-mükerrem li-sene erba‘a ve semânîn ve elf.

Şuhûdüˈl-hâl: Süleyman Efendi b. Mehmed el-imâm, Mustafa Efendi b. Mehmed, Ahmed Efendi b. Ali, Süleyman Bey b. Mehmed, Ahmed Çelebi b. Mustafa, Mustafa Çelebi b. el-Hâc Mehmed, Mehmed Ağa b. Muslı, Seyyid Ali Çelebi b. Muslı, Mehmed Çelebi b. Mustafa, Mehmed Çelebi b. Hüseyin, Hasan Bey b. Abdullah, Mehmed Halîfe.