.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Galata Mahkemesi 259 Numaralı Sicil (H. 1137-1138 / 1724-1725)
cilt: 63, sayfa: 180
Hüküm no: 165
Orijinal metin no: [23a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Efendi’nin vefatıyla oğullarının amcaları oğlu Ali’ye tarlalar verdikleri ve zimmetlerini ibra ettikleri

Fi’l-asl vilâyet-i Anadolu’da Ya‘kub Bey Derbendi kazâsına tâbi‘ Tekye karyesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Abdurrahim b. Musa b. Osman’ın verâseti sulbî kebîr oğlu Mehmed Efendi’ye münhasıra olup ba‘dehû mezbûr Mehmed Efendi dahi vefât edip verâseti kebîr oğulları es-Seyyid Musa ve es-Seyyid Mustafa ve es-Seyyid Ali ve Ömer nâm kimesnelere münhasıra olduğu lede’ş-şer‘i’l-enver zâhir ve mukarrer oldukdan sonra müteveffâ-yı mezbûr Abdurrahim’in sulbî oğlu olup kendüden mukaddem vefât eden Osman’ın kebîr oğlu Ali nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü’t-tevkīrde ammisi oğlu işbu râfi‘u’l-kitâb mezbûr es-Seyyid Musa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip babam müteveffâ-yı mezbûr Ali’nin babası mezbûr Abdurrahim’den mukaddem vefât etmeğle ben ceddim müteveffâ-yı mezbûrun terekesine vârisi olmayıp lâkin ammim müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Efendi hayâtında benim hâlime merhameten gerek ceddimden kendüye muntakıl ve gerek âhardan iştirâ eylediği tarlalar vesâir emlâkı birkaç sene kendü ile ma‘an ve birkaç sene icâre ile ki cem‘an otuz sene mikdârı tasarruf etdirmiş idi hâlâ benim gerek tarlalarda ve gerek emlâk-ı sâirede alâkam olmadığı cihetle ceddim müteveffâ-yı mezbûrun ile’l-vefât tasarrufunda olup yirmi iki keyl tohum isti‘âb eden ma‘lûmü’l-hudûd tarlalar ceddimin ve ammim Mehmed Efendi’nin vefâtları hasebiyle oğulları mezbûrûna intikāl etmiş idi hâlâ mezbûr es-Seyyid Musa zikr olunan yirmi iki keyl tohum isti‘âb eder tarlalardan Depetarla ve Ömerkırığı nâm mahalde dokuz keyl ve Ocaklar nâm mahallde iki keyl ki cem‘an on bir keyl tohum isti‘âb eder tarlaları bâ-ma‘rifet-i sâhib-i arz bana merhameten tefvîz ve mahallinde zabt ve tasarrufa taslît eyledikde ben dahi ber-vech-i muharrer tefevvüz ve kabûl ve mahallinde zabt ve tasarrufa ta‘ahhüd eylediğimden sonra ben ammim müteveffâ-yı mezbûr Mehmed’e gerek ceddimden intikāl ve gerek âhardan iştirâ edip vefâtları hasebiyle oğulları mezbûrûna intikāl eden iki değirmen ve ma‘lûmü’l-hudûd ve’l-kıt‘a tarlalara ve kalîl ve kesîr tereke-i sâireye ve târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden cüz’î ve küllî ahz u i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâya müte‘allika âmme-i da‘vâdan mezbûrûn es-Seyyid Musa ve es-Seyyid Mustafa ve es-Seyyid Ali ve Ömer’in zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt edip ol dahi bana tefvîz eylediği tarlalara ve kezâlik târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden sâir ahz u i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâya müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve ıskāt eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-hüve’l-vâkı‘ bi’l-ibtigā ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâlis aşer min-şehr-i Ramazâni’l-mübârek li-sene seb‘a ve selâsîn ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: es-Seyyid Süleyman Efendi b. Mustafa, Müftü İbrahim Efendi b. Yusuf, Hatib Mustafa Efendi b. Abdurrahman, el-Hâc İbrahim b. Abdullah, Süleymaniye Müezzini Ali Efendi b. Ahmed, Ali Beşe b. Osman, es-Seyyid Mustafa b. Hasan, Ahmed Beşe b. Ömer ve gayrühum.