Bab Mahkemesi 11 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670-1671) cilt: 53, sayfa: 95 Hüküm no: 47 Orijinal metin no: [10a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ahmed b. Abdülvahab’ın Mirîzade Ali’ye olan borcunu vekili olan kardeşi Hüseyin’e ödemesi
İsbât-ı hüccet-i vekâle, sulhe ve ibrâya ve ahz u kabza ve îsâle
Efendi hazretleri imzâsıyladır.
Vilâyet-i Anadolu’da medîne-i Halebü’ş-şehbâda Bâb-ı Kinnesrîn mahallesi ahâlîsinden bendegân tâifesinden olup vech-i âtî üzere iddi‘â-i vekâlet eden bâ‘isü hâze’l-kitâb Mîrîzâde demekle ma‘rûf el-Hâc Hüseyin b. el-Hâc Abdülvahab nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde medîne-i mezbûre ahâlîsinden olup tâife-i mezbûreden olan el-Hâc Ahmed b. Abdülvahab nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip li-ebeveyn karındaşım Mirzâde demekle şehîr el-Hâc Ali nâm kimesne târîh-i kitâbdan on üç sene mukaddem mezbûr el-Hâc Ahmed’e bey‘ ve teslîm, mezbûr el-Hâc Ahmed dahi iştirâ ve tesellüm etdiği beynlerinde ma‘lûm altı yüz zirâ‘ çuka bahâsından bâkī hakkı olan beş yüz esedî guruşu mezbûr el-Hâc Ahmed’den ahz u kabz etmedin âhar diyâra gidip târîh-i kitâbdan bir sene mukaddem ben Ka‘be-i mükerreme’ye âzim olduğum hâlde karındaşım mezbûr el-Hâc Ali diyâr-ı Acem’de kasaba-i Isfahan’da iken medîne-i mezbûre ve Mısır ve İstanbul ve Bursa ve Edirne’de olan ba‘zı kimesneler zimmetlerinde hakkı olup beynimizde mikdârı ma‘lûm meblağı medyûnlardan taleb ve da‘vâ ve ahz u kabza ve kendüye îsâle ve lâzım gelirse sulh ve ibrâya tarafından kabûlüme mevkūfe vekâlet ile beni vekîl ve menâbına nâib nasb u ta‘yîn edip vech-i muharrer üzere tevkîlini nâtık mümzâ ve mahtûm bana irsâl etdiği temessük vâsıl oldukda ben dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve merâsimini edâya ta‘ahhüd etmiş idim. Hâlâ mezbûr el-Hâc Ahmed’e suâl olunup meblağ-ı mezbûru vekâletime binâen bana teslîm ve edâya tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr el-Hâc Ahmed müdde‘î-i mezbûrun karındaşı Mîrîzâde demekle ma‘rûf mezbûr el-Hâc Ali’ye cihet-i mezbûreden bâkī el-ân [10b] zimmetinde vâcibü’l-edâ beşyüz esedî guruş deyn olduğun ikrâr lâkin müdde‘î-i mezbûrun vech-i muharrer üzere vekâletini inkâr etmeğin müdde‘î-i mezbûrdan vech-i muharrer üzere vekâletine beyyine taleb olundukda medîne-i mezbûrede ( ) mahallesi ahâlîsinden olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da Valide Hanı’nda sâkin bâzergân tâifesinden Hasan Çelebi b. Fethullah ve vilâyet-i mezbûre mahrûse-i Musul’da Bâb-ı Irak mahallesi ahâlîsinden olup han-ı mezbûrede sâkin bâzergân tâifesinden İbrahim Çelebi b. el-Hâc Mehmed ve kasaba-i Diyarbekir’de İmad mahallesi ahâlîsinden olup mahmiye-i mezbûrede Vezir Hanı’nda sâkin bâzergân tâifesinden Mehmed Çelebi b. Zekeriya nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka mahalle-i mezbûre Bâb-ı Kinnesrîn Mîrîzâde demekle ma‘rûf mezbûr el-Hâc Ali târîh-i kitâbdan bir sene mukaddem diyâr-ı Acem’de kasaba-i Isfahan’da iken bizim huzûrumuzda medîne-i mezbûre ve Mısır ve İstanbul ve Bursa ve Edirne ahâlîsinden ba‘zı kimesneler zimmetlerinde olan hukūkun ol kimesnelerden taleb ve ahz u kabza ve kendüye îsâle ve kabz ü îsâl mütevakkıf olduğu umûrun küllîsine tarafından karındaşı müdde‘î-i mezbûru Ağya’nın da kabûlüne mevkūfe vekâlet ile vekîl ve menâbına nâib nasb u ta‘yîn etmiş idi. Müdde‘î-i mezbûr vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve mezbûr el-Hâc Ahmed medîne-i mezbûre ahâlîsinden olmağla meblağ-ı mezbûr beş yüz esedî guruşu müdde‘î-i mezbûra teslîm ve edâ mezbûr el-Hâc Ahmed üzerine lâzımdır, biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her birileri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye etdiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘î-i mezbûrun vech-i muharrer üzere vekâletine hükm-i sahîh-i şer‘î ile hükm ve kazâ olundukdan sonra meblağ-ı mezbûr beş yüz esedî guruşu vekîl-i mezbûra teslîm ve edâya merkūm el-Hâc Ahmed’e tenbîh olunmağın mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’r-râbi‘ ve’l-ışrîn min-Cemâziyelâhire li-sene ihdâ ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Hüseyin Çelebi b. Sinan, el-Hâc Yusuf b. Oruç, Mustafa Çelebi b. Derviş, Mehmed Çelebi b. el-Hâc Mehmed, Kasım Çelebi b. Mehmed.
|