Bab Mahkemesi 11 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670-1671) cilt: 53, sayfa: 101 Hüküm no: 55 Orijinal metin no: [12a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden Yeniçeri Ağası Mehmed Ağa’nın varislerinin Surre Emini Yusuf Efendi Vakfı mütevellisi aleyhindeki kiremit fabrikası davasında anlaşma sağlanması
Mahmiye-i İstanbul’da Ayasofya-i kebîr mahallesi ahâlîsinden olup bundan akdem dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası iken vefât eden Mehmed Ağa b. Ebubekir’in verâseti zevce-i metrûkesi umdetü’l-muhadderât Rukiye Hanım bt. Musa Paşa’ya [ve] sulbiye kebîre kızı zahrü’l-muhadderât Kerime Hanım’a, sulbî oğlu Musa Bey’e münhasıra olduğu şer‘an sâbit ve mütehakkık oldukdan sonra mûmâ-ileyhâ Kerime Hanım zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olup mahmiye-i mezbûrede Karagümrük zimmetinde Ali Paşa-i atîk mahallesi sükkânından Hacı Hüseyin b. Nasuh ve Mimârsinan mahallesi sükkânından Mustafa Beşe b. Ali ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olup ve mûmâ-ileyh Musa Bey sin ve cüssesinin bülûğa tahammülü [o]lduğun? mu‘terif olduğundan sonra meclis-i şer‘-i şerîfde sâbıkā Şıkk-ı evvel Defterdârı kāimmakāmı olup hâlâ Surre Emîni olan umdetü’l-emâcid ve’l-ekârim zü’l-kadri’r-refî‘ ve’l-câhü’l-menî‘ Yusuf Efendi b. Hüseyin ile mûmâ-ileyh Yusuf Efendi’nin evkāfına meşrûtiyet üzere mütevellî olup karındaşı olan sâhib hâze’l-kitâb fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Hasan Ağa mahzarlarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm edip Havâss-ı refî‘a kazâsı muzâfâtından Hasköy’e tâbi‘ kasaba-i Südlüce kurbünde vâki‘ hadâik-i hâssadan Karaağaç Bahçesi demekle ma‘rûfe hadîka kurbünde Çayır fırını demekle ma‘rûf mevzi‘de vâki‘ bir tarafdan mîrî çayırı ve bir tarafdan Mukābele halîfesi iken vefât eden Mustafa Efendi’nin oğlu tasarrufunda olan fırın ve bir tarafdan sâhil-i bahr ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd bir kebîr kiremid fırını ve iki su kuyusu ve bir kebîr kiremid harmanını müştemil olup tûlen yüz yetmiş beş zirâ‘ ve arzen yüz otuz iki zirâ‘ bi-hesâb-ı terbî‘î yirmi üç bin yüz zirâ‘ mecmû‘ arsasının senede merhûm Sultan Bayezid Vakfı’na üç yüz akçe mukāta‘ası olup binâsı mülk olan kiremid kârhânesi babamız müteveffâ-yı mezbûrun ile’l-vefât tasarrufunda olup ba‘de vefâtihî vâlidemiz mûmâ-ileyhâ Rukiye Hanım ile bize intikāl etdikden sonra vâlidemiz mûmâ-ileyhâ Rukiye Hanım bizim iznimiz yok iken zikr olunan kârhâneyi müstakılleten mülkü olmak üzere bin yetmiş sekiz senesi Muharremi’nin on üçüncü günü mûmâ-ileyh Yusuf Efendi’ye dört bin sekiz yüz esedî guruşa bey‘ ve teslîm ve semeninden üç bin guruşunu mûmâ-ileyh Yusuf Efendi’ye deyn olan üç bin esedî guruşa takas ve bâkī bin sekiz yüz esedî guruşun alıp kabz edip mûmâ-ileyh Yusuf Efendi dahi vech-i muharrer üzere iştirâ ve tesellüm etdikden sonra vakf-ı sahîh ve lâzım ile vakf ve tescîl-i şer‘î edip mütevellî-i mezbûra teslîm, ol dahi tesellüm edip ba‘dehû bey‘ ve vakf-ı mezbûru istimâ‘ etdiğimizde mücîzler olmayıp zikr olunan kârhânenin yirmi dört sehmden hissemiz olan yirmi bir sehmini mütevellî-yi mûmâ-ileyhden taleb ve da‘vâ etdiğimizde mütevellî-yi mûmâ-ileyh dahi babanız müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Ağa sıhhat ve nefâz-ı tasarrufâtında zikr olunan kârhâneyi zevcesi mûmâ-ileyhâ Rukiye Hanım’a üç bin akçeye bey‘ ve teslîm ve kabz-ı semen edip mûmâ-ileyhâ Rukiye Hanım dahi ba‘de’l-iştirâ ve’t-tesellüm müstakılleten mülkü olmağla vâkıf-ı mûmâ-ileyhe semen-i mezbûr dört bin sekiz yüz guruşa bey‘ ve teslîm, ol dahi ba‘de’l-iştirâ ve’t-tesellüm vakf etmiş idi deyü def‘le mukābele edip biz dahi babamızın vech-i muharrer üzere bey‘in inkâr etmekle mütevellî-i mûmâ-ileyh ile beynimizde nizâ‘-ı küllî vukū‘undan sonra muslihûn tavassut edip mütevellî-yi mûmâ-ileyh ile beynimizde üç yüz elli esedî guruş üzerine inşâ-i akd-i sulh etdiklerinde biz dahi sulh-ı mezbûru kabûl etdiğimizden sonra vâkıf-ı mûmâ-ileyh Yusuf Efendi bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr üç yüz elli esedî guruşu kendi malından vakf-ı mezbûru için teberru‘an mütevellî-yi mûmâ-ileyh yedi ile işbu meclis-i şer‘de bize teslîm, biz dahi meblağ-ı mezbûr üç yüz elli esedî guruşu mütevellî-yi mûmâ-ileyh yedinden tamâmen ahz u kabz edip zikr olunan kârhâneye müte‘allıka âmme-i de‘âvî ve mutâlebâtdan mûmâ-ileyh Yusuf Efendi ile mütevellî-yi mûmâ-ileyhi ve taraf-ı vakfı ibrâ-i âmm-ı kâtı‘u’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskāt eyledik dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-hâdî aşer min-Cemâziyelâhire li-sene ihdâ ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Mehmed Efendi b. Mustafa Efendi, umdetü’l-akrân Mehmed Ağa b. Hüseyin, Ömer Çelebi b. Cafer, Hüseyin Çelebi b. Halil, Ramazan Çelebi b. Mehmed
|