Bab Mahkemesi 11 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670-1671) cilt: 53, sayfa: 128 Hüküm no: 92 Orijinal metin no: [19a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şahitsiz nikâh câiz olmadığından Râziye Hatun’un Nuh Bey aleyhindeki nafaka davasının reddedilmesi
Mahmiye-i İstanbul’da Zeyrek kurbünde Kasab Demirhan mahallesi sâkinelerinden Şerîfe Râziye Hatun bt. es-Seyyid Hasan Ağa meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde mahmiye-i mezbûrede Cebecibaşı ahâlîsinden umdetü’l-eşbâh Nuh Bey b. Hüseyin Paşa tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup vekâleti Hasan Beşe b. Mehmed ve Berber Mehmed b. Ahmed şehâdetleri ile şer‘an sâbite olan Mehmed Çelebi b. eş-Şeyh ( ) nâm kimesne muvâcehesinde da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip târîh-i kitâbdan seksen gün mukaddem medîne-i Edirne’ye gitmek murâdım olup müvekkil-i mezbûrun medîne-i mezbûrede olan karındaşları Ahmed Bey ve Mehmed Bey’e hitâben mektûb almak için koçu ile vakt-i asırda müvekkil-i mezbûr Nuh Bey’in sâlifü’z-zikr Cebecibaşı [19b] mahallesinde vâki‘ menziline varıp mektûb almak için içeri girdiğimden sonra koçuyu yollayıp sagīr oğlum ile beni alıkoyup nefsini bana tezvîc eyle deyü temcîd vaktine değin ricâ edip ben dahi şuhûdsuz nikâh câiz olmaz dediğimde müvekkil-i mûmâ-ileyh Nuh Bey şuhûdsuz nikâh câizdir dediğine binâen ben dahi beş yüz guruş mehir ile bilâ-şuhûd müvekkil-i müşârün-ileyh Nuh Bey’e nefsimi tezvîc müvekkil-i müşârün-ileyh dahi tezevvüc edip mutî‘a olduğumdan sonra müvekkil-i mezbûr Nuh Bey ile ertesi vakt-i asra dek mu‘âmele-i ezvâc edip müvekkil-i mûmâ-ileyh Nuh Bey’den hâmil olmuşumdur hâlâ müvekkil-i mezbûrun zevcesi olmağla suâl olunup yevmen fe-yevmen nafakamı bana verip beni infâk ve iksâya tenbîh olunması matlûbumdur dedikde bilâ-şuhûd nikâh sahîh olmadığına binâen müdde‘iye-i mezbûrenin da‘vâ-yı meşrûhası meşrû‘a olmamağla vekîl-i mezbûre suâl dahi teveccüh etmemeğin müdde‘iye-i mezbûre vech-i muharrer üzere mu‘ârazadan men‘ olunduğu mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-âşir min-Cumâdelâhir li-sene ihdâ ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed b. Abdullah, Mustafa Çelebi, es-Seyyid Hasan Çavuş, Mehmed b. Abdullah ve gayruhum.
|