.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H.1027/ M. 1618)
cilt: 13, sayfa: 82
Hüküm no: 40
Orijinal metin no: [4a-3, Arapça]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa Efendi’nin evini vakfettiği

El-Hamdu li’llâhi el-vâkıf alâ küllî hâl ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ Resûlihî Muhammed ve’l-âl. İmdi bu, muhtevası aşağıda geçecek olan husûsları anlatan sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Sâbıkan Lârende kasabasında sâkin iken hâlen Rumeli’nde …? beldesinde ikāmet eden fahrü’l-kuzât Mustafa Efendi b. …? meclis-i şer‘-i celîl ve mahfil-i dîn-i cemîlde hâzır olup bu vakıf kendisinden sâdır olana kadar mâliki olduğu ve elinde bulundurduğu her şeyi niyet-i sâfiye ve taviyye-i vâfiye ile vakfedip hapsetti. Kasaba-i mezbûre mahallâtından Sekiz Çeşme mahallesinde vâki‘, müteaddid evleri hâvî, bir tarafdan Ahmed b. ( ) mülkü, diğer tarafdan Hüseyin b. ( ) mülkü ve iki tarafdan da tarîk-i âm ile mahdûd cemî‘-i menzil de buna dâhildir. Ve orada oturmayı, her gün sabah namazından sonra Yasin sûresini okuyup sevâbını vâkıf-ı mezbûrun vâlidesi rûhuna hediye etmesi şartıyla mahalle mescidine imâm olan kimesneye şart etti. Günlerin ve senelerin geçmesiyle bu şarta riâyet olunmaz hâle gelmişse vakıf lehdarı olarak fukarâ-yı Müslimîni şart etti. tevliyyet, nezâret-i hasbiyye ve lâzım gelecek tamiratı yapmayı orada oturan her bir kimesneye şart etti. Ve vakfı tescîl ettirmek ve kuruluş muamelesini tamamlamak üzre mütevellî atadığı kadı Mustafa Efendi b. Musa’ya menzili teslîm etti. Mütevellî menzili tesellüm edip taht-ı tasarrufuna aldı; sâir mütevellîler evkāfta tasarruf ettikleri gibi tasarruf etti. Hâl bu minvâl üzre iken vâkıf-ı mezbûr, İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe indinde vakfın adem-i lüzûmuna dayanarak vakıfdan cayıp menzili geri istedi. Mütevellî-yi mezbûr ise her ne kadar İmâm-ı Azam indinde vakıf gayrı lâzım ise de bazı müctehid imâmların lüzûmu sıhhatten ayırmadıklarını ifâde ederek red ve teslîmden kaçındı. Anlaşamayıp hâkimin huzûrunda murâfa‘a olunduklarında hâkim-i muvakki‘ vakıf husûsunda e’imme-i eslâf arasındaki ihtilâfı da bilerek vakfın lüzûmuna hükmetti. Böylece vakıf, satılamaz, rehin edilemez, mîrâsa konu olmaz şekilde lâzım bir vakıf hâline gelip tescîl edildi. Vaka‘a’l-işhâd ve’t-tahrîr fî 20 Saferi’l-hayr sene 1027.


Şuhûdü’l-hâl: Es-Seyyid Mustafa Efendi b. Mehmed eş-şehîr bi Amcazâde, Fazlullah Efendi b. …?, Hüseyin Çelebi b. Mustafa Efendi, …? Efendi b. Davud, Ahmed Çavuş b. Devlethân, Nasûh b. Celal, Pîrî b. Zekeriya ve gayruhüm