İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H.1027/ M. 1618) cilt: 13, sayfa: 340 Hüküm no: 493 Orijinal metin no: [56b-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Çavuş b. Abdullah’ın ölen Ahmed b. Kaya’daki alacağını varisinden istemesi
Dergâh-ı âlî çavuşlarından Mehmed Çavuş b. Abdullah nâm kimesne meclis-i şer‘de Esma bt. Halil tarafından husûs-ı âti’z-zikri da‘vâya vekîl olup, vekâleti bi mâ hüve nehcü’s-sübût şer‘an sâbite olan zevci Ali Bey b. Ahmed el-yesârî mahzarında üzerine da‘vâ edip, bundan akdem müvekkile-i mezbûrenin ammîsi Ahmed b. Kaya nâm kimesne, târih-i kitâbdan on beş ay mukaddem karz-ı şer‘î tarîkiyle on altı bin akçe verip, mukābelesinde mahmiye-i İstanbul’da Şerefzâde mahallesinde vâki‘, inde’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd olan mülk menzilini bana bi tarîki’l-istiğlâl bey‘ ve teslîm eyledi. Ben dahi iştirâ ve tesellüm edip, yine kendiye sene tamamına değin bin dokuz yüz yirmi akçe müddet-i ma‘lûme ve ücret-i mu‘ayyene ile îcâr edip, ol dahi istîcâr eyleyip, husûs-ı mezbûru bin yirmi altı senesinde mahmiye-i mezbûrede hilâfeten müvellâ olan Mehmed Efendi b. Atâullah huzûrunda hüccet-i şer‘iyye dahi ettirmiş idik. Hâlâ merkūm Ahmed ba‘de tamâmi’l-müddet fevt olup, verâseti karındaşı kızı mezbûreye munhasıra olup, muhallefâtının cümlesine vâzı‘atü’l-yed olmağın, meblağ-ı mezbûru taleb ederim deyû mevlânâ-yı mezbûrun imzâsıyla mümzât ve hâtemiyle mahtûme hüccet-i şer‘iyye ibrâz edip, nazar olundukda, mazmûnu takrîrine muvâfık bulunmağın, vekîl-i mezbûr istintâk olundukda, mazmûn-ı hüccet mezbûreyi münkir olup, müdde‘î-i merkūmdan mazmûn-ı hüccete beyyine taleb olundukda, udûl-i Müslimînden el-Hâc Ali b. Abdullah ve el-Hâc Hüseyin b. Osman ve Piyâle b. Abdullah nâm kimesneler meclis-i şer‘de li ecli’ş-şehâde hâzırûn olup, gıbbe’l-istişhâd, fi’l-vâki‘ müdde‘î-i mezbûr Mehmed Çavuş müteveffâ-yı merkūm Ahmed’e bizim huzûrumuzda karz-ı şer‘î on altı bin akçe verip, mukābelesinde menzil-i mezkûru bi tarîki’l-istiğlâl iştirâ ve kabz edip, yine kendiye sene tamamına değin bin dokuz yüz yirmi akçeye îcâr edip, ol dahi istîcâr eyledi ve müddet-i îcâre dahi tamam oldu. Biz bu husûsa şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde, şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a olmağın, mûcebiyle hükm olunup, mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Hurrire fi’l-yevmi’l-hâmis min Cemâziyelâhir li sene seb‘a ve ışrîn ve elf.Şuhûdü’l-hâl: Mustafa b. Osman, Hasan Çelebi b. Ahmed, İbrahim b. Receb, Osman b. Mustafa ve gayruhüm.
|