Bab Mahkemesi 11 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670-1671) cilt: 53, sayfa: 165 Hüküm no: 143 Orijinal metin no: [30a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden Mahmud Çavuş’un kölesi Macar asıllı Mehmed’i müdebbire usûlüyle azat etmiş olduğu
Mahmiye-i İstanbul’da Molla Şeref mahallesi ahâlîsinden iken bundan akdem cezîre-i Girid’de vefât eden Mahmud Çavuş b. Abdullah’ın verâseti zevce-i metrûkesi Saliha bt. Hamza ve sulbiye kızı Âişe nâm hatunlara münhasıra olduğu şer‘an sâbite oldukdan sonra mezbûre Âişe meclis-i şer‘-i şerîfde işbu orta boylu sarı kaşlı sarışın a‘verü’l-a‘neyn? Macariyyü’l-asl bâ‘isetü hâze’l-kitâb Mehmed b. Abdülvahab nâm gulâm mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mevsûf-ı mezbûr müteveffâ-yı mezbûrun ile’l-vefât abd-ı memlûkü olup ba‘de vefâtihî irsen mezbûre Saliha ile bana intikāl etmekle mülk-i mevrûsumuz iken mevsûf-ı mezbûr rıkka inkıyâddan imtinâ‘ eder. Suâl olunup ihkāk-ı hak olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mevsûf-ı mezbûr cevâbında müteveffâ-yı mezbûr hayâtında yedinde mülkü ve hakkı olduğum hâlde beni tedbîr-i mutlak ile müdebber edip ba‘dehû fevt oldukda sülüs malı vesâyâsına müsâ‘id olmağla ben bilâ-si‘âyeten hür olup velâ-yı şer‘îden gayrı üzerimde kimesnenin hakkı kalmamışdır deyü def‘ ile mukābele edicek gıbbe’s-suâl ve’l-inkâr mevsûf-ı mezbûrdan def‘-i mezbûrunu mübeyyine beyyine taleb olundukda Dergâh-ı âlî yeniçerilerinen Doksan dokuzuncu Cemâ‘ate mahsûs odada hâlâ odabaşı olan Abdi Beşe b. Rasûl ve mahmiye-i mezbûrede Davudpaşa mahallesinde sâkin Mustafa Çelebi b. Süleyman nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Mahmud Çavuş hayâtında mevsûf-ı mezbûr Mehmed yedinde mülkü ve hakkı olduğu hâlde tedbîr-i mutlak ile müdebber edip ba‘dehû fevt oldukda sülüs mâlı vesâyâsına müsâ‘id olmağla mevsûf-ı mezbûr sâir ahrâr-ı asliyyîn gibi hür olup velâ-yı şer‘îden gayrı üzerinde kimesnenin [hakkı] kalmamışdır biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye etdiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince mevsûf-ı mezbûrun vech-i muharrer üzere hürriyetine ba‘de’l-hükmi’ş-şer‘î mezbûre ise vech-i muharrer üzere mu‘ârazadan men‘ olunup mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-ışrîn min-Cumâdelâhire li-sene ihdâ ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Abdullah kethüdâ, Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, Şükrullah Bey b. Mustafa, İbrahim Çelebi b. Mehmed.
|