.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H.1027/ M. 1618)
cilt: 13, sayfa: 471
Hüküm no: 724
Orijinal metin no: [88b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Nakşa ve Para adasından olup İstanbul’da bulunanların vergilerinin Gaşar Gracyan’ın adamı tarafından tahsil ettirilmesi

Nakşa keferesinin emridir. Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazl ve’l-yakīn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’ ve’l-mürselîn hüccetü’l-hakkı ale’l-halkı ecma‘în el-muhtassîn bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-mu‘în mevlânâ el-hâkimü’l-adl bi kazâ-i İstanbul ve Galata kadıları -zîdet fezâ’iluhümâ- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki, Nakşa ve Para Cezîresi’nin dukası olan Gaşar Gracyan Dersa‘âdet’ime âdem gönderip Nakşa, Para Cezîresi her senede birer çekdirir kadırga ile donanma-yı hümâyûnumda hizmet etmelik üzre kendüye tevcîh ve cezîre-i mezbûrenin rüsûm ve bâd-ı hevâ ve ebvâb mahsûlâtı mukaddemâ mültezimîn zabt u kabz edegeldikleri üzre müşârun-ileyh zabt etmek berâtında mastûr ve mukayyed olmağın ve cezîre-i mezbûrenin yazılı re‘âyâsın ve ra‘iyyet oğulları olup, ba‘zıları kâr u kisb ve nicesi dahi ticâret için İstanbul’a gelip zikr olunan kadılıklarda sâkin olmaları ile onların dahi rüsûm ve bâd-ı havâ ve beytü’l-mâl ve mahsûlât ve sâiresin müşârun-ileyh defteri mûcebince âyid ve râci‘ iken yavacıları ve beytü’l-mâl emînlerin hilâf-ı şer‘ ve kānûn dahl eyleyip ve zikr olunan mahsûlü donadup hizmet eyleyicek kadırganın ihrâcâtına havâle olunmağla, kendüye gadr olunduğundan gayrı bu husûs mukaddemâ görülüp, cezîre-i mezbûre mültezimleriyle yava ve beytü’l-mâl emînleri murâfa‘a-i şer‘ olduklarında zikr olunan rüsûm ve bâd-ı hevâ ve beytü’l-mâl mültezimlere hükm olunduğu sicil ve hüccet olunup ve min ba‘d mûcebince amel olunup cezîre re‘âyâsının vechen mine’l-vücûh rüsûm ve mahsûllerine yavacı ve beytü’l-mâl emînleri dahl eylememek için bundan akdem emr-i şerîf verildiğin bildirip, mütevellî Süleyman re‘âyâdan Câmi‘-i Cedîd’e ra‘iyyet tahrîr olanlardan mâ‘adâsın rencîde eylemeyesiz ve cezîre-i mezbûrenin ra‘iyyet olup, bu cânibe kâr u kisb için ve ticâret tarîkiyle gelen ra‘iyyetlerinin rüsûm ve bâd-ı hevâ ve beytü’l-mâl ve mahsûlâtı sâiresin ve bu bâbda mukaddemâ olan hüccet-i şer‘iyye mûcebince müşârun-ileyhin âdemîsine zabt u tasarruf ettirip, min ba‘d kazâ-i mezbûrda vâki‘ olan yava ve beytü’l-mâl emînlerinden bir ferdi dahl ettirmeyip, men‘ u def‘ eyleyesin ve hilâf-ı şer‘ ve kānûn alınan hakların şer‘le müteveccih olanlardan hükm edip alıveresin deyû Divân-ı hümâyûn cânibinden emr-i şerîf verilip, mûcebince mâliye tarafından dahi hükm-i hümâyûnum recâ eyledikleri ecilden buyurdum ki, bu bâbda Divân-ı adâlet- ünvânım tarafından verilen hükm-i şerîf mûcebince amel edip, min ba‘d hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesiz, şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’l-ışrîn [min] şehri Ramazâni’l-mübârek li sene seb‘a ve ışrîn ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.