.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 11 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670-1671)
cilt: 53, sayfa: 186
Hüküm no: 174
Orijinal metin no: [36a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Belkıs bt. Abdullah Vakfı’ndan harabolan menzilin yeniden inşası için mimarlar tarafından keşif yapılması

Medîne-i Üsküdar’a -humiyet ani’l-ekdâr- tâbi‘ karye-i Kādı sâkinlerinden fahrü’l-akrân İbrahim Çelebi b. Süleyman nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihü’l-bünyân ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsihü’l-erkânda takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip merhûme Belkıs bt. Abdullah nâm sâhibetü’l-hayrın vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsı nâtıka olduğu üzere her gün yedişer ihlâs-ı şerîf tilâvet edip sevâbını ruhuna ihdâ etmek üzere ulemâdan bir sâlih kimesneye şurût-ı vakfı olup tevcîh-i hâkim ile ber-mûceb-i şart-ı vâkıfe hâlâ tasarrufumda olan karye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Hadîce nâm hatun mülkü ve bir tarafdan Hüseyin Beşe nâm kimesne menzili ve bir tarafdan imâma meşrûta vakıf menzil ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd birisi çatma ve birisi kerpiç ile mebnâ fevkānî iki oda ve bir sofa ve bir kenîfi müştemil olan [36b] menzil mürûr-ı eyyâm ve şühûr ve kürûr-ı a‘vâm ve dühûr ile müşrif-i harâb ve mâil-i türâb olup müceddeden binâ olunmadan kābil-i süknâ olmayıp ve cânib-i vakıfda binâya müsâ‘ade ve binâsı için mevkūf bir nesne dahi olmamağın menzil-i mahdûd-ı mezkûrun bi’l-fi‘il hasbî mütevellîsi olan umdetü’l-akrân ve’l-ekfâ Mehmed Çelebi b. Ali Ağa nâm kimesne re’y-i hâkim ile menzil-i mezkûru ba‘de’l-keşf ve’l-mu‘âyene ve’t-takvîm üç bin akçeye muhammen ebniye-i harâbesinin nıkzını ve malım ile nefsim için mülküm olmak üzere dilediğim gibi binâya bana izin ve yedime temessük vermeğin ben dahi menzil-i mezkûrun arsası üzerine vech-i muharrer üzere fevkānî üç bâb oda ve dehliz-i kebîr ve bir sofa ve tahtânî matbah ve kenîf ve bir mikdâr havluyu müştemil bir menzil binâ etmişimdir. Hâliyâ cânib-i şerî‘at-ı şerîfe-i garrâdan üzerine varılıp keşif olunup masrûfum tahmîn-i sahîh ile tahmîn olunmak matlûbumdur dedikde husûs-ı mezkûr için buyruldu-yı şerîf dahi îrâd etmeğin imtisâlen-leh savb-ı şer‘-i hatîrden bu fakīr Hâssa mimârlardan Üstâd Mustafa Halîfe b. Ali ve Üstâd Mehmed Halîfe b. Abdullah ve zeyl-i rakīmde isimleri terkîm olunup ebniye ve sukūf ahvâline ıttılâ‘-ı tâm ve kemâl-i vukūf olan bî-garaz udûl-ı Müslimîn ve sikāt-ı muvahhidîn ile üzerine varıp mimârân-ı mezbûrân mütevellî-i merkūm Mehmed Çelebi mahzarında misâha eylediklerinde tûlen yirmi iki ve arzen on dört buçuk bi-hesâb-ı terbî‘î üç yüz on dokuz zirâ‘ sakfın zirâ‘ı ellişer akçeden on beş bin dokuz yüz elli akçe ve bi-hesâb-ı mezbûr yüz elli yedi buçuk zirâ‘ tahta tavanın zirâ‘ı otuzar akçeden dört bin yedi yüz yirmi beş akçe ve bi-hesâb-ı mesfûr yüz altmış dokuz buçuk zirâ‘ tahda döşemesinin zirâ‘ı kırkar akçeden altı bin yedi yüz seksen akçe ve bi-hesâb-ı mastûr yüz iki zirâ‘ tahta perdenin zirâ‘ı yirmişer akçeden iki bin kırk akçe ve bi-hesâb-ı mezkûr iki yüz seksen beş zirâ‘ dolma duvarın zirâ‘ı otuzar akçeden sekiz bin beş yüz elli akçe ve iki oda ocağı yedişer yüz akçeden bin dört yüz akçe ve üç çeki masandıra yedişer yüz akçeden iki bin yüz akçe ve Çıkrıkçı işi sâde kanadlı on üç pencere yüz yirmişer akçeden bin beş yüz altmış akçe ve sâde kanadlı kemer dört oda kapısı yüz ellişer akçeden altı yüz akçe ve bir sâde kapı yüz yirmi akçe ve geçme kebîr tarabzan yüz elli akçe ve beş ağatahtasından masnû‘ lengeli? mertek tahtası yirmişer akçeden yüz akçe ve kepenk korkuluğu ile dokuz basamaklı bir nerdüban yedi yüz akçe ve yine beş basamaklı bir nerdüban üç yüz akçe ve üç kilidi? otuzar akçeden doksan akçe ve dört Mihaliç direği kırk akçeden yüz altmış akçe ve çukuru ile tahtânî bir kenîf bin akçe ve tûlen on beş kadden dört bi-hesâb-ı mezkûr altmış zirâ‘ taş ile kerpiç mahlût frengî duvarın zirâ‘ı otuzar akçeden bin sekiz yüz akçe ve çınar tahtasından mebnâ bir sokak kapısı dört yüz akçe cem‘an kırk sekiz bin beş yüz otuz beş akçe ile ancak olur, bundan eksik ile binâ olunmak mümkün değildir, meblağ-ı mezkûrdan mukaddemâ tahmîn ve takvîm olunan üç bin akçe nıkz bahâ ihrâç olunucak kırk beş bin beş yüz otuz beş akçe kalır deyü mimârân-ı mezbûrân ile Müslimîn-i mezkûrîn icmâ‘ ve ittifâk etdiklerinde mâ-hüve’l-vâki‘ bi’l-ibtigā ketb ü imlâ olundu.

Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ min-Recebi’l-mürecceb li-sene ihdâ ve semânîn ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Ahmed el-imâm, Mustafa Çelebi b. Mehmed el-müezzin, Süleyman Çelebi b. Abdullah el-müezzin, Mehmed Çelebi b. Osman Efendi, Ahmed Ağa b. İbrahim, Korucu Mehmed Çelebi, Hüseyin Bey b. Ali, Musa Çelebi b. Mehmed.