|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 170 Hüküm no: 111 Orijinal metin no: [11b-4] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İstanbul’da Karabaş mahallesinden Kerime bt. Hüseyin ile Abdurrahman Çelebi b. Ahmed’in boşanma davası
Mahmiye-i İstanbul’da Karabaş mahallesinde sâkine Kerîme bt. el-Hâc Hüseyin nâm hatun meclis-i şer‘-i hatîrde zevci Abdurrahman Çelebi b. Ahmed nâm kimesne mahzarında tâyi‘aten ikrâr ve takrîr-i kelâm edip zevcim mezbûrun zimmetinde mütekarrir ve ma‘kūdün-aleyh iki bin beş yüz akçe mehr-i mü’eccelim ile mahmiye-i mezbûrda Şeyh Muhyiddin mahallesinde vâki‘ beyne’l-ahâlî ma‘lûmü’l-hudûd ve zevcim mezbûr ile iştirâk-i seviy üzere mülkümüz olup bi-hesâb-ı terbî‘i bin yüz kırk dokuz buçuk zirâ‘ arsada olan hisse-i şâyi‘am zimmetine lâzım gelen kadr-ı ma‘rûf nafaka-i iddet-i ma‘lûmem üzerlerine ve me’ûnet-i süknâm dahi kendi üzerime olmak üzere muhâla‘a-i sahîha-i şer‘iye ile muhâla‘a edip ol dahi hul‘-ı mezbûru kabûl ve zevciyete müte‘allika da‘vâdan zimmetini ibrâ ve ıskāt eyledikden sonra mezbûrun firâşından benden mütevellide işbu hacr ve terbiyemde olan sulbiye kızım Râbia nâm sagīreyi dahi hakk-ı hıdâne tamamına değin kendi mâlımdan infâka ta‘ahhüd eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîk meclis-i mezbûrda merkūm Abdurrahman Çelebi mezbûre Kerîme Hatun muvâcehesinde takrîr-i kelâm edip mezbûr Karabaş mahallesinde vâki‘ Kadri Efendi vakfı demekle ma‘rûfe odalarda vâki‘ etrâf-ı erba‘ası Hüseyin Çelebi ve vakf-ı mezbûrdan olan odalara ve tarîk-i âmma müntehî bir bâb oda ve bir sofayı hâvî icâre-i mu‘accele ve beher şehr otuzar akçe mü’eccele ile tasarrufumda olan menzili mütevellîsi ma‘rifetiyle mezbûre Kerîme Hatun’a cihet-i karz-ı şer‘îden zimmetimde olan dört bin akçe deynime takās ol dahi mukāssa ve kabûl eyledi ba‘de’l-yevm menzil-i mezbûr mezbûre Kerîme’nin hakk-ı müfevvazıdır, benim alâka ve medhalim yokdur dedikde gıbbe’t-tasdîk mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 28 min-Recebi’l-ferd sene 72
Şuhûdü’l-hâl: es-Sâbıkūn.
|