İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 172 Hüküm no: 115 Orijinal metin no: [12a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. Beşiktaş Kılıçalipaşasarayı mahallesinden Fâtıma bt. İskender ile Sultan Selim Câmi hatîbi Mehmed Efendi b. Mustafa’nın boşanma davası İbrâ Husûs-ı âti’l-beyânın mahâllinde tahrîri iltimâs olunmağın bu dâ‘îlerine hitâben buyruldu-yı şerîf vârid olmağın imtisâ[len] leh cânib-i şer‘den Mevlânâ es-Seyyid İbrahim Efendi bi’t-taleb irsâl olunup ol dahi zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn ile mahmiye-i <<İstanbul>> Galata’ya tâbi‘ Beşiktaş mahallâtından merhûm Kılıç Ali Paşa Sarayı mahallesinde sâkine Fâtıma bt. İskender nâm hatunun menziline varıp akd-i meclis-i şer‘ eyledikde hâlâ Sultan Selim Câmi‘i’nde hatîb olan umdetü’l-hutebâ Mehmed Efendi b. Mustafa meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda işbu bâ‘isetü’l-vesîka talâk-ı selâse ile zevce-i mutallakası mezbûre Fâtıma Hatun mahzarında ikrâr ve i‘tirâf edip ve mezbûre Fâtıma Hatun benim zevce-i menkûham <> iken târih-i kitâbdan on beş gün mukaddem beynimizde firkat vâkı‘a olup lâkin beynimizde nikâh kāyim iken bundan akdem kendi akçem ile iştirâ eylediğim eşkâli beynimizde ma‘lûm Yemâne ve Handan nâm iki re’s câriyemi benim iznim yoğiken bey‘ ve semenlerini kendi mesârifine sarf etmekle zimmetinde bâkī kalmış idi. Hâlâ merkūmetân câriyeleri mezbûreden da‘vâ eyledikde cevâbında mezbûre Yemâne’yi yetmiş guruş ve merkūme Handan’ı elli guruşa bey‘ eyledim deyü ikrâr lâkin hîbe eylemiş idik deyü mukābele edicek hîbeyi isbâtdan âcize ben dahi yemîn eylediğimde semenleri olan yüz yirmi guruşun edâsı zimmetine terettüb etmiş idi. Ve bundan mâ‘adâ mezbûrenin hâlâ sâkine olduğu mülk menzilinin bahçesini mukaddemâ Aragon cemâ‘atinden Mosko v. Haryem nâm Yahûdî’ye altı yüz guruşa bey‘ ve yüz guruşunu kabz eyledikden sonra bey‘-ı mezbûrun fesâdı zâhir ve hükm-i hâkim ile mezbûrenin makbûzu olan yüz guruşun mezbûr Yahûdî’ye şer‘an reddi lâzım gelmeğin ol esnâda meblağ-ı mezbûr yüz guruşu mezbûreye deyn olmak üzere emriyle mezbûr Yahûdî’ye kendi mâlından def‘ ü teslîm edip hâlâ meblağ-ı merkūm yüz guruşu da‘vâ eyledikde mezbûre Fâtıma Hatun inkâr etmekle isbât edip ol dahi zimmetine terettüb etmiş idi. Ve bundan mâ‘adâ doksan guruş kıymetli beyâz çukadan kıllı bir samur kafası kürkümü dahi gasb eyledin deyü da‘vâ onlar dahi hîbe ile mukābele eyledikde ityândan âcize olmağın ba‘de’t-tahlîfi’ş-şer‘î mezbûr kürkü bana teslîm lâzım gelip ve bunlardan mâ‘adâ mezkûr bahçenin duvarını ta‘mîr için sekiz bin akçe kıymetli kerpiç ve taş iştirâ ve mezbûreye teslîm ol dahi mezkûr bahçeyi binâ etmiş idi. Kezâlik onu dahi da‘vâ eylediğimde inkâr etmiş idi. Hâlâ meclis-i mezbûrda beynimizde muslihûn tavassut edip mezbûre Fâtıma Hatun’un zimmetinde ma‘kūdün-aleyh olup ikrârım mertebesi olan on altı bin akçe mehr-i mü’eccelinden ve yine mezbûrenin cihet-i karzdan zimmetimde zuhûr eden elli guruş hakkı da‘vâsından ve sâir târih-i kitâba gelince otuz kırk seneden beri beynimizde ahz u i‘tâya müte‘allik vâki‘ olan hukūkdan fâriğa olmak üzere beynimizi ıslâh eylediklerinde ben dahi ba‘de’l-yevm zikrolunan iki re’s câriye semenlerinden ve yüz guruş ile sekiz bin akçe ve kürk da‘vâlarından ve’l-hâsıl bu ana gelince zevciyete müte‘allik cemî‘ da‘vâdan mezbûrenin zimmetini ibrâ-i âmm ile ibrâ ve ıskāt eyledim min-ba‘d eşyâ-i merkūmeye müte‘allik da‘vâ ve nizâ‘ım yokdur. Eğer benden bizzât veyâ bi’l-vesâta da‘vâ zuhûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın dediğini gıbbe’t-tasdîk vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ketb ve tahrîr ve ma‘an irsâl olunan Hüseyin b. Veli ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-hâmis ve’l-işrîn min-Recebi’l-ferd li-sene isneyn ve seb‘în ve elf. Şuhûdü’l-hâl: Şerefüddin Efendi el-hatîb, Abdülkerim Efendi b. Mehmed el-imâm, Mehmed Efendi b. Zülfikar, Ahmed Efendi b. Mehmed, Murad Bey b. Rıdvan, Davud Bey b. Abdullah, Mehmed Çelebi b. Mahmud, Süleyman Bey b. Mehmed, Ahmed Halîfe el-müezzin.