|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 234 Hüküm no: 190 Orijinal metin no: [23a-4] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Terkos nahiyesinin Mestre köyünde vefat eden Ali’den kalan paranın beytülmal emininden alınarak varislerine teslimi
Vilâyet-i Rumeli’nde Mat kasabasında hâkimü’ş-şer‘-i mübîn olan Ahmed Efendi b. Mehmed kıbelinden unvânıyla mu‘anven ve hâtemi ile mahtûm ve târih-i kitâb senesi Cumâdelâhire’sinin on birinci günü târihi ile kitâb nakli vârid olup mazmûnu kasaba-i mezbûreye tâbi‘ Mestre nâm karye sükkânından Mehmed ve Mustafa ve diğer Mehmed evlâd-ı Abdullah vech-i âtî üzere da‘vâ-yı sahîha-i şer‘iye ile mesbûk istişhâd-ı şer‘î sudûrundan sonra udûl-i Müslimînden olup kasaba-i mezbûreye tâbi‘ Goles nâm karye sükkânından İskender Bey b. Hasan b. İskender ve Kurd Halîfe b. Sinan b. Bayram nâm kimesneler nakl ve tahvîl için mahâll-i cerh ve ta‘dîle hâzırân olup bundan Havâss-ı Refî‘a muzâfâtından Terkos nâhiyesine tâbi‘ Podime nâm karyede sâkin iken fevt olup terekesi sâbıkā nâhiye-i mesfûrede beytü’l-mâl emîni el-Hâc Mustafa Ağa b. Muslı yedinde mazbûta olan Ali nâm kimesne ile müsteşhid-i mezbûrûn li-ebeveyn karındaşlardır babaları mezbûr Abdullah ve vâlideleri Hadîce ve maskat-ı re’sleri zikrolunan Mestre nâm karyedir müteveffâ-yı mezbûrun mezbûrûndan gayrı vârisi ve terekesine müstehak olduğu ma‘lûmumuz değildir, biz bu husûsa şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘îye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mezbûrân Mehmed ve Mustafa tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vâzı‘u’l-yed olanlardan hisse-i şer‘iyelerini da‘vâ ve taleb ve ahz u kabz ve îsâl mütevakkıf olduğu umûrun cümlesine taraflarından işbu nâkilü’l-kitâb mezbûr diğer Mehmed’i vekîl nasb u ta‘yîn eylediklerinde ol dahi kabûl ve hizmet-i lâzımesini edâya ta‘ahhüd eylediğini hâvî olmağın kitâb-ı mezbûr vekîl-i mezbûr talebiyle mezbûr el-Hâc Mustafa Ağa muvâcehesinde feth ü kırâet ve istintâk olundukda mezbûr el-Hâc Mustafa Ağa tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan dokuz bin sekiz yüz akçe kabzını ikrâr, lâkin kitâb-ı ma‘hûdun mevlânâ-yı mezbûr kıbelinden vürûdunu inkâr edicek vekîl-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyin beyyine taleb olundukda zeyl-i kitâbda isimleri mastûr olup şühûd-ı tarîkden Ali b. Hasan ve Mustafa b. Ali nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘e hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ işbu kitâb-ı naklî hâlâ kasaba-i mezbûrede hâkim-i şer‘-i mübîn olan mûmâ-ileyh Ahmed Efendi b. Mehmed kıbelinden vârid olup zeylinde olan hat ve hâtemi zahrında olan hâtem mevlânâ-yı mezkûr bizim huzûrumuzda imzâlayıp ve hâtem urup hat ve hâtemine bizi istişhâd eyledi, biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince meblağ-ı mezbûru vekîl-i mezbûra teslîme merkūm el-Hâc Mustafa Ağa’ya tenbîh olundukdan sonra vekîl-i mezbûr Mehmed meclis-i şer‘de merkūm el-Hâc Mustafa Ağa mahzarında [23b] asâleten ve vekâleten ikrâr u i‘tirâf edip teslîme tenbîh olunan meblağ-ı mezbûr dokuz bin sekiz yüz akçeyi mezbûr el-Hâc Mustafa Ağa yedinden bi’t-tamam ahz u kabz eyledim, yedinde bir akçe ve bir habbe bâkī kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîk mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-âşir min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene isneyn ve seb‘în ve elf
Şuhûdü’l-hâl: Ali Bey b. Hüseyin, Hüseyin b. Mehmed, el-Hâc Sinan Bey b. Mehmed, Şükrullah b. Mustafa, Abdi b. Hüseyin ve gayruhum.
|