|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 335 Hüküm no: 327 Orijinal metin no: [41a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ali Beşe b. Mehmed’in Hacı Ali b. Said’den satın aldığı cariyesi Mülayim bt. Abdullah’ın doğuştan ayıplı olduğu
Da‘vâ-yı câriye teşhîs-i maraz
Mahmiye-i İstanbul’da Hoca Ali mahallesinde sâkin işbu râfi‘u’l-kitâb Ali Beşe b. Mehmed mahfil-i kazâda Hacı Ali b. Said mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip işbu hâzıra bi’l-meclis Rusiyyetü’l-asl orta boylu Mülâyim bt. Abdullah nâm câriyeyi târih-i kitâbdan iki ay mukaddem cemî‘ uyûbdan sâlime olduğu hâlde mezbûr Hacı Ali’den on bin fıddî râyic fi’l-vakt akçeye iştirâ ve def‘-i semen eyleyip merhûm Hacı Ali dahi semen-i mezbûr on bin akçeyi yedimden bi’t-tamam ahz u kabz ve câriye-i mezkûreyi bana teslîm etmiş idi câriye-i mezkûrenin ferc-i dâhili taşra çıkmakla mu‘ayyebe olduğuna muttali‘ oldum ayb-ı mezbûr bey‘-ı şirâdan mukaddem ârız ve inde’t-tüccâr noksan semen îcâb eder ayıbdır reddolunup semen-i mezbûr alıverilmek taleb ederim dedikde evvelâ câriye-i mezbûrenin aybı ricâl muttali‘ olmadığı mahâlde olmağla taraf-ı Saltanat-ı aliyye’den bu makūle emrâzı teşhîs için berat ile ta‘yîn olunan Hadîce nâm hatuna irsâl ve irâet olundukda hâlâ ol ayıb câriye-i mezkûrede mevcûd olduğunu ihbâr eylemekle mezbûr Hacı Ali istintâk olundukda cevâbında câriye-i mezkûreyi mezbûr Ali Beşe’ye bey‘ eyledim lâkin ayb-ı mezbûr câriye-i mesfûrede hîn-i bey‘de mevcûd değil idi deyü inkâr eyledikde müdde‘î-i mezbûr Ali Beşe’den müdde‘âsını mübeyyin beyyine taleb olundukda Pirincci Sinan mahallesinde sâkine olup müsinne ve kābile olan Fahri bt. Receb ve Altıpoğaça mahallesinde sâkine Mülâyim bt. Abdullah ile Mustafa Efendi b. Mehmed ve Ahmed Efendi b. Mehmed nâm tabîbler dahi meclis-i şer‘de hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka câriye-i mezkûrenin ayb-ı kadîmi olup hîn-i velâdetde ârız olmuş marazdır kadîm olduğuna biz şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın câriye-i mezbûrenin aybına muttali‘ oldukdan sonra istihdâm etmeyip ve bi’l-cümle kendiden kabûlü müş‘ir bir fi‘l sâdır olmadığına mezbûr Ali Beşe’ye yemîn teklîf olundukda ol dahi halfü billâhi te‘âlâ etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 21 min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene 1073.
Şuhûdü’l-hâl: Keşfî Mustafa Efendi b. Muharrem el-kâtib, Ahmed b. Abdülcabbar, Veli b. Mahmud, Mehmed b. Ramazan, Şükrullah b. Mustafa.
|